Dünya genelinde açlıktan gıda ürünlerinin üretiminde yaşanan sıkıntılara dek gıda güvenliğini etkileyen gelişmeleri yakından takip eden Torero, FAO'nın Roma'daki merkez binasında Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dünyada giderek artan kronik yetersiz beslenmeyle karşı karşıya olduklarını ifade eden Torero, "2021'de kronik yetersiz beslenmeyle karşı karşıya olan 828 milyon insan vardı. Bu sayı 2019'a göre 150 milyon arttı. Bu artış, Kovid-19 başta olmak üzere iklim krizi, anlaşmazlıklar sonucu çıkan yavaşlamalar gibi çeşitli etkenler nedeniyle yaşandı. İşlerin iyi gitmediği, fiyatların zaten yükseldiği ve toparlanma talepleri nedeniyle talep baskılarının olduğu bu dönemde Ukrayna'da savaş başladı" dedi.
Torero, savaşın mevcut durumu 3 temel boyutta etkilediğine dikkati çekti.
İlk boyutun hem Ukrayna'nın hem de Rusya'nın dünya tahıl ihracatının çok büyük bir kısmını ve ayçiçeği ihracatının yüzde 60'tan fazlasını gerçekleştirmesi olduğunu belirten Torero, "Martta savaş başladığında tahılların yüzde 70'i çoktan ihraç edilmişti fakat kalan yüzde 30 da önemliydi. Küresel ihracat pazarındaki önemi sebebiyle bu kısmın pazara sürülememesi halinde tahmin edileceği üzere fiyatlar artacaktı. İkinci önemli kısım ise Rusya, dünyadaki en büyük nitrojen ihracatçısı ve aynı zamanda dünyanın en büyük ikinci potasyum ve fosfor ihracatçısı konumunda. Nitrojen, potasyum ve fosfor, en önemli suni gübre maddeleridir. Fiyatların halihazırda artıyor olduğu bu durumun üstüne suni gübre ürünlerinin ihracatının önündeki engeller, suni gübreler için girdi maliyetlerini artırmış oldu." diye konuştu.
FAO Başekonomisti, bu sorunda üçüncü boyutun ise insani olduğuna işaret ederek, "Şu an bildiğimiz, Ukrayna'nın normalde ihraç ettiği tahılın yaklaşık yüzde 45'lik kısmını bu sene ihraç edemeyeceği. Bu da orta-uzun vadeli bir sonucu. Bunun insanlık, toplumlar ve ülkeler olarak bize etkisi ise gıdaya erişim problemi yaratması. Bunun sebebi ise fiyatlar yükselince yoksul ülkelerin satın alma gücü düşüyor ve daha az tüketebiliyorlar. Daha az tükettiklerinde ise bu kronik yetersiz beslenmeye yol açıyor." ifadelerini kullandı.
BU ANLAŞMAYLA NELER BAŞARILDI?
Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'nın önemi ve bu anlaşma sayesinde ne tür faydaların sağlandığı sorulan Torero, biri Ukrayna, Türkiye ve BM Genel Sekreteri (Antonio Guterres) arasında, diğeri de Türkiye, Rusya ve BM Genel Sekreteri arasında olmak üzere iki ayrı anlaşmanın olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Türkiye, Ukrayna ve BM arasında olan anlaşma gayet iyi şekilde işliyor. Şu ana kadar 10 milyon tondan fazla tahıl Ukrayna'nın dışına taşınabildi. Bu anlaşmanın amacı kırılgan ve yardıma ihtiyacı olan ülkelere yardım etmek değildi. Bu anlaşmanın amacı, Ukrayna'da mevcut olan daha fazla tahılı Ukrayna'dan dışarı çıkartmaktı. Bu başarıldı. İkinci kısım ise çiftçilere yaptıkları üretimlerinin karşılığında almaları gereken ücretleri ödemekti. Bu da başarıldı. Üçüncü kısım ise stokları boşaltmaktı çünkü yeni hasadı koymak için Ukrayna stoklarında yeterli yer yoktu. Bu da başarıldı."
Torero, Ukrayna'dan şu ana kadar ihraç edilen 10 milyon tona bakıldığında bunun yüzde 38,9'luk kısmının gıda, kalanının ise hayvan yemi olduğu bilgisini vererek, "Hayvan yemi kısmı da aslında dolaylı yoldan gıdaya dönüştürülmüş oluyor yani kullanılmayacak bir kısım gibi düşünülmemeli. Bu yüzden dünya çapında gıda mevcudiyeti önemli ölçüde artmış oldu." dedi.
ANLAŞMADAN KİMLER NE ÖLÇÜDE FAYDALANDI?
