Hazinenin Cumhurbaşkanlığı kararı ile yurt içindeki ve yurt dışındaki şirketlere iştirak etmesini sağlamak hususunda Hazine ve Maliye Bakanlığını görevli ve yetkili kılan kuralın iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapıldı. Başvuru dilekçesinde, mülkiyet hakkına ilişkin hususların Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenemeyeceği, kuralın Cumhurbaşkanı kararı ile devletleştirmeyi mümkün kıldığı, şirketlere iştirak edilmesine ilişkin temel ilkelere yer vermeyen kuralda belirlilik ve öngörülebilirlik bulunmadığı belirtildi.
Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülen kuralın iptali istendi. Başvuruyu ilk olarak konu bakımından yetki yönünden değerlendiren Yüksek Mahkeme, kuralın konu bakımından yetki yönünden Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar verdi.
Başvuruyu içerik yönünden inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu değerlendirmede bulundu:
"Özel hukuk hükümleri bağlamında şirkete iştirak, ortaklık şeklinde şirketlerde pay sahibi olunması suretiyle gerçekleşmektedir. Kural kapsamında Hazinenin şirketlere iştiraki 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'deki düzenlemelerden farklılık arz etmekte olup iştirak anonim şirketlerle sınırlandırılmadığı gibi pay sahipliğinin oranına ilişkin de herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Yurt dışında Hazinenin iştirak edebileceği şirketlerin ise yerleşik oldukları ülke hukuklarına uygun, ticari mevzuatla uyumlu şekilde kurulmuş şirket statüsündeki kuruluşlar olacakları, iştirakin yine ticari mevzuata uyumlu şekilde, şirkette pay sahibi olunması suretiyle gerçekleşeceği belirtilmiştir.
Hazinenin şirketlere iştiraki özel hukuk hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilecek olup tarafların hak ve yükümlülükleri ile sorumlulukları başta olmak üzere iştirakin kapsam ve mahiyetine ilişkin meselelerin kural olarak genel kanun niteliğindeki Türk Ticaret Kanunu'na, mahiyetine uygun düştüğü ölçüde Sermaye Piyasası Kanunu, Bankacılık Kanunu gibi özel kanunlardaki düzenlemelere, yabancılık unsuru taşıyan iştirak ilişkilerinde ise milletlerarası özel hukuk kuralları çerçevesinde ilgili ülke mevzuatlarına tabi olacağı açıktır.
Öte yandan kuralda Hazinenin şirketlere iştirak etmesi suretiyle gerçekleştirilecek iktisadi faaliyet kapsamında alınacak karar ve ortaya konulacak işlemlerin yürütme organının hangi unsurlarınca gerçekleştirileceği de açık, anlaşılır ve uygulanabilir bir şekilde belirtilmiş olup kuralda bu yönden de belirsizlik bulunmamaktadır."
Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralın içeriği itibarıyla Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar verdi.