Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunda (MKEK) planlanan değişikliğe ilişkin "MKEK özelleştiriliyor" şeklinde dezenformasyon yürütüldüğünü belirterek, "Mecliste görüşülecek kanun teklifine göre, MKEK özelleştirilmeyecek, aksine kamu hüviyetini kanunla korumaya devam edecek. MKEK, sermayesi Hazinede, yönetimi, hak ve yetkileri Milli Savunma Bakanlığında olan özel hukuk hükümlerine tabi bir kamu şirketine dönüşecek." dedi.
Bakan Varank, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal'ın da katılımıyla Etimesgut 3'üncü Hava Bakım Fabrikası'nda gerçekleştirilen Hassas Güdüm Kiti-82 (HGK-82) Teslimat Töreni'ne katıldı.
Varank, burada yaptığı konuşmada, HGK-82'lerin, TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE) tarafından geliştirildiğini söyledi. Bu kitlerin genel maksat bombalarını, sahip oldukları güdüm teknolojisiyle gece-gündüz tüm hava koşullarında görev yapabilen, hassas vuruş kabiliyetine sahip akıllı mühimmatlara çevirdiği bilgisini veren Varank, daha önce TÜBİTAK SAGE ve ASELSAN ortaklığında HGK-82'lerin ilk teslimatlarının yapıldığını anımsattı. Varank, "Bugün teslimini gerçekleştirdiğimiz HGK-82'lerse ASFAT-TÜBİTAK ortaklığında yürütülen toplamda 1000 adetlik kit üretim projesi kapsamında tamamlanan ilk parti. İnşallah Ağustos 2022'ye kadar tamamı teslim edilecek." diye konuştu.
Daha önceki teslimatlardan farklı olarak, yerli ve milli küresel konumlama sistemi alıcısı Kaşif'in bu projeye entegre edildiğine dikkati çeken Varank, şu değerlendirmede bulundu:
"Teslim edilen kitlerde yerli ve milli Kaşif alıcıları kullanıldı. Dışa bağımlılığı ortadan kaldıran çok önemli bir gelişme. Ayrıca 3'üncü Hava Bakım Fabrika Müdürlüğümüze, HGK üretim kabiliyeti kazandırılması da vurgulanması gereken bir başka önemli husus."
"AMBARGOLARI LEHİMİZE ÇEVİRDİK"
Varank, artık ülkelerin siyasi bağımsızlığının savunma sanayisindeki bağımsızlıktan geçtiğine işaret ederek, bu alanda Türkiye'ye karşı uygulanan gizli ve açık ambargoları yerli ve milli üretimle etkisiz hale getirdiklerini bildirdi.
Türkiye'nin SİHA'larında kullanılan kameralar için ambargo uygulandığını hatırlatan Varank, "Ancak bu bizi yıldırdı mı? Bunu kendi lehimize çevirmeyi başardık. Vermedikleri ürünleri yerli olarak ürettik, şu anda SİHA'larımızda bu kameralarımızı kullanmaya başladık. Askerlerimizden de çok güzel geri dönüşler alıyoruz." ifadelerini kulandı.
Varank, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yüzde 70'lerin üstünde yerlilik oranına sahip, 10 milyar dolarlık ciroyu, 3 milyar dolarlık ihracatı aşan bir savunma sanayisi olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Kara, hava ve deniz sistemlerinde büyük aşamalar kaydettik. Hürkuş, MİLGEM, MİLDAR gibi projelerle yolumuza doludizgin devam ediyoruz. İHA'larımız dünya gündeminde en ön sıralarda, gazetelerin manşetlerinde kendine yer buluyor. İnşallah savaşan İHA'larımızı ürettiğimizde dünya F-35'leri değil, savaşan İHA'ları konuşacak. Şu anda TCG Anadolu gemimizin üretimi devam ediyor. İnşallah sabit kanatlı İHA'larımızı TCG Anadolu'ya indirip kaldırmayı da başaracağız. Bunu başardığımızda da dünyada bunu yapabilen tek ülke olacağız. İnşallah çok daha büyük başarılara imza atmak istiyoruz. Çünkü Cumhurbaşkanımızın bize çizdiği Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla gözümüzü en yukarılara diktik."
"TEKNOLOJİK YETKİNLİĞİMİZİ PERÇİNLEMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Milli Teknoloji Hamlesi ışığında hazırladıkları 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'nde savunma sanayisini odak alanlardan biri olarak belirlediklerini vurgulayan Varank, bu alandaki teknolojik yetkinliği perçinlemek için kamu-üniversite-özel sektör iş birliğinde durmaksızın çalıştıklarını anlattı.
