Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Alpaslan Çakar, faiz oranlarıyla enflasyon arasındaki bağın bütün dünyada koptuğunu belirterek, "Gelişmekte olan ülkelere bakın faiz oranı artışına gittiler; ancak bundan sonra da agresif bir şekilde faiz artırımına gidemeyecekler. Euro Bölgesi'nde resesyon net olarak görülmeye başlandı. Bizde durgunluk veya resesyon anlamında herhangi bir şey söz konusu değil. Biz makul finansmanla ülke ekonomisini büyütmeye devam ediyoruz. Bugün faiz oranlarını yüzde 70-80'lere getirirseniz ekonominin tamamen tepetaklak olması anlamına gelir" dedi.
KREDİDE ÜÇ ŞART VAR
Krediler konusunda son dönemde yapılan düzenlemenin amacının kredilerin selektif olarak doğru mecralarda kullanımını sağlamak olduğunu da dile getiren Çakar, "Varlıkların içinde dövizi varken, uygun maliyetli TL cinsinden kredi kullanarak döviz alınmasını önlemek. Cari denge dolayısıyla kur üzerindeki baskıları azaltacak önlemleri almak zorundayız. Kur üzerinde sürekli yukarı yönlü küresel baskı var. Bu amaçla bazı kararlar aldı. Bu kararlarda şöyle bir şey öngörülüyor; bu firmalar bağımsız denetime tabi olacak. İkincisi TL cinsinden yabancı para varlıkları altın ya da bankada yer alan mevduatları TL üzerinden 15 milyon TL'nin üzerinde olacak. Şirketin aktif büyüklüğü ve son 1 yıl içerisinde net satış hasılatından hangisi yüksekse onun yüzde 10'undan fazla yabancı para, varlık bulunduramayacak. Bu üç şartın bir arada olmasının zorunluluğu var" şeklinde konuştu.
ENFLASYON %50 OLUR
Fiyat mekanizmasının öngörülebilirliğin dışına çıktığını dile getiren Çakar, "Enflasyon enflasyonu doğuruyor. Ben yıl sonunda yüzde 50'ler seviyesine düşebileceğini öngörüyorum" dedi.
Kredinin akıbeti artık sorgulanıyor
BU yıl kredi büyümesinin TL cinsinden 993 milyar TL olduğunu belirten Alpaslan Çakar, "Geçen sene 103 milyar TL'ydi. Enflasyon ve maliyet artışların getirdiği bir tablo vardı. Firmaların kredi ihtiyacı hasıl oldu. Yeni ekonomik modelde temel parametre selektif kredi politikası. Doğrudan ihracat, tarım, katma değere gidiyor olması lazım. Bankacılık sektörü olarak hiç olmadığı kadar kredinin akıbetinin sorgulandığı bu dönem gibi bir dönem olmamıştır. Kredi kullandırırken önce 'bu parayı ne yapacaksın' diye sorarız. Sonra takibi yaparız. Bütün kredilerin gittiği mecrasını takip ederiz. Bir miktar öngörülmedik cari işlemlerde kullanılmak üzere kredi veririz. Krediler selektif kullandırılmaya devam ediyor" dedi.
DÖVİZ ALAN FİRMAYA KISIT YOK
ŞU anda yaşananların olağanüstü olduğunu belirten Çakar, "Biz olağan bir dönem yaşamıyoruz, bütün dünya için konuşuyorum. Kuru, enflasyonu, diğer parametrelerin sıklıkla yer değiştirdiği bir dönemde otoritenin benzer kararlar alıyor olması olağandır. Zamanın ruhu bunu zorunlu kılıyor. 360 firma diyoruz ama bunların ciddi yabancı para varlıkları var. Bunu engelliyor olmak lazım. Yabancı para döviz alan firma için hiçbir kısıt söz konusu değil" şeklinde konuştu.