Covid-19 sağlık krizi, küresel ekonomiyi tehdit etmeye devam ediyor. Tüm dünyada aşılanmanın hızlanmasıyla, pandemi döneminde duran çarklar dönmeye başladı. Ancak dünya ekonomisi her geçen gün yeni bir sorunla karşı karşıya kalıyor. Ekonomiler Covid-19 sürecinden kendini sıyırmaya çalışırken bu kez sağlık krizinin dünya ekonomileri üzerinde yarattığı yan etkiler gündeme oturdu.
EMTİA FİYATLARINDAKİ RALLİ KÜRESEL ENFLASYONU KÖRÜKLEDİ
Koronavirüs sürecinde dünyanın birçok ülkesinde sanayide çarklar durdu. Dünya tarihte emsali görülmemiş bir şekilde sağlık kriziyle boğuşurken, aşının bulunması ve uygulanmasıyla ülkeler birer birer sanayisini harekete geçirerek alınan sert Covid-19 tedbirleri gevşetildi.
Küresel ekonomide çarklarının uzun bir aradan sonra dönmeye başlaması, sanayide girdi olarak kullanılan petrol, doğal gaz, bakır ve tarımsal emtia vs… gibi ürünlere talebi artırdı. Bunun sonucu olarak küresel enflasyon endişelerini alevlendiren emtia fiyatlarında keskin yükselişler kaçınılmaz oldu.
GIDA FİYATLARI DÜNYANIN GÜNDEMİNE OTURDU
Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Eylül ayı küresel gıda fiyat endeksini yayımladı. Buna göre Gıda Fiyat Endeksi Eylül'de yıllık bazda 32,8 artarak 130 puana ulaşarak 10 yılın zirvesine yükseldi.
Ekonomilerde çarkların dönmesiyle tarım emtiasının kralı buğdaya olan talep fırladı. Mısır ve pirinç fiyatları tırmanışa geçti. Artan yüksek oranlı talebin yanında ihracat olanaklarının zayıflaması fiyatları daha da körükledi. Bunun yanında dünyanın en büyük şeker ihracatçısı Brezilya'da kötü hava koşullarından darbe yiyen şeker, fiyatlardaki yükselişe hız kattı.
2021 yılında dünya tahıl üretimi 2.8 milyar ton ile tüm zamanların rekorunu kırsa da, artan talebi karşılayamadı.
20 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNE GERİLEYEN PETROL FİYATLARI BU KEZ 3 YILIN ZİRVESİNE YÜKSELDİ
Covid-19'un pandemi ilan edildiği Mart ayının hemen ardından Nisan 2020'de petrol fiyatları 20 doların altına sarktı. Covid-19 sağlık krizinin getirdiği ekonomilerde tam kapanmalar sanayinin en büyük girdisi olan petrole olan talebi tarihi düşük seviyelerine itti. Bununla beraber petrol fiyatları Covid-19'un ilk aylarında arz fazlası olacağı endişeleriyle 20 yılın en düşük seviyelerine geriledi. Petrol fiyatları 2008 krizinde zirve yapmıştı.
Covid-19'un dünya ekonomisinde yıkım yarattığı 2020 yılının son aylarında aşının bulunması ve uygulanmaya başlanması kapanan sanayilerin harekete geçirilmesi ile petrol fiyatları canlandı. Covid-19 tedbirlerinin gevşetilmesiyle fiyatlar kademe kademe artış kaydederek, 20 dolarlardan 85 dolar bandını kırarak 3 yılın zirvesine yükseldi.
AVRUPA'DA ENERJİ KRİZİ PATLAK VERDİ
Covid-19 sağlık krizinin ekonomiler üzerindeki en büyük yan etkileri artık kendini iyiden iyiye göstermeye başladı. Tüm dünyada enflasyon endişeleri her geçen gün artarken, patlak veren enerji krizi Avrupa ekonomisinde adeta deprem etkisi yarattı.
Aşılama, ekonomilerde çarkları döndürse de, Covid-19 pandemisinin etkisiyle ciddi şekilde kesintiye uğrayan küresel tedarik zincirlerini düzeltmedi. Çarklar dönmeye başladı ancak ham maddeye enerjiye ulaşım, talep artışını karşılayacak düzeye ulaşamadı. Bunun sonucu olarak tüm dünyayı korkutan enerji krizi kaçınılmaz oldu.
KORKUNUN ADI 'EVERGRANDE' OLDU
Bilinen borcu 300 milyar doları aşan Çinli dev emlak şirketi Evergrande'nin borçlarını ödeyememesi durumu dünya piyasalarını salladı. Bunun yanında Evergrande'nin ve gayrimenkul yönetim biriminin hisselerinin Hong Kong borsasında işleme kapatılması büyük bir spekülasyonu beraberinde getirirken, borç krizi meselesinin diğer şirketlere yansıma ihtimali ekonomistlerin radarında oldu.
Evergrande gibi bir devin iflas veya tasfiyesi durumu sıklıkla konuşulan bir durum olarak karşımıza çıkarken, borç krizinin dünyanın en büyük birkaç ekonomisinden biri olan Çin'e yayılabileceği endişeleri küresel ekonominin önündeki en büyük sorunlardan biri olarak öne çıkıyor.
