Türkiye'de bireysel emeklilik ve birikimli hayat sigortaları alanında ürünlerin sayısı ve türü hızlı bir şekilde gelişiyor. Sisteme giren insan sayısındaki artış da pandeminin ardından artışa geçti. Her ne kadar hâlâ gelişmiş piyasalarla karşılaştırınca yeterli seviyede değilse de yeni düzenlemeler bu alanı daha sade ve daha ulaşılabilir bir hale getirecek. Artık doğumdan emekliliğe kadar tüm süreci tek bir poliçe ile halletmek mümkün hale gelecek. Onlarca poliçe veya bürokrasiyle uğraşmak ya da her bir sigortaya ayrı zaman ve emek harcamak da ortadan kalkacak. Sektörün penetrasyonuna da katkı sağlanmış olacak. Bu konuda sektörün en büyük firmalarından biri olan Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk SABAH'ın sorularını yanıtladı.
KULLANICI DOSTU YAPI
Yılmaz Ertürk, "Bu konuda mevzuatsal çalışmalar devam ediyor. Herkesin yaşam döngüsü boyunca değişik ihtiyaçları oluyor. Örneğin çocuğunuz varsa eğitim sigortası ve eğitim giderlerini garantiye almak için bir sigorta ihtiyacınız olabiliyor. Evliyseniz gelir kaybına karşı bir sigortaya ihtiyacınız olabiliyor. Sağlık hastalık gibi nedenlerle sigorta alıyorsunuz. Yaşamın her evresinde farklı farklı ihtiyaçlar ortaya çıkabiliyor. Bunlar için de ayrı ayrı poliçeler yapılıyordu. Bunların bir bütün şeklinde ele alınması hayatı sadeleştirecek, kolaylaştıracaktır. Gerekli yasal mevzuat gerçekleşince bu tür bütünleşik ürünlere olan talebin artacağını düşünüyoruz. Bütün yaşam evresini tek poliçe de halledebilmek daha kullanıcı dostu bir yapı sunacaktır" şeklinde konuştu.
300 TL PRİMLE ÇOCUK SİGORTASI
Çocuğum için yatırım sigortası, herkese hayat sigortası, teminatlı birikim sigortası, prim iadeli hayat sigortası gibi dört farklı birikimli ürünleri olduğunu belirten Ertürk, "Çocuğum için yatırım sigortası, 0-15 yaş arasındaki çocuklara sunduğumuz bir ürün. Bizzat çocuğun sigortalı olduğu üründe süre ihtiyacına göre 10 ila 25 yıl arasında belirlenebiliyor ve aylık 300 TL'den başlayan primlerle birikim yapılabiliyor" ifadelerini kullandı. Bu üründe ayrıca dövize endeksli yatırım yapma olanağı da var. Herkese hayat sigortasının 16-70 yaşları arasındaki herkes için kullanılabilir bir ürün olduğunu da belirten Ertürk, "Yüksek vergi avantajı ile birikim yapma imkânı sağlayabiliyoruz. Bu ürün aynı zamanda içerdiği yaşam teminatı ile de finansal güvence sağlıyor. 10 yıllık sigorta süresi boyunca, süre sonunda kâr paylı birikim toplu olarak alınıyor" dedi. Bu üründe de ödenen primin tamamı, ücretin yüzde 15'ini ve brüt asgari ücretin yıllık tutarını geçmemek koşuluyla gelir vergisi matrahından indirebiliyor. Teminatlı birikim sigortasında ise 'Hem teminat altında olayım hem de birikim yapayım' diyenlere yönelik olduğunu da belirten Ertürk, "Yaşam kaybı, kaza sonucu yaşam kaybı, tam ve kalıcı sakatlık durumları güvence altına alırken, aynı zamanda gelecek için birikim yapma fırsatı sunuyor. Prim İadeli Hayat Sigortası da hem risklere karşı korunmak hem de sigorta süresi sonunda ödediği primleri geri almak isteyenler için kullanılar bir sigorta. Ertürk, "Bu ürün çeşitli risklere karşı teminat sunarken aynı zamanda sigorta süresi sonunda hayatta kalınması durumunda ödenen primleri sigortalıya dolara endeksli olarak iade ediliyor. Böylelikle sigorta sona erse de oluşabilecek maddi ihtiyaçlara karşı kişinin kendisini koruma altına almaya devam etmesi amaçlanıyor. 18-58 yaşları arasında ve sağlıklı olan kişiler bu sigortaya sahip olup poliçe süresini 12 ile 20 yıl arasında belirleyebiliyor" şeklinde konuştu.
18 YAŞ ALTI BES 25 BİN OLDU
18 yaş altına BES uygulaması için ilk ürünlerden birini çıkardıklarını belirten Ertürk, "25 bin rakamına ulaştık 18 yaş altı BES'te. İstatistiklere giren ise 15 bin. Biz ürünü ilk çıkardığımız için yüzde 50 gibi bir pazar payına sahibiz şu anda. Tabi zaman içinde bu oran aşağı doğru inecektir" dedi.
ÖDENEN PRİM VERGİDEN DÜŞÜYOR
35 yaşında biri Herkese Hayat Sigortası için her ay ödeyeceği 500 TL primle, her yıl yüzde 10 oranında prim artışı yaptığında ve kâr payı oranının yüzde 10.8 olması durumunda, 10 yılda 150 bin 287 TL toplu para elde edebiliyor. 5 bin TL brüt ücret alan bir çalışan, ödediği 500 TL'lik prim tutarının tamamını gelir vergisi matrahından indirebiliyor. Çünkü ödediği prim tutarı, aylık brüt ücretinin yüzde 15'ini ve brüt asgari ücretin yıllık tutarını aşmıyor.