Almanya'nın en güçlü kaslarından biri olan otomotiv endüstrisi ciddi bir krizle karşı karşıya ve ülkenin ekonomik büyümesini de aşağı çekiyor. Volkswagen'de başlayan kriz, aslında tüm otomotiv sektörüne yayılıyor. Almanya'da temmuz ayındaki sanayi üretimi hacmi bir önceki aya göre yüzde 2.4 azaldı ve bu durum uzmanların Alman ekonomisinde olası bir durgunlukla ilgili korkularını daha da artırdı.
RESESYON TEHLİKESİ
Sanayi üretimi hacmi geçen yılın temmuz ayına göre de yüzde 5.3 azaldı. Böylece göstergeler pandemiden bu yana en düşük değerlere ulaşırken, son 14 çeyreğin 10'unda negatif bir seyir gözlemlendi. Özellikle otomotiv endüstrisindeki olumsuz seyir bu düşüşte etkili oldu. Alman ekonomisinin kilit sektörlerinden olan otomotivde üretim temmuz ayında yüzde 8.1 oranında azaldı.
İŞTEN ÇIKARMA OLACAK
Almanya'nın Frankfurt merkezli Volkswagen şirketinin, Brüksel yakınlarındaki Vorst'taki Audi fabrikasında çalışanlar iş bıraktı. Fabrikada çalışan 3 bin kişiden yaklaşık 100'ü işe dönmeyi reddetti. Öğleden sonraki vardiya da işe gitmedi. Audi ve tedarikçi şirketlerden çalışanlar, fabrika tesislerinde çadırlar ve protesto kampları kurdu. Küresel otomotiv endüstrisinin devlerinden biri olan Volkswagen, tarihi bir kavşakta. Firma, otomotiv sektöründeki olumsuz gelişmeler nedeniyle ülkesindeki fabrika kapatma seçeneğini göz ardı edemeyeceğini ve 1994'ten beri yürürlükte olan ve 2029'a kadar işten çıkarmaları yasaklayan iş koruma taahhüdünden vazgeçmesi gerektiğini açıkladı. Volkswagen Grubu CEO'su Oliver Blume, önceki gün yaptığı açıklamada, "Avrupa otomotiv endüstrisi çok zorlu ve ciddi bir durum içerisinde" dedi. Bir diğer Alman devi BMW de dün kötü sonuçlar açıkladı. BMW, 2024 yılı karlılık tahminini düşürdü. Şirket, otomobil teslimatlarının durmasına yol açan teknik sorunların yanı sıra kilit pazarlarından Çin'deki talep düşüşüne işaret etti.
'ZAYIFLIYORUZ'
Alman Institute for Economic Research analisti Klaus Wohlrabe, "Alman ihracatçıları şu anda diğer Avrupa ülkelerindeki ekonomik büyümeden yararlanamıyor. Şu anda Alman ekonomisinin olumlu dinamiklerini canlandırmayı başaramıyorlar" değerlendirmesinde bulundu. Bochum'daki Otomotiv Araştırmaları Merkezi Müdürü Ferdinand Dudenhöffer'e göre, Almanya'nın otomotiv endüstrisi küresel rakiplerine karşı giderek daha fazla geriliyor. Dudenhöffer, "Bu, Berlin ve Brüksel'den gelen zehirli bir karışım. Uzun vadede otomotiv endüstrisinin merkezi olan Almanya'ya büyük zarar veriyor" dedi. Dudenhöffer, kazananın elektrikli otomobillerle maliyet avantajını sürekli artıran Çin otomotiv endüstrisi olduğunu, Avrupa geride kaldığını söyledi.
ÇİN PAZARINI DA KAYBEDİYORLAR
Alman devi VW, 2022'nin sonlarında Çin'de en çok satan otomobil markası unvanını Çinli elektrikli araç devi BYD'ye devrederken, grubun Çin'deki pazar payı, içten yanmalı motor satışlarının düşmesiyle 2020'de yüzde 19.3'ten geçen yıl yüzde 14.5'e geriledi.
AB POLİTİKALARI OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜ GERİ GÖTÜRÜYOR
Çin'de yeni otomobil satışlarında bataryalı araçların payı yılın ilk yarısında yüzde 25.7'ye yükselirken, ABD'de satışların yüzde 7.7'si elektrikli oldu, AB'de ise bu pay yüzde 12.5'e geriledi. Dudenhöffer, Alman politikalarının aslında daha fazla elektrikli aracın yollara çıkmasını engellediğini ve Avrupa otomotiv endüstrisini geriye götürdüğünü söyledi. AB Komisyonu, Çin'de üretilen elektrikli otomobillere sağlanan sübvansiyonlar nedeniyle uygulamayı planladığı ek gümrük vergisi oranlarında bazı değişiklikler yaptı. Bu kapsamda ilk etapta yüzde 20.8 olarak belirlenen, daha sonra yüzde 9'a indirilen Tesla'nın Çin'de üretilen modellerine uygulanacak gümrük vergisi yüzde 7.8'e düşürülecek. Geely için daha önce yüzde 19.3 olarak tespit edilen ek vergi oranı yüzde 18.8'e inecek. BYD'ye uygulanması planlanan gümrük vergisi ise daha önce açıklanan yüzde 17 seviyesinde tutulacak. Avrupa'daki, Fransa gibi bazı ülkelerdeki üreticiler, Çin modellerinin iç pazarda hakimiyet kurmasından rahatsızlık duyuyordu. Alman üreticiler ise Çin'le ilişkilerin gerilmesinden ve bu pazardaki kayıplardan çekiniyor ve vergiye karşı çıkıyordu.