Son dönemde Bill Gates'in önerileriyle birlikte yapay et konusu gündeme yeniden düştü. İlk olarak 2013'te laboratuvar ortamında kök hücreden kas hücre elde etme yöntemiyle üretilen yapay etle ilgili tartışmalar, son günlerde yeniden alevlenmeye başladı. Türkiye'de de bu alanda çalışmalar başlatılırken, uzmanlar yapay etin tartışmaya açılması gerektiğini söylüyor. 10-15 yıla kadar hayatımıza girmeye başlayacağı öngörülen yapay et sağlık mı değil mi? Kanserojen madde içeriyor mu? Sürdürülebilirliğe katkısı nedir? Hayatımıza girerse et sektörü bu durumdan nasıl etkilenecek? sorularını uzmanlara sorduk. SABAH'a özel açıklamalarla işte yapay et gerçeği...
KANSEROJEN HÜCRE YAPISI
Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (ETBİR) Başkanı Dr. Ahmet Yücesan, büyükbaş hayvanların çıkardıkları metan gazının çevreye olumsuz etkileri olduğu iddiasıyla yapay etin üretilmeye çalışıldığını belirtti. Yücesan, "Dünyada karbondioksit gazlarının yüzde 60'ını kullandığımız araçlar, yüzde 15'ini sanayi, yüzde 14'ünü ise büyükbaş hayvanlar yapıyor. Biz bütün gaz sorununu çözdük bir tek hayvanlar mı kaldı?" dedi. Bunun bir algı operasyonu olduğunu ve halk sağlığıyla oynamak için şimdiden kampanyasının yürütüldüğünü belirten Yücesan, "Yapay et laboratuvar ortamında ve hızlı bir şekilde üretiliyor. Üreme şekli kanser hücrelerinin üreme şekliyle birebir aynı. Halk sağlığı için zararsız deniliyor ancak laboratuvar ortamında bakterilere karşı korumak için çok ciddi bir antibiyotik kullanılıyor. Bu durumda ne kadar sağlıklı?" şeklinde konuştu.
PANDEMİYLE TALEP ARTTI
Yapay et konusunun pandemiyle birlikte daha da alevlendiğini aktaran Yücesan, şöyle devam etti: "Çin, Hindistan, Tayvan gibi böcek türü tüketen ülkeler Kovid-19'la birlikte bu ürünlere mesafe koydu. Sağlıklı ete olan talepleri arttı. Ancak et arzı aynı oranda artmadı. Dolayısıyla yapay et üretimi için çalışmalar da hızlandı. Şu an bu etin üretimi için maliyetler çok yüksek ancak bu maliyetleri düşürecekler. Peki bunu kaç şirket üretecek? Ülkeler, et üreten şirketlere bağımlı hale mi gelecek? Şu an dünyada milyonlarca küçük besici var. Belki de 50 yıl sonra bu besiciler kalmayacak ve et laboratuvar ortamında üretilen bir besin haline getirilecek. Bizim bu sorulara acilen yanıt bulmamız ve önlem almamız gerekiyor. Yoksa çok geç kalmış oluruz."
İNSAN ETİNDEN DE ÜRETİLEBİLİR!
"YAPAY et üretiminin doğa için birçok avantajı olduğu savunulsa da inanç hassasiyetine göre tüketilmesinin uygun olup olmadığı tartışılmaktadır" diyen Prof. Dr. Mustafa Tayyar, "Canlı bir hayvandan biyopsi yöntemi ile alınan ve hücrelerin geliştirilmesi ile oluşan yapay et tüketimi dini açıdan birçok soruyu beraberinde getiriyor" ifadelerini kullandı. Yapay et üretimiyle beraber tüketicilerin etik kaygılarının da ortaya çıktığı aktaran Tayyar, "Çünkü aynı yöntemle insan kas dokusundan da ilerleyen dönemlerde et üretilebilir. Bununla ilgili endişeler var. Nasıl önlemler alınacak?" şeklinde konuştu.
KANSER RİSKİ YÜKSEK
MEDICANA International İstanbul Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Şenateş ise, "Çok az kök hücreden büyük miktarda et üretimi, aynı zamanda hücrelerin aşırı çoğalması anlamına geliyor. Bu da direkt olarak akla kanser oluşumu riskini getiriyor"dedi. Öngörülemez kanser riskinin önemli bir endişe kaynağı olduğuna dikkat çeken Şenateş, "Hücre kültürü için gerekli olan bütün kimyasal ürünlerin (hormonlar, besin maddeleri, vb.) gıda tüketim içeriğinde güvenli olup olmadığı kesin değil. Yapay et üretiminde, hayvan hücresi kullanıldığından, insan dokusunda ve yapısında bazı olumsuz değişiklikler meydana gelme kaygısı mevcut" ifadelerini kullandı.
BÜYÜK FONLAR DESTEKLİYOR
YAPAY et konusunda uzun yıllardır araştırmalar yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayyar, "Yapay et henüz tüketiciler için mevcut değil. Ancak araştırmacılar 10-15 yıl içinde yapay etin hayatımıza girmeye başlayacağını belirtiyor. Laboratuvar eti üretimi çalışmaları endüstriyel hayvancılıkta, iklim krizinde en büyük payı olan şirketlerin sağladığı fonlarla yürütülüyor" diye konuştu. Yapay etin hücre çoğaltma yöntemiyle üretildiğini, bu nedenle hücre genetik yapısının da bozulabileceğini aktaran Tayyar, şöyle devam etti: "Kanserli hücrelerin açıkça tanımlanmadan geniş miktarda hücre içinde gelişmesi mümkün. Yapay etin destekleyicileri, insan hastalıklarını tetikleyen faktörlerden yoksun et kültürü elde etmek için bir fırsat olduğunu ve böylece daha sağlıklı bir ürün yaratıldığı öne sürüyor. Yapay etin, mikroorganizmalardan ve parazitlerden arındırılacağını, çünkü dış ortamdan izole olarak üretileceğini savunuyorlar. Ancak yüksek hücre hızı kanserli hücre yapısını tetikleyebilir. Hücre kültürü için gerekli olan tüm kimyasal ürünlerin (hormonlar, besin maddeleri vb.) besin tüketimi açısından güvenli olup olmamaları konusunda garanti verilemiyor. O nedenle bu alanda daha titiz çalışmalar yürütülmeli."