Doç. Dr. Nazım Kemal Üre, Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) tarafından düzenlenen çarşamba seminerlerinde otonom araçlar için yapay zeka teknolojilerinde kişisel verilerin korunması ve veri mahremiyeti konusunda konuştu. Otonom araçlarla ilgili bugünün konusunun öncelikli olarak güvenlik olduğunu anlatan Üre, ancak hızla çalışmaların artması ile 2050 yılında 7 trilyon dolarlık bir ekonomiye ulaşacak otonom araçlarda veri mahremiyeti ve etik konularının da öncelikli konular arasında yer alçağını belirtti.
VERİLER 3 ANA BAŞLIKTA TOPLANIYOR
Otonom araçlarda son 3-4 senedir veri mahremiyeti konusunun çalışıldığını belirten Üre, "Otonom araçlarda hangi veriler toplanıyor konusu 3 ana başlıkta derlenebilir. Bir tanesi araç verileri, bunlar araçtaki sensörlerden gelen ve direk araç ile ilgili bilgi toplayan sistemler. Mesela arabanın motorunda sıkıntı var mı, vites, şanzıman düzgün çalışıyor mu gibi bu veriler mahremiyet açısından sıkıntı yaratmıyor. Burada çevre verileri ile ilgili sıkıntı görüyoruz. Etraftaki bütün insanları, araçları, plakaları sürekli alıp işleyen yürüyen bir kamera sistemi mevcut. Bir de araç içerisindeki yolculardan toplanan veriler var. Araba gittiğiniz her yeri kayda alıyor. Yüzünüzü, sesinizi tanıyor, arabanın içerisinde olan her şeyi kaydedebilme gücüne sahipler" dedi.
Araç içerisinde ağırlıktan dolayı çocuk var mı yok mu gibi bilgiye de aracın kendiliğinden ulaşabildiğini anlatan Üre, "Arabada çocuk varsa hız limitlerini buna göre algılıyor. Eğlence sistemlerinden gelen bilgileri de alıyor. Ne dinliyorsunuz ne izliyorsunuz bunların hepsini alıyor. Bu verilerin yüzde 99'unu günün sonunda otomobil firmaları ürün iyileştirmek için kullanıyor. Ancak kişisel veriler konusunda bunun potansiyel kötüye kullanma olasılığı oldukça yüksek. Arabalar çok daha yazılım odaklı oldukça dışarıdan siber saldırılara da açık hale geliyor. Bir şekilde arabanın yazılımını kontrol edebilirseniz o arabaya istediğini yapabiliyorsunuz" dedi.
ZOR SORUYA CEVAP ARANIYOR
Etik konusunda tüm dünyada tartışmaların sürdüğünü ve birçok zor soruya mühendislik açısından da cevap arandığına dikkat çeken Üre, "Mesela otonom araçların kaza yapması kaçınılmaz olan durumda önünde iki grup insan varsa hangi grup insana yönelmeli sorusuna cevap aranıyor. Diyelim ki bir genç grup insan var, bir de yaşlı grup insan var hangi grup insana yönelmeli, yani burada bunu düşünüp karar verebilir mi insan değerini ölçebilir mi gibi çok daha derin mühendislik çalışmaları var, bunlarda hararetli çalışılıyor" diye konuştu.