İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, yaptığı yazılı açıklamada, bu yıl ilk çeyrekte yüzde 7 büyüyen Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekte güçlü bir performans göstermesinin beklendiğini hatırlattı.
Geçen yıl salgın dolayısıyla bu dönemde kapanmalar olduğu için ekonomik aktivitelerde ciddi bir düşüş olduğunu kaydeden Pelister, Türkiye'nin diğer ülkelere göre daha hızlı toparlandığını belirterek, "Dolayısıyla baz etkisinin de desteğiyle birlikte çift haneli büyüme rakamlarını görmeyi bekliyorduk. Bununla birlikte bu yıl içinde takip ettiğimiz imalat sanayi kapasite kullanım oranları, Türkiye İmalat PMI ve rekorlar kıran ihracat rakamları da bize büyümenin kuvvetli olacağı sinyallerini verdi. Bu yönüyle ülkemizin ikinci çeyrekte yüzde 21,7 büyümesini büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz." ifadelerini kullandı.
Pelister, özel tüketimden sonra büyümeye 6,9 puanla katkı veren net ihracatın yanı sıra sanayideki yüzde 40,5'luk büyüme ve yatırımlardaki yüzde 20,3'lük büyümenin dikkat çekici olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İhracat, 2021 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 60, ithalat ise yüzde 19,2 büyüdü. Bu büyük performansta ülkemizin büyümesine en çok katkı veren ikinci sektör olan kimya sektörümüz ise ikinci çeyrekte gerçekleştirdiği 6,67 milyar dolarlık ihracat ile yüzde 71,59 büyüdü. İlk çeyreğe göre ise ihracatını yüzde 25,60 artırdı. Bu dönemde kimya sektörümüz, mayıs ve haziran aylarında ihracat lideri oldu. Haziran ayında 2,3 milyar dolarlık kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı ile sektörel bazda aylık yeni rekorumuzu kırdık. Yine öncü göstergelere baktığımızda bu pozitif tablonun biraz yavaşlayarak devam edeceğini öngörüyoruz. Kimya sektörü olarak bu yıl ihracatta 22 milyar doları yakalamayı bekliyoruz."
"TÜRKİYE TARİH YAZIYOR"
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz ise tüm dünyanın salgının yıkıcı etkileri ile sınandığı bir dönemde, Türkiye'nin dosta düşmana karşı gücünü bir kez daha ispat ettiğini belirterek, "Dünyanın en güçlü ekonomilerinin işsizlik ve küçülmeler ile boğuştuğu 2021 yılının ilk çeyreğinde yaşanan 7'lik güçlü büyüme, bugünlerin sinyalini vermişti. Her zaman söylediğim gibi Türkiye'nin ve Türk insanının gücüne güvenmeyenleri şaşırtmaya devam edeceğiz. Tüm engellemelerine karşın, Türkiye tarih yazıyor." ifadelerini kullandı.
Üretim çarklarının artık güçlü bir şekilde dönmeye başladığını aktaran Kopuz, salgın boyunca tedarik zincirinin hiç kırılmadığını, bunun ekonomiye yansımasını da rekor ihracat, yüksek büyüme oranlarıyla gördüklerini ifade etti.
Kopuz, iş dünyası olarak emeklerinin karşılığını aldıklarını ifade ederek, "Bu başarıdan aldığımız cesaretle daha çok çalışmalı, üretimde yüksek teknolojileri kullanmalı ve daha çok üretmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Bu başarıyı hükümetin adeta ilmek ilmek işlediğine dikkati çeken Ali Kopuz, şunları kaydetti:
"Hükümetin yıllardır birçok sektöre ve bölgeye verdiği destekler, pandemi döneminde hem çeşitlendi ve genişletildi. Sıkı çalışmalar neticesinde esnafımız da tüccarımız da işçimiz de mağdur edilmedi. Türkiye gerek aşılamadaki başarısı, gerek ise ekonomi yönetimi sayesinde bu dönemi de en az hasarla atlatacaktır. İnşallah bu rekor büyümenin etkisini azaltacak kapanma gibi bir sürece girmeyiz. Bu yüzden herkesi aşı olmaya, önce sağlıklarını sonra da geleceğimizi ve kazanımlarımızı korumaya davet ediyorum."