ARZ DARBOĞAZLARI KÜRESEL EKONOMİYE PRANGA VURUYOR
Covid-19 sürecinde tüm dünyada aşılanma hız kazanırken, devletlerin uyguladıkları politikaların uyumsuz olması artan talebin karşılanması için ihracat-ithalat dengesini bozdu. ABD'de tedbirlerin büyük düzeyde gevşetilmesi Asya'da tedbirlerin sürmesi sorunun ana kaynağı olarak göze çarpıyor.
Küresel istihdam, nakliye ve lojistik faaliyetleri için işçi problemi öne çıkarken, tedarik zinciri krizi baş gösteriyor. Bununla beraber arz darboğazları ekonomilerde Covid-19 sürecinden dönüşüne engel oluyor. Nitekim bazı ülkelerde ekonomik toparlanmanın zayıfladığı ekonomistler tarafından dile getiriliyor. Ekonomistler tedarik zincirinde yaşanan sıkıntıların daha da kötüleşeceği yönünde açıklamalarını daha yüksek tondan dillendirmeye başladı.
Beklenti ihracat-ithalat uyumunu ve ticaret akışkanlığını bozan tedarik zincirinin arzı yani üretimi gelecek yıla kadar küresel düzeyde kısıtlamasının muhtemel olduğu ifade ediliyor.
DÜNYA DEVLERİNDEKİ BÜYÜME HIZ KAYBEDİYOR
Tedarik zincirinde yaşanan sorunlar Çin başta olmak üzere ABD ve Avrupa'da ekonomik faaliyeti yavaşlattı.
Yılın ilk çeyreğinde yüzde 18,3 ve ikinci çeyreğinde yüzde 7,9 büyüyen Çin ekonomisi, üçüncü çeyrekte ivmesini kaybederek yüzde 4,9 büyüdü.
IMF küresel ekonomi için büyüme tahminini yüzde 5,9'a çekerken, gelişmiş ekonomilerde arz kesintileri kaynaklı düşüşü ve gelişen ekonomilerde ise büyük ölçüde kötüleşen Covid-19 sürecini öne çıkardı.
FED VE ECB'NİN ASIL BÜYÜK SINAVI ŞİMDİ BAŞLIYOR: PARA SİLAHINI BU KEZ ÇEKEMEYECEKLER
Covid-19'un kendini göstermesiyle hemen hemen bütün ekonomistler ekonomilerin desteklenmesi için parasal gevşekliğin gerekliliği konusunda hem fikirdi. Ancak gelinen süreçte küresel düzeyde artan enflasyon ve enflasyon endişeleri doların patronu Fed ve euronun patronu ECB'nin elini kolunu bağlıyor. Ekonomistler ve politika yapıcılarından gelen mesajlar artık bundan sonraki süreçte uygulanacak eylemler konusunda bir görüş birliği bulunmuyor. Bu da küresel düzeyde belirsizliği artırarak kriz beklentilerini sıcak tutuyor.
Ekonomistlerin birçoğu Fed ve ECB'nin artık parasal genişlemeci politikalardan dönmesi gerektiğini dile getirmeye başladı. Uzmanlar bu durumda geç kalınması durumunda 'Geçici' diye nitelendirilen enflasyonun kalıcılığı konusunda risklerin artacağı yorumunda bulunuyor.
FED NE YAPACAK?
Dünya merkez bankaları öncüsü ABD Merkez Bankası (Fed) ülkede 13 yılın zirvesinde yer alan enflasyon konusunda sıklıkla 'Geçici olacak' mesajı veriyor. Yıllık enflasyon yüzde 5,4 ile yüzde 2 enflasyon hedefinin oldukça uzağında yer alıyor.
Ekonomik toparlanma için uygulanan ultra gevşek para politikasından dönüş için sinyaller veren Fed, küresel düzeyde artan risklerin ekonomik toparlanmaya darbe indirmesi durumunda iki arada bir derede kalacak.
Parasal genişlemeye devam etmesi durumunda enflasyonun daha da körüklenmesi ihtimalini göz önüne alan Fed'in, toparlanmanın darbe yemesi durumunda para politikasının etkinliğini kullanamayacağı göz çarpıyor.
Öte yandan Fed'in piyasalar için kritik olacak FOMC toplantısı 2-3 Kasım'da yapılacak. Burada piyasaların odak noktası 'Fed'in varlık alımlarında azalıma' gidip gitmeyeceği olacak.
ECB BAŞKANI LAGARDE: AVRO BÖLGESİ TEDARİK ZİNCİRİ KAYNAKLI ŞOKLARA KARŞI SAVUNMASIZ
Covid-19 sürecinde, düşük faiz politikası ve Acil Varlık Alım Programı (PEPP) ile para politikasını silahını sonuna kadar kullanan Avrupa Merkez Bankası (ECB) piyasaları fonladı. Bu genişlemeci para politikasının en büyük yan etkisi Avrupa'da enflasyon ve enflasyon beklentilerinde bozulma oldu.
Pandemi döneminde ekonomik çarkların neredeyse tamamen durduğu Avrupa'yı devasa parasal fonlama ile ayakta tutmaya çalışan ECB, ekonomilerin toparlanmasıyla artık varlık alımlarını kısma yoluna gideceğini açıkladı. ECB'nin bu kararında artan enflasyon endişeleri büyük rol oynadı. Ancak bunun ne hızda olacağı yine belirsizliğini koruyor.
ECB Başkanı Christine Lagarde son yaptığı açıklamada Avro Bölgesi'nin tedarik zinciri kesintilerinden kaynaklanan sistemik şoklara karşı oldukça savunmasız olduğunu vurguladı.