Üretim ve ihracatın Türkiye ekonomisi için lokomotif rol üstlendiğini söyleyen Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, "27 sektörde 61 birliğimiz ve 115 bini aşan firmamızla ihracatımızı artırmak, ülkemizin kalkınmasına, milletimizin refahına katkıda bulunmak için yoğun mesai harcıyoruz. İkinci yüzyıla Türkiye'yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma hedefiyle başladık. Bu büyük hedef için ihracatımızı her yıl ortalama yüzde 10 büyütmemiz gerekiyor. Ancak ticarette işler her zaman istediğimiz gibi gitmeyebiliyor. Avrupa ve ABD başta olmak üzere 2023 boyunca devam eden durgunluk, ihracatımıza olumsuz yansıdı. Küresel talebin yavaşlamasının yanı sıra içeride yüksek enflasyona rağmen seçimlerden önce kurun uzun süre baskılanması rekabetçiliğimize zarar verdi, bazı sektörlerde ciddi kan kaybı yaşadık" diye konuştu. 2024'e ise ihracatı en az yüzde 10 büyütme hedefi ile başlayacaklarını kaydeden Gültepe, "Ancak küresel pazarlarda önümüzdeki yılın ilk yarısı için de çok iyimser bir tablo görünmüyor. Örneğin OECD'nin son raporunda küresel büyümenin 2024'te yüzde 2.7'ye gerileyeceği tahmin ediliyor. Koşullar çok elverişli olmamakla birlikte biz elimizden gelenin en iyisini yaparak 2024'ü mümkün olan en yüksek performansla tamamlamak için var gücümüzle çalışacağız" dedi.
YÜKSEK TEKNOLOJİLİ ÜRETİM
Pazar çeşitliliğini artırarak konjonktürel riskleri en aza indirmek için 2023'te ticaret ve alım heyetlerine ağırlık verdiklerini anlatan Gültepe, "Ticaret Bakanlığı'mızın destekleriyle 2023'ü 148 ticaret heyeti ve 53 alım heyetiyle tamamlayacağız. Heyetlerimizin kısa vadeli sonuçlarını şimdiden görmeye başladık. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına Türkiye'yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma hedefi ile başladık. Hedefe halen 1.5 dolar düzeyinde bulunan ortalama kilogram ihracat birim fiyatımızı 3 dolar seviyesinin üzerine taşıyarak ulaşabiliriz. Katma değerli üretimi artırmanın yolu ise yüksek teknoloji, inovasyon ve tasarımdan geçiyor. Bu çerçevede Eximbank'ın katma değerli ve yüksek teknolojili ihracat yapan firmaların kredi ihtiyacının çözümünü kolaylaştırmak için kasım ayında açıkladığı finansman paketini çok olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz. Son olarak Merkez Bankası'nın reeskont kredilerinde iskontoyu sabitleme kararını da büyük bir memnuniyetle karşıladık" değerlendirmesinde bulundu.
DAHA ÇOK ÜRETİM DAHA ÇOK İHRACAT
"DAHA çok üretim ve ihracat için yeni yatırım yapmamız, teknolojimizi yenilememiz gerekiyor" diyen Gültepe, sözlerini şöyle sürdürdü: "Elbette bütün bunları ancak uygun maliyetli finansmanla gerçekleştirebiliriz. İhracatçılarımızın finansmana erişimini kolaylaştırmak için 2023'te çok önemli bir adım attık. Türkiye'nin 'Milli sermayeli ilk özel bankası' unvanını elinde bulunduran Türk Ticaret Bankası'nı İGE A.Ş. aracılığıyla ihracatçılarımıza kazandırdık. Elbette ihracatçımızın kısa vadeli kredi ihtiyaçlarını da karşılamamız gerekiyor. Finansmana erişim, hazirana kadar ihracatçı firmalarımız için büyük bir sorun oluşturuyordu. Seçimden sonra işbaşı yapan ekonomi yönetimi bu alanda önemli iyileştirmelere imza attı. Eximbank'ın kredi hacminin artırılmasının ardından reeskont kredilerinde günlük limit 300 milyon TL'den 3 milyar TL'ye çıkarıldı. TİM olarak ağustos ayında kamu ve özel 11 bankamızla ihracatçı firmalarımız için toplam 1 milyar dolarlık bir kredi protokolü imzaladık. Öngördüğümüz hedef kısa sürede aşıldı. Protokol çerçevesinde 5 bine yakın firmamızın kullandığı kredi miktarı toplamda 1.7 milyar dolara yaklaştı."
İYİMSERİZ VE GELECEĞE UMUTLA BAKIYORUZ
Marka ve mağaza sayısındaki artışa paralel olarak Türkiye'de organize perakendenin hacminin her geçen yıl büyüdüğünü söyleyen Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, "Türkiye'nin önde gelen 508 markasını çatısı altında buluşturan BMD, organize perakendenin en önemli temsilcisi olarak öne çıkıyor" dedi. "2024'e girerken iyimseriz ve geleceğe umutla bakıyoruz" diyen Öncel, şunları kaydetti: "Çünkü organize perakende dinamik bir sektör. Her marka kendi büyüme stratejisi çevresinde yeni mağaza açmak için fırsatları değerlendirirken e-ticaret alt yapısını da güçlendirmek istiyor. Uygun kiralama koşullarının oluştuğu yerlerde yeni mağaza açılışlarının devam edeceğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıl organize perakendenin performansında kira ve personel giderleri başta olmak üzere maliyet artışlarının düzeyi, tüketicilerin alım gücü ve turist alışverişi belirleyici olacak. Bizim öncelikle piyasadaki 'Fiyatlar daha da artacak' beklentisini kırmamız gerekiyor. Beklentinin kırılmasında ekonomi yönetimine önemli görevler düşüyor." Organize perakende sektörü için kiranın en önemli maliyet kalemini oluşturduğunu söyleyen Öncel, "10. uzama yılını dolduran kontratlarda 6-7 kata varan kira artışı talepleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Oysa enflasyonla topyekûn mücadele için öncelikle kira dâhil tüm maliyetlerdeki artışı dizginlemeliyiz" değerlendirmesini yaptı.
AYAKKABIDA HEDEF 5 YILDA 2 MİLYAR DOLAR İHRACAT
Ayakkabı
endüstrisi için 2023'ün zor geçtiğini söyleyen Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, "Avrupa Birliği (AB) ve ABD başta olmak üzere önemli pazarlarda daralma devam ediyor. Bu durumun en az 6 ay daha değişmeyeceğini öngörüyoruz. Dolayısıyla 2024'ün ikinci yarısından önce normalleşme beklemiyoruz" dedi. "Bütün olumsuzluklara rağmen moralimizi bozmuyor ve geleceğe umutla bakıyoruz" diyen İçten, şunları kaydetti: "Türkiye ayakkabıda küresel bir oyuncu. Yaklaşık 580 milyon çiftle Avrupa'nın en büyük, dünyanın altıncı büyük üretim kapasitesine sahibiz. Avrupalı markalar için ilgi merkezi olmaya devam ediyoruz. Ülkemizde yatırım yapan ve yatırım için zemin yoklayan küresel markalar var. Dönemsel gelişmelerden bağımsız olarak olaya uzun vadeli bakıyoruz. Tüm hesaplarımızı ayakkabı ihracatımızı 5 yıl içinde 2 milyar dolara taşıma hedefi doğrultusunda yapıyoruz."