Varank, destek programları, altyapılar ve araştırma enstitüleriyle savunma sanayisine sağlanan katkıyı günden güne artırdıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Bugünkü teslimatın mimarlarından TÜBİTAK SAGE, kapasitesi ve kabiliyetleriyle ülkemizin milli akıllı mühimmat ve milli füze devrimini başlatan kurumlarımızın başında geliyor. Türkiye'nin ilk sığınak delici bombalarını, ilk milli seyir füzemizi Hava Kuvvetlerimizin envanterine TÜBİTAK SAGE kazandırdı. Bu sayede uçaklarımız 250 kilometre mesafeden hedefini nokta atışla imha kabiliyeti kazandı. Ordumuzun hava hakimiyetini artıracak Türkiye'nin ilk milli havadan havaya füzeleri Bozdoğan ve Gökdoğan için çalışmalarımız devam ediyor. Tabii bu mühimmatların alt sistemlerinin yerlileştirilmesi konusuna da özel önem veriyoruz. Bugün teslimatı yapılan HGK-82'lere entegre edilen Küresel Konumlama Sistemi Alıcımız Kaşif bunlardan biri. Bunları millileştirmemiz çok önemli. Bunları dünyada rekabet edebilir seviyeye getirmek zorundayız. TÜBİTAK SAGE'nin geliştirdiği Ataletsel Ölçüm Birimimiz Atlas'ın milli mühimmatlarda kullanılmasıyla önemli bir kabiliyet daha kazanacağız."
Varank, savunma sanayisi alanında SAGE'nin yanında, TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'nde (MAM) de önemli çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.
"DESTEKLERİMİZ SAYESİNDE PROJE HAVUZU GENİŞLİYOR"
Rekabet edebilirliğin savunma sanayisindeki önemine dikkati çeken Varank, "Rekabetçiliği artırabilmenin yolu da kamu-özel sektör iş birliğinden geçiyor. Bu noktada Bakanlığımızın verdiği desteklerle kurulan organize sanayi bölgeleri ve endüstri bölgelerinin büyük bir önemi var. Örneğin Kırıkkale Silah Sanayi İhtisas OSB, Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas OSB ve Konya Teknoloji Endüstri Bölgesi, savunma sanayimiz açısından önemli boşlukları dolduracak projeler olarak karşımıza çıkıyor. Bu bölgelerdeki kümelenmeler bilhassa maliyetlerin azaltılması ve verimliliğin artırılmasında önemli bir görevi ifa edecek." değerlendirmesinde bulundu.
Varank, altyapı oluşturma fonksiyonunun yanı sıra savunma sanayisi projelerine de çeşitli destekler verdiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Son 19 yılda sadece TÜBİTAK aracılığıyla savunma alanında yaklaşık 1000 projeye 5,6 milyar lira destek sağladık. Yine KOSGEB aracılığıyla son 3 yılda savunma sanayisi işletmelerine verdiğimiz katkı 65 milyon lirayı aştı. Bu alanda faaliyet gösteren 41 Ar-Ge merkezi, 5,1 milyar liralık maddi avantajdan faydalandı. İşte bütün bu destekler sayesinde bu alandaki proje havuzu gittikçe genişlemekte ve her bir proje diğerini tetiklemekte. Projelerden çıkan ürünler bir taraftan savunma sanayisinde yerlilik oranlarını artırırken, diğer yandan istihdam ve ihracata katkı sağlıyor. Bu bağlamda son dönemde yakaladığımız yüksek teknoloji ürünlerin üretimindeki artış da bunu teyit ediyor."
Vatan savunmasının kara, hava, deniz, siber dünya ve uzayla bir bütün olduğunu vurgulayan Varank, Türkiye'nin yumuşak gücü kadar bilek gücünün de caydırıcılığının en önemli parçası olduğunu söyledi.
Varank, bu kapsamda tüm kurumlarla koordinasyon halinde Türk savunma sanayisinin gücüne güç katacak adımlar attıklarını bildirdi.
"MKEK, ÇOK DAHA HIZLI HAREKET EDECEK"
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunun (MKEK) yapısında planlanan değişikliğe de değinen Varank, şunları kaydetti:
"Maalesef muhalefet 'MKEK özelleştiriliyor' diye çok kirli bir dezenformasyon yürütüyor. Bazı sendikaların da bu oyuna geldiğini üzülerek takip ediyoruz. Bir şeyin altını özellikle çizmemiz lazım. Mecliste görüşülecek kanun teklifine göre MKEK özelleştirilmeyecek, aksine kamu hüviyetini kanunla korumaya devam edecek. MKEK, sermayesi Hazinede, yönetimi, hak ve yetkileri Milli Savunma Bakanlığında olan özel hukuk hükümlerine tabi bir kamu anonim şirketine dönüşecek. Çalışanlarının hakları ise sonuna kadar korunacak. Birçok yapısal probleme rağmen MKEK son yıllarda büyük atılımlara imza attı. Kamu şirketi vasfıyla daha verimli, çok daha rekabetçi bir hal alarak hem Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücüne güç katacak hem de ihracatımıza büyük katkılar sağlayacak. Nasıl ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN gibi çok daha hızlı hareket edebilen şirketler varsa MKEK de bunlardan birine dönüşecek."
Varank, dönüşen dünyada rekabetçi olabilmek için özel sektör mantığının kurumlara getirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, MKEK'nin yaşayacağı dönüşümün de hayırlı olacağına inandığını sözlerine ekledi.