Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yönetimi geçtiğimiz ağustos ayında Çip ve Bilim Yasası'nı onaylayarak pek çok sektör için hayati önem taşıyan ve gün gittikçe daha da stratejik bir ürün haline gelen çipler konusundaki lider konumundan vazgeçmeyeceğini tüm dünyaya duyurdu. ABD, 7 Ekim'de Çin'in en büyük hafıza çipi üreticisi Yangzte Memory Technologies ve en büyük yarı iletken donanım üreticisi Naura Technology Group'un da dahil olduğu 31 şirketi İhracat Kontrol Listesi'ne aldı. Bu 31 şirket, ABD'nin denetim şartlarını yerine getiremezse İhracat Yasağı Listesi'ne alınacaklar.
ABD, getirdiği yeni ihracat kontrolleriyle gelişmiş çiplerin Çin'e ihracatına lisans zorunluluğu getirerek Çin'in bu ürünlere erişimini kısıtlamayı ve çip üretimi için gereken donanım, malzeme ve insan kaynağını kontrol altında tutmayı planlıyor. Bu kısıtlamalarla birlikte Çin'de ileri teknoloji çiplerin üretildiği şirketlerde çalışan Amerikalılar, ABD dışında nükleer ve biyolojik silahlar ile füze geliştirme programlarında çalışanlar gibi denetimlere ve izne tabi tutulacak. Bu durum Çin'in çip üretiminde ihtiyacı olan insan kaynağına ulaşmasını kısmen engelleyecek. Çin bu kısıtlamaların uluslararası ticaret hukukuna aykırı olduğunu ve hukuki mücadele vereceğini açıkladı.
ABD daha önce Çinli telekomünikasyon donanımları üreticisi Huawei ile mikroçip imalatçısı SMIC'i İhracat Yasağı Listesi'ne almıştı. ABD, aldığı bu önlemlerle Çin'in yüksek performanslı çip üretim kabiliyetini sınırlamayı, gelişmiş mikro çiplerle yapay zeka ve süper bilgisayarlar geliştirmesini ve yüksek kapasiteli entegre devreler imal etmesini önlemeyi hedefliyor. Ancak bu kısıtlamalar Çin'in kısa ve orta vadede gelişmiş yarı iletken üretme kapasitesini olumsuz etkileyecek olsa da, uzun vadede bu teknolojileri kendi kendine üretmesi için Çin'e yüksek derecede bir motivasyon verebilir.
ÇİP ÜRETİMİNİN KISA TARİHİ
Çipler veya yarı iletkenler ilk kez 1970'li yıllarda ABD'de Silikon Vadisi'nde üretilmeye başlandı. ABD uzun süre çip tasarımı, üretimi ve satışında lider ülke konumundaydı. Günümüzde de tasarım ve satış alanlarında dünyada en büyük paya sahip olan ülke ABD. Üretim konusunda ise Uzak Doğu açık ara önde.
Amerikan Yarı İletken Endüstrisi Birliği'nin verilerine göre, 2022 yılında 555,9 milyar dolara ulaşan küresel çip satışlarının yüzde 46'sı Amerikan şirketlerince yapıldı.[1] ABD'yi yüzde 21 ile Güney Kore, yüzde 9 ile Japonya ve Avrupa Birliği (AB), yüzde 8 ile Tayvan ve yüzde 7 ile Çin izliyor. Ayrıca çiplerde söz sahibi ülkelerin çip piyasalarında da ABD merkezli şirketler satış pazar payı liderliğini elinde bulunduruyor. Örneğin, Çin'deki çip piyasasında ABD merkezli firmaların satış payı yüzde 49,9, Asya-Pasifik bölgesinde yüzde 48,6, Avrupa'da yüzde 50 ve Japonya'da yüzde 40.[2] Diğer yandan ABD'nin yarı iletken ihracatı 2021 yılında 62 milyar dolar değerindeydi ve rafine petrol, uçak, ham petrol ve doğal gazın ardından toplam ihracat sıralamasında beşinci sırada yer alıyordu. Yarı iletkenler, ABD'nin elektronik ürün ihracatı kategorisinde en büyük payı oluşturuyor.
ABD'nin modern yarı iletken üretim kapasitesinin payı 1990'ların başında yüzde 37 iken bugün yüzde 12'ye düşmüş durumda. Bu düşüşün önemli bir nedeni diğer ülkelerin çip üretiminde agresif yatırımlar yapması ve ABD hükümetinin bu yatırımlarda yavaş kalmasıydı. Ayrıca Amerikan şirketlerinin üretimlerini deniz aşırı bölgelerde yapmaya başlamasıyla çip dökümhaneleri Asya-Pasifik ülkelerine kaydı. Japonya, Singapur, Tayvan, Güney Kore ve Çin imalat alanında önde gelen ülkeler haline geldi.
