SABAH'a özel açıklamalarda bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Türkiye'nin müsilaj, deprem, kentsel dönüşüm ve iklim değişikliği gündemini değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2012'de her türlü siyasi bedeli göze alarak İstanbul'da başlattığı kentsel dönüşüm seferberliğine "Türkiye'nin her yerinde kentsel dönüşüm" hedefiyle hazırlandıklarını söyleyen Kurum, "Ülkemizde 9.8 milyon binamız, 28.6 milyon konutumuz var. Bunların yaklaşık 6.5 milyonu riskli. Bunun da 1.3 milyonunun acil dönüşüme ihtiyacı var" dedi. Marmara Denizi'nde 24 saat esasına göre müsilaj çalışması yaptıklarını ifade eden Kurum, "İHA'larla uydu takip sistemi üzerinden anında müdahale edip, temizlik çalışmalarını yürütüyoruz. Müsilaj konusunda da 565 bölgede toplam 11 bin metreküp müsilaj topladık. 7 ilde 8 bin 118 denetim yaparak, 112 tesise 14.8 milyon lira idari para cezası uyguladık" diye konuştu. Kurum şunları söyledi:
İSTANBUL'DA 300 BİN BİNA ACİL:
Ülkemizin yüzde 66'sı deprem riskli alanlarda. Nüfusun yüzde 71'i bu bölgelerde oturuyor. 100 yılda 80 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. İzmir, Elazığ, Malatya depremleri ile Kartal'da yaşadığımız acı olay, Kağıthane ve Çankaya'da çöken istinat duvarı, dönüşümün önemini bir kez daha ortaya koydu. İstanbul'da yaklaşık 1.2 milyon bina, 5.9 milyon konut bulunuyor. Riskli 1.5 milyon konutun 300 bininin acilen dönüşmesi gerekiyor.
196.5 MİLYAR TL KAYNAK:
Her yıl 300 bin konut olmak üzere, acil dönüşmesi gereken 1.5 milyon konutun dönüşümünü 5 yılda bitireceğiz. 81 ilde 973 ilçemizde afetlere karşı risk taşıyan tüm binalarımızı kentsel dönüşüm kapsamına alarak yeniliyoruz. Bugüne dakar 1.5 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. Bu konutlara 16.5 milyar lira kaynak kullandık. TOKİ ile 19 yılda 180 milyar TL yatırımla 1.1 milyon konut ve 21 bin 764 sosyal donatı alanı üretildi. Kamu ve özel sektör eliyle yapılan kentsel dönüşümle 45 milyondan fazla vatandaşımızı güvence altına aldık.
DENIZLERDE SEFERBERLİK:
İklim değişikliği nedeniyle denizde artan sıcaklıklar Marmara'da müsilajın yoğun şekilde görülmesine neden oldu. Durgunluk nedeniyle, Marmara Denizi bir göl gibi davranmaya başladı. Bu iki faktöre, kirlilik de eklenince bugünkü manzarayla karşı karşıya kaldık.
Kirliliğin yüzde 70'ini kara kökenli kirleticiler oluşturmakta.
Marmara'da 25 milyon insanımız yaşıyor.
Türkiye sanayisinin yüzde 60'ı yine bu bölgede. Tarım ve hayvancılığın da yoğun olduğu bir bölge. Bu da evsel, kentsel, endüstriyel atıkların denizdeki fosfor ve azot yükünü artırmasını beraberinde getiriyor.
Yıllık 43 bin dev transit gemi ile birlikte şehir içi vapur hatları ve sayıları binleri aşan balıkçı tekneleri de Marmara üzerinde gemicilik kaynaklı bir baskı oluşturuyor.
BİYOÇEŞİTLİLİK KORUMA ALTINA ALINIYOR
8 Haziran'da İstanbul Caddebostan'da başlattıkları "Türkiye'nin En Büyük Deniz Temizliği Seferberliği"nin devam ettiğini söyleyen Bakan Kurum, şöyle devam etti: "Marmara Denizi'ne kıyısı olan İstanbul, Balıkesir, Kocaeli, Yalova, Bursa, Çanakkale, Tekirdağ'da çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.
Marmara Denizi'ni ve kıyılarımızı, denizden, havadan, karadan 7/24 yürüttüğümüz çalışmalarla anlık takip ediyor ve temizliyoruz.
Yalova, Balıkesir, Tekirdağ, Kocaeli, Bursa ve İstanbul'da toplam 36 işletmenin faaliyetini durdurduk. Korunan alan ilan edeceğimiz Marmara Denizi için yürüttüğümüz bilimsel çalışmaları bu ayın sonuna kadar tamamlayacağız. Denizdeki biyoçeşitliliği koruma altına alıyoruz. Marmara Denizi Koruma Alanı, Türkiye'nin en büyük denizel koruma alanı, yine dünyada sayılı büyüklükte ve etrafında 7 şehrin olduğu ilk alan olacak. Denizdeki oksijen miktarını artırmak için Kocaeli Körfez'de 4 farklı noktada ve Pendik Marina'da pilot bir çalışma başlattık. Havadan alınan oksijeni, özel bir teknolojiyle denizin içine aktarıyoruz."
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ARAŞTIRMA MERKEZİ
Bakan Kurum, Türkiye'nin iklim politikalarını geliştirmek, güncel bir bilgi ve veri tabanı oluşturmak, karar alma süreçlerini desteklemek amacıyla İklim Değişikliği Platformu ve Araştırma Merkezi'ni kurdukları bilgisini verdi. Emisyon Ticaret Sistemi'ni kurmak için mevzuat çalışmaları yaptıklarını söyleyen Kurum, "2023'e kadar binalarımızda kullandığımız fosil yakıtları yüzde 25 azaltacağız.
2030'a kadar tüm binalarımız enerji kimlik belgesine sahip olacak" dedi.
Kurum şöyle devam etti: "Sıfır Atık Projemiz iklim değişikliğiyle mücadelemizin en önemli parçası oldu. Ülkemizdeki plastik poşet kullanımını yüzde 75 azalttık.
Böylece poşet kaynaklı 290 bin ton plastik atığın oluşumu ve 12 bin ton sera gazı salımını engelledik. Türkiye Çevre Ajansı'nı kurduk."