Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER), erişilebilir konut için geliştirdiği ve kiraları yarı yarıya düşürecek yeni bir model için çalışıyor. Söz konusu modelde; kamuya ait arsalarda özel sektörün kiralama amaçlı konut üretmesi, arsa mülkiyetinin devlette kalması fikri önerildi. Bu yolla kiraların yarı yarıya düşebileceği belirtildi. Türkiye'de ilk olarak hayata geçirilecek bu modelle ilgili son gelişmeler hakkında bilgi veren GYODER Başkanı Neşecan Çekici kamu kurumlarıyla projeyi tüm yönleriyle ele aldıklarını belirterek, son aşamaya geldiklerini ve arsa temini sağlanınca ilk örnek projeye başlanacağını kaydetti.
ARSA YETERLİ
Yeni Konut Modeli için devletten bir tek arsa istediklerine vurgu yapan Çekici, "Arsa için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Hazine Bakanlığı ve İstanbul'da 4 belediye ile görüştük. Sonuçta bizim bir arsa ihtiyacımız var. Ve bu arsayı bir şekilde almamız gerekiyor. Bir tane iyi uygulama oluşturmamız gerekiyor. Örnek modelimizi hayata geçirmek istiyoruz. Biz bu konuda çok iddialıyız ve meseleyi bir sosyal sorumluluk olarak görüyoruz. Kamuyu iş birliğine davet ediyoruz. Bu hizmetin de bütün altyapısını oluşturduk. Devletten arsa ve altyapı istiyoruz. Hatta işletmesini de biz yapacağız ve devlet ciddi sayıda kiralığa sahip olacak. GYF'ler gibi, hatta menkulleştirme mekanizması gibi başka sermaye piyasası enstrümanlarını da devreye sokacağız" dedi.
İLACIMIZ BELLİ
"Erişilebilir konut demek hane halkı gelirinin yüzde 30'unun barınmaya ayrılması demek" diyen Çekici, "Karıkoca çalışıyor, eve 100 lira giriyorsa bunun yüzde 30'unu kiraya veya konut kredisine ayırmanız demek. Eğer fazlasını verirseniz sağlık, eğitim ve gıda harcamalarınız sekteye uğrar. Şu anda eviniz giren hane halkı gelirinin 5 katı kazanmalısınız ki ev alabilesiniz. Çok kısa bir süre sonra sistem tıkanacak. Biz bu tıkanıklığı çözücü bir ilaçtan bahsediyoruz. Bu modelle İstanbul'da 10-12 bin TL bandında kiralık konut üretebiliriz" diye konuştu.
YURTDIŞI GÖRÜŞMELERİ YAPILIYOR
GYODER Başkan Yardımcısı Burak Kutluğ, "Biz yeni modelimizde kamu-özel ortaklığında, geliştiricinin mülkiyeti tutmadığı, arsanın devlet tarafından sağlandığı, geliştiricinin sermayesi ve kredisiyle işini yapıp, sonra minimum getiri beklentisiyle parasını geri aldığı, konutun ise nihai kullanıcıya önce kiralandığı, bazı kriterlerle satın alma opsiyonunun da sağlanabildiği bir mekanizma düşündük. Finansman maliyetleri çok arttığı için biz şimdi Dünya Bankası ve benzeri kalkınma bankalarından (Avrupa, Asya), Avrupa'dan, Uzak Doğu'dan kaynak oluşturmaya çalışıyoruz" dedi.