ASO'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Odanın 2023 yılı ilk Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı, Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nde gerçekleştirildi.
Toplantıya Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Özmen, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Nuray Karancı, TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası İş ve Yangın Güvenliği Yöneticisi Ayhan Aydın ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Özdemir Yıldırım katılarak, 'Afet Yönetimi', 'Deprem Psikolojisi', 'Afetlerde Arama Kurtarma' ve 'Afetlerin Ekonomik Etkileri' konularında sunum yaptı.
Ardıç, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, depremlerde 45 binden fazla vatandaşın hayatını kaybettiğini anımsatarak, 11 ilde, 650 bini aşan yapının, 232 bininin acil yıkılacak, ağır hasarlı veya yıkılmış olduğunun tespit edildiğini bildirdi.
Bina ve altyapı hasarlarının ekonomik maliyetinin yaklaşık 34 milyar dolar olduğunu vurgulayan Ardıç, "Bu tutara, yeniden inşa maliyetleri ve üretim, iş gücü, ihracat kayıpları eklenince Kahramanmaraş depremlerinin toplam ekonomik maliyeti 100 milyar doları geçmektedir. Bu da yurt içi gelirin yaklaşık yüzde 10'una tekabül etmektedir." değerlendirmesini yaptı.
"DEPREM BÖLGESİNDE YENİDEN YAPILANMA ÖNEM ARZ EDİYOR"
Seyit Ardıç, deprem bölgesinden 2 milyon insanın nakil olduğunu belirterek, söz konusu göçün en yoğun olduğu ilin Ankara olduğunu söyledi.
Göç eden insanların konut talebi ve altyapı ihtiyacının gözden kaçırılmaması gerektiğine işaret eden Ardıç, "Aynı zamanda gittikleri illerdeki okul talebi ve istihdam ihtiyacı da artıyor. Deprem bölgesinde yeniden yapılanmanın yanında, göç alan şehirlerin değişen nüfus büyüklükleri ölçüsünde desteklenmesi önem arz ediyor" ifadelerini kullandı.
Yaşanılan deprem felaketinin ardından bilim insanlarının öngörüleriyle Marmara Bölgesi'nde gerçekleşmesi beklenen depremin toplumda büyük endişeye neden olduğuna vurgu yapan Ardıç, şunları kaydetti:
"Marmara Bölgesi, nüfusun, ekonomik aktivitenin en yoğun olduğu bölgemizdir ve hazırlıksız yakalanmamız halinde şiddetli bir depremin yol açacağı yıkım, düşünmek dahi istemediğimiz boyutlarda olacaktır. Sanayi sektörüne yönelik gerekli önlemlerin acilen alınması önemli. İstanbul'da yüzde 90'ından fazlası hasar görebilecek alanlarda bulunan sanayi ve ticaret işletmelerinin, depreme dayanaklı hale getirilmesi ve riski daha düşük olan bölgelere ve rezerv alanlarına taşınması gerekmektedir."