Obrubov, gıda güvenliği alanında nükleer teknolojinin kullanımı hakkında, "İyonlaştırıcı radyasyonla ürün işleme yöntemi, küresel toplam ürün sterilizasyon pazarında yaklaşık yüzde 40'lık payla ikinci en popüler yöntemdir ve 2022 yılı sonu itibariyle 1,5 milyar dolar değerindedir. İlk sırada hala radyasyon tedavisinden farklı olarak insanlar ve çevre için tamamen güvenli olmayan gaz sterilizasyonu yöntemi yer almaktadır. İyonlaştıcı radyasyon uygulaması gıda ürünlerinin raf ömrünü önemli ölçüde, ortalama 3 kat artırmayı ve polimerik malzemelerin operasyonel özelliklerini niteliksel olarak iyileştirmeyi mümkün kılar. Ana avantajları kısaca özetleyeyim. İlk olarak, yöntem güvenlidir, üründe zehirli veya zararlı kalıntılar bırakılmaz. İkincisi, hızlıdır. Ürünün işlem süresi birkaç saattir, üstelik ürün hemen kullanıma hazırdır. Üçüncüsü, etkilidir, ürünün ve ambalajın bütünlüğünü bozmadan ve hasar vermeden hem yüzeyde hem de ürünün içinde ürün işlemine izin verir. Dolayısıyla, iyonlaştırıcı radyasyon ile sterilizasyonun günümüzde en modern, etkili ve güvenli işleme yöntemi olduğunu söylemek için her türlü neden vardır" dedi.
TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİNE AÇIĞIZ
Türkiye de dahil olmak üzere iyonlaştırıcı radyasyon teknolojisinin geliştirilmesiyle ilgilenen tüm partnerlerle iş birliğine açık olduklarını anlatan Obrubov, "Rosatom'un ülkemizdeki radyasyon sterilizasyonu pazarında lider konumda olduğunu belirtmeliyim. Rosatom'un çok amaçlı işleme merkezleri ağı, Rusya'da yılda toplam 60 bin tonun üzerinde ürün kapasitesine sahip sekiz merkezden oluşmaktadır. Bugün Rosatom sadece Rusya'da projeler uygulamakla kalmıyor, aynı zamanda dost ülkelerde çok amaçlı merkez endüstrisinin gelişimine de aktif olarak yardımcı oluyor. Yabancı projelere gelince, hedefimiz, çok amaçlı ürün işleme merkezleri oluşturmaya yönelik etkili yüksek teknoloji çözümlerinin önde gelen tedarikçilerinden biri olarak uluslararası pazarda güvenle yer edinmektir" diye konuştu.
GÜVENİRLİLİK ONAYI ALDI
İyonlaştırıcı radyasyon yönteminin açlıkla mücadeleye yönelik BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine bir yanıt niteliği de taşıdığını belirten Obrubov, "BM raporuna göre, dünya nüfusunun onda biri yetersiz beslenmektedir. Bu rakama göre, uluslararası toplumun 2030 yılına kadar açlığı sona erdirme taahhüdünü yerine getirmek çok büyük çaba gerektirmektedir. Barışçıl atom teknolojileri küresel dünya sorununa karşı bu mücadelede yardımcı olabilir ve olmalıdır" dedi.
Obrubov, "Bu ürün işleme yönteminin insanlar ve çevre için güvenli olduğu Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA) tarafından onaylanmıştır" ifadelerini kullandı.
NÜKLEER TIP DA GELİŞİYOR
Nükleer tıbbın günümüzde küresel sağlık hizmetlerinin en hızlı gelişen dalı olduğunu kaydeden Obrubov, "Nükleer tıbbın geleceğini, barışçıl atom teknolojileri kullanılarak tedavi edilecek nozolojiler listesini önemli ölçüde genişletmekte görüyorum. Teknolojilerimizi geliştirmek için sürekli çalışıyoruz. Nükleer tıp sayesinde onkolojik hastalıklar artık etkin bir şekilde teşhis ve tedavi edilebiliyor. Yeni ilaçlar geliştiriliyor. Çok yeni geliştirilen Gepotoren ilacı gibi. Bu, renyum-188 ile etiketlenmiş insan kanı albümini mikrokürelerine dayanan bir radyofarmasötiktir. İlaç, kötü huylu karaciğer tümörü olan hastaları tedavi etmek için kullanılmaktadır" dedi.
Obrubov, "Rosatom'un 2025'te devreye alacağı Avrupa'nın en büyük fabrikasında yenilikçi ilaçların seri üretimini gerçekleştireceğiz" diye konuştu.