"BÜYÜME YIL SONUNDA YÜZDE 9'LAR CİVARINDA OLABİLİR"
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran da geçen yıl salgının ilk dönemi olmasından kaynaklı baz etkisinin bu artışta önemli payı olmakla birlikte, büyüme tablosunda olumlu bir ivmelenme ve yapısal değişim gözlemlendiğini kaydetti.
Büyümenin ana dinamiğini imalat sanayi, yatırımlar ve ihracatın oluşturduğunu belirten Kıran, şunları kaydetti:
"Özellikle imalat sanayi ürünlerine salgın döneminde artan iç ve dış talep, geçen yılın üçüncü çeyreğinden bu yana imalat sanayiinde çok güçlü bir artışa yol açmış durumda. İkinci çeyrekte imalat sanayi büyüme oranı yüzde 43,4 olarak gerçekleşti. İmalat sanayiine yönelik talep artışı, kapasite artırım ihtiyacını da doğurmuş ve ülkemizde makine ve teçhizat yatırımlarının son üç çeyrektir hızlı artışına imkan tanımıştır. İkinci çeyrekte makine ve teçhizat yatırımlarındaki artış yüzde 35,2 olarak gerçekleşti. İhracat artışı da güçlenerek ikinci çeyrekte 59,9 oldu. Bu tablonun kara, deniz ve hava taşımacılığına da olumlu yansımaları oldu. Hizmet sektörleri de kendi içinde ayrışmakla birlikte yüzde 45,8 gibi güçlü bir büyüme gerçekleştirdi. Hizmetlerdeki toparlanmanın yılın ikinci yarısında devam etmesini bekliyoruz."
Öncü göstergelerin büyümenin yıl sonunda yüzde 9'lar civarında olabileceğine işaret ettiğini aktaran Kıran, "Pandemi ile ilgili riskler son çeyrek ve gelecek yılın başına yönelik büyüme rakamını etkileyecektir. Bununla birlikte imalat sanayi-yatırım-ihracat odaklı yakalanan büyüme yapısının devamını başta turizm olmak üzere hizmetlerin desteğini de alarak sürdürmek son derece önemli olacaktır." ifadelerini kullandı.
"BÜYÜME ORANLARINDA İHRACATIN KATKISI YÜKSEK"
Asrın İşadamları Derneği (ASRİAD) Genel Başkanı Adnan Danışman, yüksek büyümenin moral verici olduğunu belirterek, rakamların, bir kısım sorunların giderilmesinde ana düzeltici etki oluşturacağını ve tüm alanları etkileyecek iyileştirmeye vesile olmasını umduğunu ifade etti.
Danışman, yüzde 21,7'lik büyüme oranının son derece önemli olduğunu vurgulayarak, "Vatandaş yeniden harcamaya döndü. Bu hem ümitlerin arttığını hem de birikmiş talebin devreye girdiğini gösteriyor. Özellikle ihracatçı üzerinden moral yakalanmıştır. Devlet harcamaları kısmış ve sanayici yatırıma yönelmiştir. Bu durum, sanayinin gelecek açısından daha iyi sonuçlar üretebileceğinin de göstergesi." ifadelerini kullandı.
Büyüme oranlarında ihracatın katkısının yüksek olduğunu ifade eden Danışman, ihracat kapasitesinin artarak devam etmesi halinde, ihracatın ekonomiye en ciddi katkıyı sunmaya devam edeceğine işaret etti.
Danışman, şimdilik en büyük sorunun, büyümeden tüm kesimlerin yeterli payı alamaması olduğunu aktararak, özellikle sabit gelirli kesimlerin büyük sıkıntı içinde olduğunu, mevcut büyümenin onların durumunu perdelemesine izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.