2020'ye başlarken sektörde dönüşüm, sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve yeni iş modellerinde farkındalık yaratacak projelere odaklanan ancak salgınla birlikte yeni normale göre iş planlarını şekillendiren tekstil ve hazır giyim sektörü ciddi bir stok yüküyle karşı karşıya kaldı. Salgının ilk döneminde başta Avrupa ve ABD olmak üzere küresel pazarlarının kapanması sonucu teslimata hazır yüz milyonlarca dolarlık ürünün stoklarda kaldığını ve siparişlerin iptal edildiğini belirten Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Hadi Karasu, şunları söyledi: "Salgının ilk dalgasını hızlı ve korktuğumuzdan daha az hasarla atlattık. Stoklarımızı küresel pazarların açıldığı haziranda büyük ölçüde erittik. Stokların ihraç edilmesinin ve koruyucu sağlık ürünlerinin ihracata katkısıyla haziranda ihracatımızı geçen yıla göre yüzde 25 artırdık. Maske ve koruyucu giysi ihracatındaki olağanüstü sıçrama ile temmuz ve ekimde 1.8 milyar doların üzerine çıkarak sektörün aylık ihracat rekorlarını yeniledik. Maske ve medikal giysi ihracatının da katkısıyla salgından kaynaklanan kaybı telafi ettik ve 2020'yi bütün olumsuzluklarına rağmen 17 milyar dolar civarında bir ihracat ile tamamlıyoruz."
MEDİKALDE FIRSAT VAR
Salgın sürecinde büyük bir hacme ulaşan medikal tekstil ürünlerinin önemine dikkati çeken Karasu, "Türkiye'nin teknik tekstiller kullanılarak üretilen medikal ürünler alanında Avrupa'nın üretim üssü olmasının önünde hiçbir engel yok. Bu alanda yıllık 5-6 milyar dolarlık ihracat kapasitesine ulaştık. İyi bir strateji ile rakamı kısa zamanda iki katına çıkarmanın planlarını yapmamız gerekiyor" dedi.
TÜRKİYE KAZANDI
Pandemi süreci ile tedarik zincirindeki değişimin Türkiye için çok büyük fırsatlar sunduğunu vurgulayan Karasu, "Avrupalı markalar için 'bölge için bölgesel üretim' arayışı hız kazandı. Çin ile birlikte entegre altyapıya sahip iki ülkeden biri olmamız, güçlü altyapımız Türkiye'yi öne çıkarıyor. Avrupalı markalar için ülkemizden daha iyi bir alternatif görünmüyor. Çin'e mesafeli duran ABD merkezli markalardan da Türkiye'ye artan bir ilgi var. 105 milyar euroluk AB ve 100 milyar dolarlık ABD pazarı için önümüzde büyük bir fırsat var. Çin'in yıllık 170 milyar dolarlık pastasının yüzde 10'unu ülkemize kaydırabilsek ihracatımızı kısa sürede iki katına çıkarabiliriz" ifadelerini kullandı. Karasu, şöyle devam etti: "ABD'den gelebilecek talepleri karşılayabilmemiz için büyük ölçekli kapasiteler yaratmalıyız. Avrupalı iş ortaklarımız için hızlı modanın yanı sıra yine hızlı ama sezon temelli üretime geçmeliyiz. Çin'in pastasından yüzde 10'luk pay alabilmemiz için en az mevcut ihracatımız kadar kapasite yaratmalıyız. Hazır giyim sektörünün önünde tarihi bir fırsat var." Haziran 2021'de normale dönmeyi umut ettiklerini ifade eden Karasu, "Gecikmiş alışverişlerin de etkisi ile yılın ikinci yarısıdan sonra büyük bir talep olacağını öngörüyoruz" dedi.