TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya, enflasyon sepeti, ENAG'la hesaplamadaki farklılıklar ve TÜİK'e yöneltilen eleştirilere açıklık getirdi. Enflasyonda düşüş trendinin başladığına dikkat çeken Çetinkaya, konuşmasına TÜFE'nin tanımıyla başladı.
SEPETTE PİNPON TOPU YOK
Tüketim sepetinin hesaplanması tartışmalarına değinen Çetinkaya, sepetin hazırlanmasında, 'Toplam harcama içinde 1/1000'den daha fazla ağırlık alan mal ve hizmetler, her aralık ayında güncelleme ile ağırlığı artan madde çeşitlerinin endekse dahil edilmesi, ağırlığı azalanların endeksten çıkarılması, madde tanımlarının gözden geçirilmesi'nin dikkate alındığını bildirdi. Çetinkaya kamuoyunda eleştirilen "pinpon topunun" güncel seride endeks sepetinde hiçbir zaman yer almadığını dile getirdi. TÜFE hesabının uluslararası kurallarının bulunduğunu ve Türkiye'nin de iğden ipliğe AB'nin el kitabına uygun hesaplama yaptığını belirten Çetinkaya, "Dünyanın neresinde bu hesap nasıl yapılıyorsa Türkiye'de de aynı şekilde yapılıyor" dedi. 1.5 yıl önce doğalgaz indirimi nedeniyle yüzde 2'nin üzerinde olması beklenen mayıs ayı enflasyonunun yüzde 0'lı çıkması sonrası "TÜİK enflasyonu düşük gösteriyor" eleştirilerini anımsatan Çetinkaya, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) doğalgaz indiriminin enflasyon hesabına yansıtılması görüşünü ilettiğini söyledi.
YAZ ETKİSİ VAR
Çetinkaya, emekli maaşlarına zam öncesi TÜİK'in enflasyon oranını 1.64 açıkladığı eleştirilerine ilişkin sorular üzerine, kamu zamlarını Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın belirlediğini anımsattı. Enflasyonun haziran ve temmuz aylarında düşük çıkmasının "Tarihsel, yaz ayları olması, kamu zamları ve kur" gibi dört nedeninin bulunduğunu belirtti. Tarihsel sürece bakıldığında haziran ayı enflasyonunun her zaman düşük çıktığını belirten Çetinkaya, asgari ücrete zam yapılmamasının enflasyonu olumlu yönde etkileyeceğini kaydetti.
600 BİN FİYAT HESAPLANIYOR
Çetinkaya tüketim sepetini hesaplarken 900 madde çeşidiyle, farklı lokasyonlarda alınan 600 bin fiyatın dikkate alındığını söyledi. İTO'nun hesaplama metodolojisini TÜİK'ten aldığını belirten Çetinkaya, "Çok eski ve sınırlı metodoloji ile çok sınırlı yerden fiyat alarak hesaplama yapıyor" dedi.
DOKTOR MUAYENESİ YUMURTA FİYATI
Çetinkaya
, tüketim sepetindeki doktor muayene parası, yumurta, domates ve kira fiyatlarına ilişkin verilerdeki farklılıktan kaynaklanan tartışmalara da değindi. Hesaplamadaki "ağırlık" ve "toplulaştırma" sistematiğine dikkat çeken Çetinkaya, yumurta örneğini vererek Türkiye'de genel toplu tüketimin 30'lu yumurta kolisi olduğunu, gezen, organik tavuk yumurtalarının ise sadece ağırlık hesabıyla yumurta fiyatı ortalamasını 2 TL'den 2.57 TL'ye yükselttiğini söyledi. Doktor muayene fiyatının belirlenmesinde devlet ve özel hastane ayrımı ücret ve kullanım yoğunluğuna bakıldığına dikkat çeken Çetinkaya, 600 bin fiyat bütününden bir kaçını seçip karşılaştırma yapmanın bir anlamının olmadığını dile getirdi.
KİRA ARTIŞI GEÇ YANSIR
Kira
artış fiyatları ve ENAG'ın bu konudaki yanlış tutumuna ayrı vurgu yapan Çetinkaya, ENAG'ın her ay sahibinden.com'a girip bir önceki ay kira fiyatıyla son kira fiyatını alıp, "Kira şu noktadan şu noktaya çıktı" diye hesap yaptığını savundu. Çetinkaya, "Oysa her ay kiracıların yüzde 5'i veya 10'u ev değiştiriyor. Kiradaki fiyat artışları enflasyona geç yansır. Türkiye genelinde 5 bin konutun kira fiyatını takip ediyoruz" dedi.
ENFLASYONDA BİR ŞEY ÇEVİRMİYORUZ
Çetinkaya TÜİK'in enflasyonda bir şeyler çevirmediğini, TÜFE'deki giyim maddesinin enflasyonun çok üzerinde kaldığı ve bilinçli olarak baskılandığı iddialarının da gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Çetinkaya Türkiye'deki algılanan enflasyonla gerçekleşen enflasyon arasında farkın Avrupa'ya göre az olduğu tespitini paylaştı. İki yıl öncesine kadar ÜFE'nin yüzde 150, TÜFE'nin ise yüzde 60'larda olduğuna dikkat çeken Çetinkaya, "TÜİK'i IMF Türkiye masasına şikâyet etmişler IMF geldi baktı ne yapıyoruz ne yapmıyoruz diye" dedi. Çetinkaya, kamu zamlarının temmuza kaldığını, bunun enflasyonu etkileyeceğini söyledi.