Covid-19 sürecinde aşılama hızında dünyadan pozitif ayrışan Türkiye, ekonomik büyüme rakamlarında ve ihracat verilerinde yükselişine hız kattı. 2020 yılında tüm dünyada rekor daralmalar yaşanırken, Çin ile beraber pozitif büyüme kaydeden iki ülkeden biri olan Türkiye, 2021 yılında reel sektörüyle ön plana çıkarak ilk çeyrekte yüzde 7, ikinci çeyrekte ise yüzde 21.7 büyüme kaydederek ekonomisiyle ön plana çıktı.
İHRACAT YÖNLÜ BÜYÜME STRATEJİSİ MEYVELERİNİ VERMEYE BAŞLADI
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, "İhracata, yüksek katma değere ve hepsinin ötesinde istihdama dayalı bir büyüme modeli ile değişim süreci" sözüyle başlattığı bu modelde Türkiye, hem büyüme rakamlarıyla hem de ihracat verisiyle dünyadan pozitif ayrışma gösterdi.
Ayrıca hükümet Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla o dönemde özellikle sanayiciyi, ihracatçıyı küresel rekabette avantajlı hale getirecek adımlar atarak, uyguladığı politikalarla sanayicinin ucuz ve uzun vadeli finansman desteği sağladı.
Uygulanan katma değerli ihracat modeli, aslında Covid-19 öncesi ekonomiye olumlu yansımaya başlamıştı. Nitekim Türkiye ekonomisi Covid-19 öncesi 2019 Temmuz ve Ağustos ayında cari fazla vermiş, özellikle Ağustos ayında 5.1 milyar dolar ile rekor seviyede verilen cari fazla ekonomistlerin dikkatini çekmişti.
Son açıklanan makro ekonomik veriler gösterdi ki, küresel düzeyde patlak veren sağlık krizi Covid-19 süreci Türkiye ekonomisi için uzun vadeli planlarında sadece bir ara verilmesine neden oldu.
Dünyanın büyük ekonomilerinde 2020 yılı salgın döneminde tam kapanma gerçekleşirken, Türkiye'nin aynı dönemde uygulamaya aldığı destek paketlerinin milli gelire oranının yüzde 10 aşması, reel sektörü ve sanayiye can suyu oldu. Ayrıca bu dönemde hükümetin dünyanın aksine kısmi kapanmayı tercih etmesi, sanayide çarkları durdurmaması uzun vadeli meyvelerini vermeye başladı.
CUMHURİYET TARİHİ REKORU KIRILDI
Son gelen veriler incelendiğinde Türkiye, 18,9 milyar dolar ile en yüksek Ağustos ihracat rakamlarına ulaşırken, 12 aylık ihracatta 207,5 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdı.
Bir diğer dikkat çeken veri ihracatın ithalatı karşılama oranı, Ocak-Ağustos döneminde, geçtiğimiz yıla göre 6,9 puan artışla yüzde 82,5'e yükselerek öne çıktı. Aynı dönemde ihracat yapan firma sayısı yüzde 11 artışla 83 bine dayandı.
YABANCI KURUMLAR TEK TEK TÜRKİYE İÇİN BÜYÜME TAHMİNLERİNİ YÜKSELTMEYE BAŞLADI
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye'nin 2021 yılı büyüme tahminini yüzde 6'ya yükseltti. Moody's mayıs ayında yayımladığı raporda Türkiye ekonomisinin 2021'de yüzde 5 büyüyeceğini öngörmüştü.
Daha önce yayımladığı rapora göre Türkiye ekonomisinin 2021 yılında yüzde 5 büyüyeceği tahmininde bulunan Moody's, büyüme tahminini yüzde 6'ya çıkardı. Küresel ekonomik toparlanma ve aşılamadaki hızlı ilerlemeye dikkat çeken kuruluş, turizm sektöründeki canlanmanın Türkiye ekonomisine pozitif katkı vereceğini vurguladı.
Bununla beraber ABD'li dev yatırım bankası JP Morgan, Türkiye'nin 2021'e ilişkin büyüme tahminini yüzde 6,1'den yüzde 6,8'e çekerken, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings ise rakamı yüzde 6,3'ten yüzde 7,9'a yükseltti.
