Boğazlar'da 35 yıldır güncellenmeyen geçiş ücreti meselesi davalık oldu. İlk kez iki işadamı uygulamanın iptal edilmesi için Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne 20 Ağustos 2020'de dava açtı. İşadamı Fikret Bizimcan ve avukat Ünal Somuncuoğlu, Ayasofya'nın ibadete açılması için yapılan idareye karşı açılan davanın benzerini boğaz geçiş ücretlerindeki hesaplama yönteminin iptali için açmış oldu. Dava dilekçesinde, Montrö anlaşması uyarınca boğazlar geçişlerinden tahsil edilen ücretlerin, son derece düşük olması nedeniyle, ücretlerin Montrö hükümlerine uygun hale getirilebilmesi için Bakanlar Kurulu kararıyla T.C. Merkez Bankası tarafından 1983'te belirlenen fiyatlandırma uygulamasının iptali istenildi. Fiyatlandırma politikası değişirse, Türkiye, gemi geçiş ücretlerinden yıllık ortalama 3.5 milyar dolar gelir elde edebilir.
SABİTLENDİ
20 Temmuz 1936 tarihli Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre, Boğaz'dan geçen gemilerin ödemek zorunda olduğu 'fener', 'tahlisiye' ve 'patent' ücretleri, hizmetin türü itibarıyla ticari gemilerde tonaja göre altın/frank üzerinden belirlendi. O dönem hesaplama, altın/frank olarak BM tarafından kabul edilen ortak para birimi 'Germinal Frank' üzerinden yapıldı. 1936'da 1 frank, 0.29 gram saf altına karşılık geliyordu. 1983'te 1 gram altın karşılığı 2.78 dolar üzerinden hesaplanarak sabitlendi. Böylece, Türkiye, her yıl alması gereken ücretin 23 kat daha azına razı olmak durumunda bırakıldı. Bugün altının onsu bin 972 dolar olmasına rağmen, o dönemki hesap nedeniyle, geçişlerde ons fiyatı 86.38 dolar olarak uygulanıyor. Bu nedenle de aynı stratejik değere sahip Süveyş Kanalı yıllık 2, Panama Kanalı ise 5 milyar dolar gelir elde ederken, Türkiye 150 milyon dolar kazanıyor.
HESAPLAMAYA İTİRAZ EDİLDİ
Fikret Bizimcan ve Ünal Somuncuoğlu'nun mahkemeye verdiği dava dilekçesinde, Montrö anlaşması uyarınca boğazlar geçişlerinden tahsil edilen ücretlerin, son derece düşük olması nedeniyle, ücretlerin Montrö anlaşması hükümlerine uygun hale getirilebilmesi için T.C. Merkez Bankası'nın 1983'te belirlediği fiyatlandırma uygulamasının iptali istenildi. Bizimcan ve Somuncuoğlu, şu bilgileri verdi: "2019 sonunda toplamda 84.871 geminin boğazlardan, tek yönlü olarak da 41 bin 112 geminin İstanbul Boğazı'ndan geçiş ücreti esas alındığında; 2019 yılı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın ve Sağlık Bakanlığı Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü verilerine göre, toplamda yaklaşık, 832 milyon TL yani sadece 140 milyon dolar gelir elde edildi. Oysa Montrö'deki alınması gereken ücretler tablosu uygulansa 2019'da 23.62 misli bir tahakkuk gerçekleştirilmesi gerekiyordu. Bu durumda ülkemizin geliri 3 milyar 306 milyon dolar olacaktı."
BÜYÜK FARK VAR
İndirimin 1982-1983'te başladığını söyleyen Fikret Bizimcan, olayın gelişimini şöyle anlattı: "TCMB, 1 Altın Frank=1 U.S.A doları alış kuru x 0.29 gr altın formülünü belirledi. Türkiye, olması gereken ücretin 23.6 kat azına razı oldu. Ayrıca fiyatlama güncel altın ve dolar kuru üzerinden yapılamadı. Şu anda bin 500 tonluk bir gemiden sadece 3 bin 503 lira para kazanıyoruz. Eğer, bu hizmet ücretleri Montrö sözleşmesindeki 'Bu ücretler tediye tarihlerindeki kambiyo fiyatına göre Altın Frank veya Türk parası olarak tesviye olunur' hükmüne göre 1936'dan bu güne uygulanmış olsaydı, bu yıl boğazlarımızdan geçen 1.500 net tonluk bir gemiden alınması gereken hizmet ücretleri 82 bin 684 TL olacaktı. Montrö sözleşmesi ile kararlaştırılan alınması gereken ücretler karşılaştırıldığında aradaki fark 23.62 mislidir."