Torero, bu anlaşma sonucu Ukrayna'dan dışarı çıkarılan tahılın dünyaya dağılımı konusunda şunları kaydetti:
"Eğer tahılın hareketinin dağılımına ve nereye gittiğine bakacak olursak yüzde 23'lük kısmı düşük ve düşük orta gelirli ülkelere, kalanı ise orta-yüksek ve yüksek gelirli ülkelere gidiyor. Eğer bu yüzde 23'lük kısmı detaylı incelersek bu ülkelere giden tahıl ürünleri genel olarak gıda kategorisinde. Bu sırada orta-yüksek ve yüksek gelirli ülkelerin ise daha çok hayvan yemi olarak tahıl ürünlerini ithal ettiği ortaya çıkıyor ki bu ülkeler, hayvan yemini işliyor. Bu açıdan bakacak olursak da gıda mevcudiyetini artırma misyonu başarılı bir şekilde tamamlandı diyebiliriz. Neden daha çok tahıl yoksul ülkelere gitmiyor? Bu, daha önce de bahsettiğimiz gibi bir gıda erişimi problemi. Yoksul ülkeler, artan fiyatlar nedeniyle daha fazlasını tedarik edebilmek için gereken kaynaklara sahip değil. Gıdanın yoksul ülkelere daha iyi dağıtılması için Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'nı savunmasız ülkeleri de kapsayacak gıda erişim önlemleriyle birleştirecek çözümlere ihtiyacımız var."
"TAHIL, SADECE AVRUPA'YA GİTMİYOR"
Ukrayna'dan çıkan tahılın çoğunlukla Avrupa'ya gitse de sadece bu kıtaya gönderilmediğinin altını çizen Torero, "Burada önemli olan şu, tahıl sadece Avrupa'ya gitmiyor. Tahıl, ücretini ödeyebilene gidiyor ve yani aslında pazara giriyor. Anlaşma zaten buydu ve bu yüzden de fiyatlar değişiyor. Önemli olan gerçekten ihtiyacı olan ülkelere satın almaları için nasıl yardım edebileceğimiz. Anlaşma hiçbir zaman tahılı savunmasız ve yoksul ülkelere taşımak için tasarlanmamıştı, tahılı tahıl pazarına getirmek amacıyla kurgulanmıştı. Çok aktif de bir pazar olduğu için bunu yapmak pazarın dengesini de bozabilirdi. Dolayısıyla şimdi yapılması gereken tamamlayıcı önemler alarak ülkelerin gıdaya erişiminin iyileştirilmesidir." değerlendirmesinde bulundu.
"BU ANLAŞMA İŞE YARIYOR"
Torero, anlaşmanın önemi hususunda ise "Anlaşmanın tüm tarafları bunun işlemesine yönelik üstünde çalışmalılar. Önemli olan bu. Türkiye, bir rol oynuyor, BM Genel Sekreteri, Rusya ve Ukrayna da bir rol oynuyor. Bence bu anlaşma işe yarıyor çünkü yaşanan çatışmadan bağımsız olarak çözüm bulmaya çalışıyorlar" yorumunu yaptı.
Maximo Torero, anlaşmanın yenilenmesiyle ilgili olarak da "Karadeniz Anlaşması'nın yenilenmesi mükemmel bir haber. Bu, yine gıda mevcudiyetiyle ilgili sorunu azaltmaya yardımcı olur fakat yardıma daha çok ihtiyaç duyan yoksul ülkelerin gıda erişilebilirlik sorununu azaltmaz" ifadelerini kullandı.
"YAŞANILANDAN ÇIKARILACAK DERSLER VAR"
FAO Başekonomisti, yaşananlardan çıkarılacak dersler olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizim bu çatışmadan, Ukrayna savaşından öğrenmemiz gereken pek çok şey var. Tarım sektörünün şok ve risklere karşı ne kadar savunmasız olacağını anlamalıyız. Bu sıkıntı sadece savaşla alakalı değil, Kovid-19 salgınından da önce 2011'deki kuraklık, 2007'de ikilim değişikliği sorunlarıyla da vardı. Büyük ihracatçı ülkelerin de içinde olduğu bu tip kriz durumlarında dünyaya gıda tedarikini sağlamada çeşitliliğe gitmemizi sağlamak gerekiyor. Bu, öğrenmemiz gereken en açık ders. İkinci ders daha dayanıklı olunması gerektiği. Bir ülke ihtiyacının yüzde 60-70'ini tek bir ülkeden temin etmemeli aksine farklı ülkelerden almalı ki bu tür bir şey meydana geldiğinde hemen diğer kaynaklara erişim sağlayabilsinler. Ders alacağımız birçok husus söz konusu."