Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) katkılarıyla Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) tarafından hazırlanan "Tüketim Ekonomisinden Kanaat Ekonomisine" raporu kamuoyu ile paylaşıldı. Raporun değerlendirme toplantısında konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, kanaat ekonomisinden kastettiklerinin, yatırımların ve büyümenin dizginlendiği bir durum değil, aksine, sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmanın sağlandığı bir düzlem olduğunu söyledi. Asmalı, "Bu yaklaşım, Türkiye'nin küresel arenada rakipleri karşısında rekabet avantajını korumayı hedeflemektedir. İsrafın önüne geçmek ve kaynakları daha verimli kullanmak adına reel sektörün döngüsel ekonomi modeline geçişi kritik bir adımdır" dedi.
İSRAF ÖNLENMELİ
Asmalı, raporun, iktisadi yapının üç ana aktörü olan bireyler, şirketler ve devlet bazında israfın önlenmesi ve kaynakların etkin kullanılması gerekliliğini vurguladı. Asmalı şunları kaydetti: "Tüketirken, yatırım yaparken ve büyürken aşırılıkları törpüleyerek, ekonomimizin bağışıklığını güçlendirmek ve finansal krizler ile çevre felaketlerine karşı daha dirençli hale gelmek temel amaçlarımız olmalıdır. Aşırı tüketimin en somut örneklerinden biri gıda israfıdır. Dünya genelinde üretilen gıdanın yüzde 20'si kaybolmakta ya da israf edilmektedir ve bu kaybın yıllık ekonomik değeri yaklaşık 1 trilyon dolardır." Şirketler için kaynakların doğru kullanımının öncelikli olduğunu belirten Asmalı, bu durumun şirket kârlılıkları için de hayati öneme sahip olduğunu söyledi.
GÜR: TÜM AKTÖRLERİN SORUMLULUĞU VAR
Raporun editörü ve yazarı Prof. Dr. Nurullah Gür de tasarruflar ve etkin kaynak kullanımının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurguladı. Ekonomideki tüm aktörlerin bu konuda sorumlulukları olduğunu belirten Gür, "Raporu, hane halkı, şirketler ve devleti kapsayacak şekilde hazırladık. Döngüsel ekonomiye geçişin, şirketlerde kaynak verimliliğini yüzde 3 oranında artırdığını tespit ettik. Küresel ölçekte bu modelin uygulanmasıyla orta vadede 4 trilyon dolarlık bir ekonomik kazanç sağlanabilir" dedi. Gür, Türkiye'nin tasarruf stokunun milli gelire oranının yüzde 33 olduğunu, gelişmekte olan ülkelerde ise bu oranın yüzde 40 civarında bulunduğunu belirtti.