Yakın tarihin en zorlu ekonomik süreci olarak Kovid- 19'un 2020 yılı genelinde küresel ekonominin daha önce yaşadığı hiçbir krizle kıyaslanamayacak kadar büyük bir belirsizlik ortamı oluşturduğunu söyleyen MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, "Bu süreçte küresel sistem hem arz hem de talep yönüyle büyük bir şoka girerken; sermaye, mal ve insan hareketliliği neredeyse durma noktasına geldi. Türkiye ekonomisi ise, böylesi zorlu bir dönemde yıl genelinde yüzde 1.8 oranında büyüyerek G20 ülkeleri içerisinde 2020 genelinde Çin'le birlikte pozitif büyümeyi başaran tek ülke oldu" dedi. Kaan, ülkemizin söz konusu performansla diğer ülkelerden pozitif anlamda ayrışmasında, ekonomi yönetiminin salgının ilk gününden itibaren uyguladığı politikalar, teşvik ve destek paketlerinin oldukça etkili olduğunu söyledi.
DESTEK PAKETLERİ ETKİLİ OLDU
"MÜSİAD olarak 2021 yılına ilişkin hedefimiz olan yüzde 5.8'lik büyüme oranına ulaşabilmemizde, teşvik ve destek paketlerinin devamlılığı oldukça etkili olacağına inanıyor ve bu bağlamda açıklanan yeni destek paketlerini memnuniyetle karşılıyoruz" diyen Kaan, şunları kaydetti: "Nitekim yılın ilk yarısını geride bırakmak üzere olduğumuz şu günlerde, gerek makroekonomik gerekse reel sektöre yönelik son veriler, Türkiye ekonomisinde pozitif büyüme eğiliminin hız kesmeden sürdüğüne işaret ediyor. Yıllık bazda Güney Kore'nin yüzde 1.8, Fransa'nın yüzde 1.5, ABD'nin yalnızca yüzde 0.4 büyüme kaydedebildiği; Euro Bölgesi, İtalya, Almanya, Rusya ve Meksika gibi ülkelerin ise küçülme açıkladığı 2021 yılının ilk çeyreğinde, Türkiye'nin yine diğer ülkelerden pozitif ayrıştıracak bir büyüme kaydettiğini tahmin ediyoruz. Yılın ilk üç ayında sanayi üretiminin önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12.3 artmasının yanında, aynı dönemde ihracatımızın yüzde 17.2 oranında artması ve dış ticaret açığının yüzde 14.9 oranında azalması, mevcut üretim ve ihracat hacmimiz yüksek potansiyelini ortaya koyuyor."
Her fırsatta dile getirdikleri gibi büyük bir üretim üssü olmaya aday olan Türkiye'nin diğer ülkelerle kıyaslandığında en büyük avantajının, mevcut imalat potansiyeli ve esnek üretim kapasitesi olduğunu ifade eden Kaan, "Bu potansiyeliyle ülkemizin; 2021 yılı ve sonrasını kapsayan dönemde, birbiriyle uyumlu para ve maliye politikalarının da itici gücüyle, pozitif büyüme performansını artırarak sürdüreceğine inanıyoruz" diye konuştu.
UZUN VE ZORLU BİR YOL
Söz konusu büyüme performansının sürdürülebilir bir niteliğe kavuşabilmesi için, önümüzde uzun ve zorlu bir yol bulunduğunu belirten Kaan, "Bugüne kadar üretim-ticaret-yatırım üçgeninde göstermiş olduğumuz çabanın üzerine çıkarak, ihracata yönelik imalat üretimine mutlaka ağırlık vermemiz gerektiğine inanıyoruz" dedi.