TÜRKİYE EKONOMİSİ 'AÇIK' DÖNEMİNDEN 'FAZLA' DÖNEMİNE HAZIRLANIYOR
Türkiye'nin son 12 aylık cari işlemler açığı Haziran'da 29,7 milyar dolar ile son 10 ayın en düşük seviyesinde gerçekleşirken, ekonomistler, cari dengede iyileşme eğiliminin devam edeceğini öngörüyor.
Merkez Bankası'nın verilerine göre Türkiye'nin cari işlemler hesabı Haziran ayında 1 milyar 127 milyon dolarla beklentilerin oldukça altında açık verdi. Son 12 aylık cari işlemler açığı Haziran ayında 29,7 milyar dolar ile son 10 ayın en düşük seviyesinde gerçekleşti. Ekonomistlerin birçoğu cari dengede iyileşme eğiliminin artarak süreceği yönünde görüş bildirirken, bu rakamların salgın nedeniyle Türkiye'nin önemli kalemlerinden turizm gelirleri ve yabancı yatırımlardan büyük çoğunluğunun eksik olduğu halde gelmesi dikkat çekti.
YILIN GERİ KALANINDA CARİ FAZLA GELEBİLİR
Türkiye'de cari açık probleminin başlıca nedeni olarak enerji ithalatı öne çıksa da, özellikle altın ithalatında durulma, turizm ve yabancı sermaye girişindeki artış, ihracatta yeni rekorlar beklentisi Merkez Bankası'nın 2021 yılının geri kalanında cari fazla verileceği yönündeki tahmini güçlendiriyor.
MERKEZ BANKASI: YILIN GERİ KALANINDA CARİ FAZLA VERİLEBİLİR
Yıl sonu cari açık tahmini 12-13 milyar düzeyinde oluşurken, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nın yatırımcılarla buluştuğu ve bir sunum gerçekleştirdiği toplantıda yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesinin beklendiği vurgulandı.
Yılın son çeyreğinde Türkiye'de enflasyonda belirgin düşüş yaşanması bekleniyor. Dünya salgının etkilerinden sıyrıldıkça Türkiye, o dönemde attığı adımlar sayesinde gelişmekte olan ekonomiler arasında öne çıkması bekleniyor.
ORTA VADELİ PROGRAM YAYIMLANDI
Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yayımlanan Orta Vadeli Program'a (OVP) göre Türkiye gelecek yıl yüzde 5, 2023'te yüzde 5.5 büyüyecek. Enflasyonun ise, 2022'de yüzde 9.8 ile tek hanelere inmesi beklenirken, 2023'te yüzde 8 ve 2024'te yüzde 7.6 olarak gerçekleşmesi öngörüldü.
OVP'de ihracatın 2022'de 230.9 milyar dolar, 2023'te 242 milyar dolar, program sonunda 255 milyar dolar olması hedeflendi.
DOĞAL GAZ KEŞİFLERİ CARİ FAZLAYA GEÇİŞTE ÖNEMLİ ROL OYNAYACAK
Türkiye'nin son 10 yılı incelendiğinde yılda ortalama 40 milyar dolar civarında bir enerji ithalatı dikkat çekiyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı 'Milli teknoloji hamlesi' ve Berat Albayrak'ın Enerji Bakanlığı döneminde alınan sondaj ve sismik araştırma gemileri ile atılan adımlar neticesinde, 'Fatih' sondaj gemisi Tuna-1, Amasra-1 kuyularında yaptığı 3 keşifte toplam 540 milyar metreküp doğalgaz buldu. Bu keşifle beraber 2026 yılında Türkiye'de kullanılan toplam doğal gazın yüzde 30'unun Karadeniz'den elde edilen kaynaklardan karşılanacağı bekleniyor.
Karadeniz'de o bölgede 4 trilyon metreküplük doğal gazın olduğu tahmin edilirken, Türkiye'nin ilerleyen dönemde yeni keşifler yapabileceği ihtimali giderek güçleniyor. Mevcut durumda büyük bir enerji ithalatçısı konumda yer alan Türkiye'nin kendi kaynaklarıyla yarattığı enerjiyi kullanmaya başlaması, cari açık verenden cari fazla veren ülke konumuna yükselmesini destekleyecek. Tüm bu bağlamda bulunan gazın işlenmesi ve ekonomiye kazandırılması açısından özellikle 2025-2026 yılları cari fazla için belirleyici olacak.