Trendforce'un 2022 yılı verilerine göre, Tayvan küresel üretimde yüzde 66 ile en büyük paya sahip. Tayvan'ı yüzde 17 ile Güney Kore, yüzde 8 ile Çin ve yüzde 9 ile ABD ve diğer ülke şirketleri izliyor.[3]
DÜNYADA ARTAN ÇİP YATIRIMLARI
Üretimine ABD'de başlanan ancak zamanla maliyet avantajından dolayı üretiminin Asya-Pasifik bölgesine kaydığı yarı iletkenler; savunma sanayisi, beyaz eşya, otomotiv, havacılık, elektronik, tıp, 5G ve yapay zeka uygulamalarına kadar pek çok farklı alanda olmazsa olmaz bir girdi. Kovid-19 salgını esnasında tedarik zincirlerinde yaşanan sıkıntı sonucunda gündemimize giren çiplerde 2021 yılından itibaren pek çok ülke, yatırımlarını hızlandırmaya başladı. Çip üretiminin çok büyük ölçüde Doğu Asya'da yapılıyor olması, bu bölgede yaşanacak herhangi bir gerilim ve akabinde tedarik sorunu yaşandığında dünyanın geri kalanında -otomotiv sektöründe olduğu gibi- üretim bantlarının durmasına neden oldu. Bu tecrübeye binaen pek çok ülke çip tedarikini güvence altına almak zorunda hissediyor.
Ayrıca, Tayvan ile Çin arasında yaşanacak herhangi bir siyasi sorun da tüm dünyada üretimin ciddi bir sekteye uğramasına sebep olabilir. Salgının başlarında çok basit bir ürün olan maske için bile ülkelerin ne denli bencil ve agresif davrandığı göz önünde bulundurulduğunda, çiplerde de benzer bir sorunun yaşanılması muhtemel görünüyor. Bu nedenle pek çok ülke çiplerde yerli üretime geçerek kendisini güvence altına almak istiyor.
Dünya genelinde çip yatırımlarına baktığımızda ABD'nin önümüzdeki beş yıl için 52 milyar dolar harcama yapmayı planladığını, AR-GE çalışmaları içinse 150 milyar dolar ayırdığını görüyoruz. AB ise 2030 yılına kadar çiplerle ilgili araştırma, geliştirme, işgücü eğitimi ve üretim faaliyetleri için toplam 33 milyar avro harcanmasını öngören yasayı onayladı. Çin, 2012-2021 döneminde yarı iletken üretimi için 150 milyar dolarlık yatırım yaptı. Çip konusunda iç talebi tamamen karşılamayı hedefleyen Çin, 2018 yılından bu yana 52 çip fabrikasını faaliyete geçirdi. Çin'deki Tümleşik Devreler Fonu'nun (Integrated Circuit Fund) 2030 yılına kadar çiplerle ilgili toplam 150 milyar dolarlık yatırım yapması bekleniyor. Tayvan'ın TSMC (Taiwan Semiconductor Manufactoring Company) şirketi 2021 yılında 30 milyar dolarlık yatırım yaptı, şirket 2022 yılı için 40 milyar dolarlık yatırım hedefliyor.
ABD AKINTIYA KARŞI KÜREK Mİ ÇEKİYOR?
Küresel çip piyasasında ABD'nin Çin'e çip teknolojisi ihracatını kısıtlayan son hamlesinin uzun vadede hem ABD hem de Çin'e etkileri olacak. Küresel çip üretim kapasitesinin yüzde 75'inin Asya ülkelerinde olduğunu düşünürsek bu etkilerin sadece Çin'i değil tüm dünyayı etkilemesi kaçınılmaz. Kısa ve orta vadede bu kontroller ve yasaklar Çin'i zor durumda bırakacak olsa da uzun vadede bağımsızlaştıracak ve kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacak gibi görünüyor.
Çin kendi gelişmiş çiplerini üretip bu yolda bağımsız bir ülke olma hedefine doğru yürürken bir süre ABD'den ihraç edilen gelişmiş çiplerden ve ABD'li insan kaynağından faydalanamayacak. Huawei'ye getirilen yaptırımlar geçmişte Çin'in çip sektörünü stratejik sektörler arasına almasıyla sonuçlanmıştı. ABD tarafından getirilen yeni gelen kısıtlamalar Çin'in teknoloji alanında kendine yeterli hale gelme hedefini önce zorlaştıracak veya geciktirecek; ancak diğer yandan bu hedefe yönelik motivasyonunu artıracak.
Belki 30 sene önce bu tip yaptırımlar ciddi etki yapar ve Çin'in çip sektöründe gelişimine mani olabilirdi. Ancak Çin'in sahip olduğu sermaye ve bilgi birikimi ve şimdiye kadar yarı iletken teknolojilerine yaptığı devasa yatırımlar bu tür hamlelerin üstesinden gelmesi için yeterli. Türkiye'nin İHA üretiminde de tecrübe edildiği üzere kararlı bir şekilde ve bir plan dahilinde üzerine gidilen sektörlerde başarı mümkün oluyor. ABD'nin bu tür hamlelerinin Çin'i daha da kararlı hale getireceği ve uzun vadede yüksek teknolojili ve gelişmiş çip piyasasında bağımsız bir aktör haline getireceği ve hatta bu süreci hızlandıracağı aşikar.