Türkiye'de alanında tek seferde yapılmış en büyük yatırımı kuran Unilever, sürdürülebilirlik çalışmalarına hız verdi. Konya Ev Bakım Fabrikası'nda enerjisinin 1/3'ünü güneşten üreten şirket, lojistikte kullandığı araçları da elektriklendirdi. Unilever Türkiye ve Ortadoğu Ev Bakım Lideri & Unilever Türkiye Ülke Başkanı Ali Fuat Orhonoğlu,
"Unilever olarak, Paris Anlaşması'nın ortaya koyduğu 2050 hedefini 11 yıl öne çekerek, net sıfır emisyona 2039'da erişmeyi planlıyoruz" ifadelerini kullandı.
DÜNYADA İKİNCİ BÜYÜK FABRİKA
Türkiye'nin en büyük 40 sanayi kuruluşundan birisiniz. Nasıl bir ekosisteminiz var?
Unilever markalarımız 100 yılı aşkın süredir Türkiye'de tüketicilerimizle buluşuyor. Bugün 5 kategoride 20 markasıyla Türkiye'de piyasada bulunan ürünlerinin yüzde 94'ünü Türkiye'deki 4 fabrikada üreten, bu değer zincirini de bin 800'ü aşkın tedarikçi, 5 bin çalışan ve 215 bin satış noktasıyla yaşatan bir ekosistemle sahibiz. Konya'da bulunan ev bakım fabrikamız Türkiye'de alanında tek seferde yapılmış en büyük yatırımdı, bizim için bu alanda dünyada ikinci en büyük fabrika. Bu değer zinciri sadece Türkiye içine değil, aynı zamanda ihracata yönelik de çalışıyor. Son 5 yılda 700 milyon dolar ihracatımızla önemli bir döviz girdisi sağlamaktan da gururluyuz.
BÖLGESEL AR-GE MERKEZİ
Türkiye'de yeni yatırım planlarınız var mı?
Yalnızca son 2 yılda 250 milyon euro değerinde yatırım yaptık. Unilever Türkiye aynı zamanda Unilever için bir bölgesel Ar-Ge merkezi konumunda.
Sürdürülebilirlik çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
2010'da Sürdürülebilir Yaşam Planımızı hayata geçirdik, 2020'de de Sürdürülebilir Yaşam Pusulası adını verdiğimiz bir strateji ile hedeflerimizi yeniledik. Sürdürülebilirliğin üçüncü çağı dediğimiz yenilenen vizyonumuzda ise başlıca odak noktalarımız iklim, doğa, plastik ve yaşam koşulları olacak.
SIFIR EMİSYON HEDEFİNİ ERKENE ÇEKTİ
Hedefiniz 2039'da net 0 emisyona ulaşmak. Bunu sağlayabilecek misiniz?
Unilever olarak, Paris Anlaşması'nın ortaya koyduğu 2050 hedefini 11 yıl öne çekerek, net sıfır emisyona 2039'da erişmeyi hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için global çapta kapsamlı bir strateji benimsedik. Örneğin Türkiye'de operasyonlarımızda şu ana kadar 2015'e kıyasla yüzde 78 sera gazı emisyonu azaltımı sağlamış durumdayız. Dünyada bu alanda ilerlememiz yüzde 74 oranında. Türkiye'deki tedarik zincirimizde ilkleri hayata geçiriyoruz, tesislerimizdeki güneş enerjisi yatırımlarımız ve lojistik ağımızda elektrikli araçlara geçiş bunlardan bazıları. Uzun süredir ofislerimiz, fabrikalarımız, depolarımızda ve sahalarımızda sertifikalı yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanıyoruz. Konya Ev Bakım fabrikamızda 5 megavat kapasiteli güneş enerjisi santrali yatırımı yaptık. Fabrikanın enerjisinin üçte birini güneş enerjisinden üretiyoruz.
DONDURMAYI YAPAY ZEKÂ KONTROL EDİYOR
Son dönemde yapay zeka ve dijitalleşme de çok önemli... Sizin bu konudaki yatırımlarınız ne durumda? Yapay zeka (AI) ve dijitalleşmeyi hem iş süreçlerini
optimize etmek hem de sürdürülebilirlik
hedeflerini desteklemek için stratejik öncelikler
arasında konumlandırıyoruz. Türkiye'nin 215 bin
noktasına ürün sevkiyatı yapan
bir lojistik ağımız var. Burada yapay
zeka destekli teknolojileri kullanıyoruz.
Ürün geliştirmede ise globalde güzellik
ve sağlık alanında 400'den fazla yapay
zeka uygulaması kullanarak formülasyonlarımızı
daha ekonomik hale getirdik. Mikrobiyom
inovasyonuna 20 yıldır odaklanarak 12 binden
fazla veri topladık ve 100'den fazla patent aldık.
Unilever olarak 5 milyardan fazla veri ile dünyanın
en büyük mikrobiyom veri koleksiyonlarından
birine sahibiz. Dondurma sektöründe devrim yaratan
yapay zeka destekli dondurucuları adım adım
yaygınlaştırıyoruz. Bu dolaplar, stok seviyelerini
yapay zeka teknolojisi ile izliyor.
Fabrikanın elektriği güneşten
DETERJAN İÇİN DOLUM İSTASYONLARI
Su koruma programı ve atıkların geri dönüşümü konusunda yaptığınız çalışmalarla ilgili de bilgi verir misiniz?
Türkiye'de iki fabrikamızın bulunduğu
Konya'da Doğa Koruma Merkezi işbirliğiyle
suyun doğaya yeniden kazandırılmasına
yönelik çalışmalar yürütüyoruz.
Bu proje kapsamında, doğa temelli
çözümlerle suyun geri dönüşümünü sağlamak
ve su kıtlığı riskini azaltmak için
adımlar atılmakta. Plastik kirliliğine son
vermek ve ambalaj atıklarının çevresel
etkilerini azaltmak için de 2030 yılına
kadar tüm sert plastik ambalajlarını
yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir
veya kompostlanabilir hale getirmeyi
planlıyoruz. Esnek plastik ambalajların da
2035 yılına kadar aynı standartlara ulaşması
hedefleniyor.
ÇEVKO iş birliğiyle plastik atıkların
toplanması ve geri dönüşüme sevk edilmesine
yönelik programlar yürütüyoruz.
Sos, deterjan ve şampuan gibi ürün
ambalajlarında yüzde 10'dan yüzde 50'ye
kadar geri dönüştürülmüş plastik (PCR)
kullanıyoruz. Bu, saf plastik tüketimini
önemli ölçüde azaltmakta. Yeniden
dolum istasyonları gibi yenilikçi çözümlerle
de plastik atıklarını azaltmak ve
tüketicileri sürdürülebilir alışkanlıklar
edinmeye teşvik etmeye çalışıyoruz.
Bugün Migros işbirliğiyle, İstanbul,
Ankara ve İzmir'de deterjan ürünleri için
dolum istasyonları kuruldu. Bu modelde,
tüketiciler kendi boş şişelerini getirerek
ürünlerini yeniden doldurabilir. Bu
sistem, plastik atıklarını azaltmanın yanı
sıra ürünlerin yüzde 30 daha ekonomik
fiyatla sunulmasını sağlıyor.