Yıllardır Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranlanarak Türkiye'nin sigorta sektöründeki 'büyük potansiyeli' anlatılır, ancak istenen rakamlara ulaşılamaz. Türkiye'de sigorta bilincinin artması konusunda birlikler, şirketler ve kamu, uzun süredir çaba harcıyor. Bu çabalara pandemi de eklenince 2020 sigortaya olan ilginin hızlı bir şekilde arttığı bir yıl oldu. Web aramalarına bakınca sigorta kelimesi özelinde 2019 ve 2020 karşılaştırmasında yüzde 23 gibi yüksek bir oranda artış var. Yine DASK aramalarında da artış oranı yüzde 17 olarak gerçekleşmiş.
SATIŞ HÂLÂ ACENTEDEN
Sigorta perakendeciliği konusunda faaliyet gösteren ancak online'da da bir pazar yeri haline gelen Sigortacini Genel Müdürü Erdem Aydınlı, "Türkiye'nin en çok tercih edilen üçüncü karşılaştırma sitesi olduk. Sigorta sektöründeki gelişimi ve ilginin artışını 2020'de gözlemledik. Web aramalarında ciddi bir artış var. Ancak yine de satışlar yüz yüze veya tanıdık bir acenteden yapılıyor. İnsanlar telefonun ucunda danışabilecekleri ve güvenebilecekleri bir insan arıyor. 100 kişi sizi internette bulduğunda sadece yüzde 1'i online poliçe alıyor. Bu oran yüzde 1.5'a kadar çıktı. Bu da müşterinin hâlâ online'dan satın almak yerine fiziksel satın almayı tercih ettiğini gösteriyor. Ayrıca her ne kadar şirketler yeni ürünler geliştirip, piyasaya sunsa bile bunu dijitalde sunmuyor. Hâlâ acenteler üzerinden pazarlamak istiyorlar. Online kanallara sigorta anlamımda bir güven oluştu mu? Hayır oluşmadı. Sadece ürünlerin insanların gündeminde kalmasında bir değişiklik oldu" dedi.
ÖNEMLİ OLAN KALICI OLMASI
Sektörün yüzde 19 oranında büyüdüğü bir ortamda tamamlayıcı sağlık sigortalarının yüzde 32 büyüdüğünü belirten Aydınlı, "Asıl önemli olan pandemiden sonra bu büyümenin devam etmesi. Burada iki tane önemli nokta var. İnsanlar herhangi bir ekonomik zorlukta karşılaştıklarında sigorta poliçelerini yenilemiyorlar. İkincisi bizim sektör olarak burada kendimize de pay çıkartmamız gerekiyor. Örneğin Türkiye'de hayat sigortalarında çok büyük bir negatif görüş hakim. Bu durum bireysel emekliliğe de yansıyor. Geçmişteki yanlış uygulamalar nedeniyle bugün bile insanlar birikimli sigortalara karşı biraz temkinli davranıyor. Bu arada müşteri davranışları da çok önemli. Örneğin tamamlayıcı sağlık sigortasında 10 doktor randevusu hakkınız var. Siz 10 randevuyu de doldurursak o sigortanın fiyatı bir sene sonra artar" şeklinde konuştu.
AÇIK SİGORTACILIK DÜZENLEMELERİ GELMELİ
"10
sene önce sigorta dijital olacak diye konuşuluyordu. 10 sene geçti hâlâ olmadı" diyen Aydınlı, "Biz hep 10 sene sonra diyoruz. Ama dediğimiz o 10 sene hep değişiyor. Aslında Kovid-19 süreci çok değiştirmedi. Zaten dijital çok küçük bir satış seviyesinde. İnsanlar son dönemde tamamlayıcı sağlık sigortası, hamilelik sigortası, evcil hayvan sigortası gibi ürünleri dijitalden arıyor. Açık sigortacılık altyapısının ve gerekli düzenlemelerin yapılması halinde bu alanda dijital bir dönüşüm olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Batı Avrupa'da sigortacılığın tamamen dijital olduğunu belirten Aydınlı şunları söyledi: "Doğu Avrupa tarafında ise dijital ama bir aracı söz konusu. Yani hibrit. Biz bu modeli Türkiye'de yapmayı çok istiyoruz. Buradaki önemli bariyer şu. Sigortacılıkta geçmişte bir çok sorunlar yaşanmış. Asıl işi sigorta olmayan kişiler sigorta satmaya çalışmış. Bir sigorta aracısı sigorta teknik personelini kendi bordrosunda tutması gerekiyor. Türkiye'de 16 bin sigorta acentesi, 120 bin civarında teknik personel var. Bu kişileri istihdam edecek bir yapı mevcut değil. Ben hep insanların hangi sigorta ürününe nerede ihtiyaç duyuyorsa nerede gördüyse; online, hastane, mobilya mağazası hiç fark etmez, iletişimin orada başlamasından yanayım. Ancak doğru sigorta ürünü tercihinin yapılması için teknik personelin tam o noktada devreye girmesi ve tüketicinin istediği sigorta ürününe ilişkin bilgi vermesi de en kritik konulardan biri."