Küresel salgın Kovid-19'a rağmen başarılı yükselişini sürdüren ve ziyaretçi sayısında en büyük rakibi İspanya'yı geride bırakmayı başaran Türk turizm sektörü, global markalara model olmaya başladı. Türkiye'nin uyguladığı her şey dahil konsepti, dünyanın önde gelen turizm gruplarından Accor'a rol model oldu. 4 yıl önce Rixos'un yüzde 70 hissesini satın alan Accor Grup, Rixos'un uzmanlığından faydalanarak her şey dahil konseptine geçecek. Buna göre Accor'un üst segmentte yer alan Fairmont, Rixos, Sofitel ve premium grupta yer alan Swissotel, Pullman, Mövenpick markalarında 'her şey dahil' konsepti uygulanacak. Özellikle aile ve resort otellerinde bu modelin uygulanması planlanırken, Türkiye'nin yanı sıra Orta Amerika, Avrupa, Asya ve Ortadoğu'daki otellerde de bu sistem devreye alınacak. Hali hazırda 24 markada uygulanan modelin işleyen ve devam eden projeler dahil edildiğinde 50 otele çıkması öngörülüyor. 2022'de bu sayının 100'e, 5 yıl içinde de 200 otele çıkarılması hedefleniyor.
RİXOS'TAN GÜÇ ALDIK
Accor Lifestyle ve Eğlence CEO'su, Ennismore Eş CEO'su Gaurav Bhushan, her şey dahil sektöründe güçlü bir konumda bulunan Rixos markasının sergilediği başarılı performanstan güç alarak 'her şey dahil' segmentine ağırlık verdiklerini söyledi. Her şey dahil konseptinde çalışan otellerin diğer otellerin çok üzerinde başarı gösterdiğini anlatan Bhushan, "Bu modele misafirlerimiz yoğun ilgi gösteriyor. İşletme açısından da otellerde isabetli hesaplama, düşük dağıtım maliyetleri ile kaynakların daha iyi planlanmasını sağlıyor" dedi. Bu iş modelinin geleneksel modele kıyasla oda ücretlerinde büyük tasarruf sağladığını anlatan Bhushan, işletmeye yüksek faaliyet kârları getirdiği ve yüksek doluluk oranları sunduğunu kaydetti.
LÜKS MARKALARDA UYGULANACAK
"Bu modelde çalışan oteller genellikle yılda yüzde 80-85 doluluk oranına ulaşıyor ve bu da iş sürekliliği ve değişken masraflarda daha az dalgalanma sağlıyor" diyen Bhushan, şöyle devam etti: "Bu modeli lükse ve premium markalarımızda uygulamaya alacağız. Çok spesifik pazarlarda çalışacağız. Ortadoğu, Kuzey Afrika, güney Avrupa, Orta Amerika, Meksika, Karayipler ve aynı zamanda Vietnam ve Çin gibi pazarlarda her şey dahil sistemle daha başarılı olacağımızı düşünüyoruz. Bu pazarlara odaklanacağız."
5 YILDA SAYIYI IKIYE KATLAYACAĞIZ
Rixos ile ortaklığından kaynaklı 24 tane otelin her şey dahil sistemde çalıştığını hatırlatan Bhushan, "İlk etapta işleyen ve projesi devam eden 26 otelimizi de bu konsepte geçirip, 50 otele ulaşacağız. Bir kısım yeni projelerimizi her şey dahil olarak başlatacağız. Bazılarını da bu sisteme çevireceğiz. 2022'de ilave 50 otelle sayıyı 100'e çıkarmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki 5 yılda bu rakamları iki katına çıkarmayı planlıyoruz" diye konuştu.
HER ÜLKEDE GÜÇLÜ OLDUĞUMUZ MARKAYLA İLERLEYECEĞİZ
HER şey dahile geçiş sürecinin Rixos Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince ile yönetileceğini anlatan Bhushan, Rixos'un bu modeli çok başarılı yönettiğine dikkat çekti. Yeni konsepte geçiş için çalışmalara başladıklarını anlatan Tamince de, "Bu segmentte büyüme çalışmaları lüks grupta Fairmont, Rixos and Sofitel ve premium grupta Pullman, Swissotel, Mövenpick olmak üzere toplamda 6 marka ile yürütülecek. Rekabet avantajımızın olduğu ve tanınırlık sağlayacağımız alanlar olmaları nedeniyle, lüks ve premium ürünlere yoğunlaşıyoruz" dedi. Bu modeli dünyanın birçok lokasyonuna yaymayı hedeflediklerini anlatan Tamince, hangi ülkede hangi marka daha güçlüyse o marka ile ilerleyeceklerini ifade etti. Tamince, "Vietnam'da Rixos'u anlatmamız zaman alabilir. Ama orada 50 yıldır Sofitel var. Sofitel bayrağı altında yeni sistemi uygulamak bizim işimizi daha da kolaylaştırıyor. Dünya genelinde 6 farklı markamızda da bu modele geçtiğimiz otellerimiz olacak" diye konuştu.