İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, yılın ilk 6 ayında önceliğin fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu düşürmek olduğu için Türkiye'de çok ciddi bir parasal sıkılaşmaya gidildiğini, şu anda da sıkılaşma adımlarının sonuçlarının görüldüğünü belirtti. Aran, bankanın 100'üncü kuruluş yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, ekonomiye dair 2024 beklentilerini de paylaştı. Türkiye'nin büyüme oranının yüzde 3.5, cari açığının 30 milyar dolar, işsizlik oranının yüzde 9-10 aralığında olmasını beklediklerini belirten Aran, TL'nin de yılı reel bazda değerlenme ile kapatmasını öngördüklerini belirtti.
ÜRETİME DAYALI EKONOMİ
Enflasyon kontrol altına alınıp fiyat istikrarı sağlandıktan sonra ekonominin dengeye ulaşacağını ve rahatlamanın 2026'da görülmesini beklediğini ifade eden Aran, "Fiyat istikrarı sağlanırken ve bunun için bir bedel öderken mutlaka sorunlarımızı çok boyutlu ele almalı, üretime ve ihracata dayalı ekonomi modeli yaklaşımımıza zarar verecek aşırılıklardan kaçınmalıyız. Yüzde 5'lik alışık olduğumuz yıllık ekonomik büyümeyi gerçekleştirirken de bir daha cari açık vermemek için mutlaka uzun vadeli yapısal dönüşümlere ihtiyacımız var" dedi.
FAİZ 2025 SONUNDA % 25
Hakan Aran, faiz indirimleri ile ilgili de şunları kaydetti: "Ekimde Merkez Bankası'nın bir aksiyon almayacağını, sözlü ve yazılı yönlendirmeyle izleyen dönemde indirimlere başlayabileceğinin sinyalini vereceğini sanıyorum. Yıllık enflasyonun ve enflasyon eğiliminin politika faizi seviyesinin altında kalıcı şekilleneceğinin net olarak görülmesiyle kasımdan itibaren 250 baz puan seviyesinde faiz indirimleri için fırsat oluşacağı ve bu yılın sonunda politika faizinin yüzde 45'e, önümüzdeki yılın sonunda da yüzde 25'e indirilebileceği kanaatindeyim. Enflasyonun da 2025 sonunda yüzde 20 civarına düşebileceğini öngörüyoruz."
YAPILANLARIN DOĞRULUĞU REYTİNGLE TEYİT EDİLDİ
Aran, Türkiye'nin gri listeden çıkmasının özellikle ülkenin ve bankacılık sektörünün itibarı, yurt dışında iş yapma kolaylığı açısından büyük bir kazanım olduğunu vurguladı. Mood'y's'in Türkiye'nin notunu iki kademe artırmasıyla ilgili de Aran, bunun içeride yapılan işlerin doğruluğunu teyit etmesi açısından kıymetli olduğunu, dış finansmana daha kolay ve daha ucuz erişilmesine vesile olan her not artışı ve ülkenin risk seviyesindeki her düşüşün aslında ekonomiye para, kaynak olarak döndüğünü söyledi.
HOLDİNGLEŞMEDEN VAZGEÇMEK SÖZ KONUSU DEĞİL
İkinci yüzyılına giren Türkiye İş Bankası'nın holdingleşme sürecine ilişkin de bilgi veren Aran, mevzuat gereği tüm süreçlerin 31 Ağustos 2024'e kadar tamamlanması gerektiğini belirtti. 31 Ağustos'a kadar süreci sonuçlandırma imkânının kalmadığına işaret eden Aran, "Bizim açımızdan vazgeçmek gibi bir durum söz konusu değil. Holdingleşmeden vazgeçmedik. Süreçte ilgili kurumlardan gelecek değerlendirmeler dikkate alınarak nasıl bir aksiyon alacağımıza karar vereceğiz" dedi. 26 Ağustos 1924'te 2 şube, 37 çalışan ve 1 milyon lira sermayeyle yola çıkan bankanın, bugün 20 bin çalışanı ve 1.042 şubesinin bulunduğunu, 285 milyar liralık öz kaynağa ulaştığını söyleyen Aran, 11 ülkede 22 yurt dışı şube, 3 banka, 2 temsilcilikle bölgesel bir bankaya dönüştüklerini belirtti. Aktif büyüklükte en büyük özel banka konumundaki İş Bankası'nın dünyaya açılmaya hazır olduğunu belirten Aran, "İkinci yüzyılımızda dünyada en geniş coğrafyada, en fazla müşteriye dokunan, hisse değeri en yüksek ilk 10 bankadan biri olmayı hedefliyoruz. Küresel rekabette güçlü olmak adına adımlar atacağız" dedi.