CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında "128 milyar dolar nerede?" şeklindeki kirli provokasyonu sürdürmeye devam etti, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem'i hedef aldı. Ertem, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Kılıçdaroğlu'nun "128 milyar dolar buhar oldu" yalanını madde madde çürüttü.
"IMF'Cİ FAİK'E ANLATIR GİBİ ANLATACAĞIM"
"Bugün Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında adımı da geçirerek '128 milyar' konusunu açmış." diyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, "IMF'ci Faik'e anlatır gibi anlatacağım böylece KK'da anlar diye düşünüyorum.128 milyar meselesi CHP'nin çaresizce yürüttüğü bildik dezenformasyon süreçlerinden birisidir." dedi.
"'BUHAR OLMUŞ' VEYA 'BİRİLERİNE SATILMIŞ REZERV' YOK"
"Buhar olmuş" veya "Birilerine" satılmış bir rezervin olmadığını belirten Ertem, "Bu meblağ iktisadi çevrimin içindedir. Türkiye, dalgalı kur rejimini enflasyon hedeflemesi ile birlikte uygulamaktadır. TL de konvertibl bir para birimidir. İlaveten Türkiye tam açık bir piyasa ekonomisi uygulayan bir ülkedir." dedi.
Cemil Ertem, paylaşımının devamında şu ifadeleri kullandı:
"MERKEZ BANKASI'NIN BİLANÇOSUNU ŞİRKET BİLANÇOSU GİBİ OKUYAMAZSINIZ"
"Tanım-model- gereği bu durumda merkez bankası faizi-piyasa koşulları ve hedefi gereği-belirler ama kuru belirleyemez ve hedefleyemez. Yine model gereği merkez bankası bilançosu ülkenin ödemeler dengesinin bir fonksiyonu olarak okunur ve ortaya çıkar.
Siz merkez bankası bilançosunu herhangi şirket bilançosu gibi okuyamazsınız, bu bağlamda merkez bankası bilançosunun pasifinde yer alan...
Rezervlerin aktif karşılığı, dalgalı kur rejimi gereği, aynı zamanda, ödemeler dengesi bilançosunda da okunabilir. Yani rezerv kaybolmaz ülke bilançosunda yer değiştirir.
Dalgalı kur rejiminde merkez bankaları kur hedeflemez ama olağanüstü dönemlerde kurdaki büyük dalgalanmaları ve spekülatif atakları önlemek için piyasaya doğrudan ve/veya dolaylı olarak müdahale ederler.
Merkez Bankası brüt rezervleri bunun için geçici bir süre kullanabilir. Döviz penceresinden bu işlemleri doğrudan ya da piyasa yapıcı bankalar üzerinden dolaylı olarak yapar.
Dalgalı kur rejiminde merkez bankasının piyasa yapıcı banka/bankalar üzerinden döviz arzı yapması kurdaki oynaklığı önlemek içindir.
Bu işlem sonucunda döviz a) hane halkları b) işletmeler c) kamu tarafından talep edilebilir. Peki bu arz ve talep sonucunda ne olur; olan şudur: merkez bankasının arz ettiği döviz, DTH'lara, şirketlerin ve kamu iktisadi işletmelerin döviz açık pozisyonuna -borç ödemeye- gider.
Yani belirsizlik dönemlerinde merkez bankasının döviz penceresinden ya da piyasa yapıcı bankalar üzerinden döviz arzı a) kur spekülasyonunu önler, kur ataklarının önüne geçerek piyasa belirsizliğini ortadan kaldırır
b) belirsizlik döneminde hane halklarının, şirketlerin ve kamunun döviz açık pozisyonunu azaltır ki bugün Türkiye, ekonominin bu üç ana oyuncusu açısından, döviz borçlusu olarak dünyanın en rahat ülkesidir. Yapılan budur.
"TÜRKİYE'NİN KISA VADELİ DIŞ BORÇ VE CARİ AÇIK AÇISINDAN DÖVİZ SORUNU YOKTUR"
Bugün Türkiye'nin kısa vadeli dış borç ve cari açık açısından bir döviz sorunu yoktur. Dalgalı kur rejimi uygulayan ve açık ekonomilerde rezervler brüt olarak ele alınır.
Kısa vadeli dış borç ve dış açık konusunda rezervler tabi ki bir güven aracıdır ama rezervleri güçlendiren de ülkenin küresel rekabet gücü ve ihracat potansiyelidir.
Türkiye, bugün ihracatı en hızlı artan ülkelerden birisidir. Merkez Bankası reeskont kredileri bazlı da rezervlerini hızla güçlendirme potansiyelini taşımaktadır.
Sonuç olarak; ne buhar olan 128 milyar dolar vardır ne de "birilerine" satılan döviz. Kaldı ki açık bir ekonomide hele ki merkez bankası dalgalı kur rejimi uyguluyorsa brüt rezerv her an değişir, onun için böyle bir kesin rakama ulaşmak model gereği imkansızdır."