Son dakika haberi: Corona virüs salgınındaki normalleşme adımlarıyla birlikte birçok ülke ile uçuşlar karşılıklı olarak kaldırıldı. Turizm sektöründe yukarı yönlü bir hareketlilik yaşandı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "1 Haziran'dan itibaren turizm sektörü bir ivme kazanmaya başladı. Rusya, Ukrayna, İngiltere, Almanya gibi ülkelerle yoğun hava trafiği başladı." dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, küresel pandemi sürecinde Türkiye'de turizme ilişkin, "2019 ile kıyaslandığında 2020 ivmemiz çok yüksekti, çok hızlı bir büyüme ivmesine girmiştik. Ama maalesef şu anda 2019 ile kıyaslandığında ciddi bir düşüşle karşı karşıya kalacağız. Eğer hava trafiğinde olumsuz bir hareketlenme olmazsa, yıl sonunda 15 milyon turist sayısını yakalarız, geçeriz diye düşünüyoruz." dedi.
Giresun'da yaşanan sel felaketinden dolayı yakınlarını kaybedenlere başsağlığı, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyerek sözlerine başlayan Ersoy, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin turizme etkisi üzerine bilgi verdi.
Türkiye'de 1 Haziran itibarıyla turizmin tekrar ivme kazandığını hatırlatan Ersoy, açılacak ve açılması öngörülen hava trafiğine ilişkin bilgi vererek, "2019 ile kıyaslandığında 2020 ivmemiz çok yüksekti, çok hızlı bir büyüme ivmesine girmiştik. Ama maalesef şu anda 2019 ile kıyaslandığında ciddi bir düşüşle karşı karşıya kalacağız. Eğer hava trafiğinde olumsuz bir hareketlenme olmazsa, yıl sonunda 15 milyon turist sayısını yakalarız, geçeriz diye düşünüyoruz. Gelir olarak da 11 milyar dolar bir turizm gelirini bu sene için geçeriz diye tahmin ediyorum." ifadesini kullandı.
Temmuz sonu itibarıyla 6,5 milyon turist sayısının yakalandığını vurgulayan Ersoy, "Yaklaşık 1,2 milyon yurt dışındaki yerleşik Türk vatandaşı da buna dahil. Ağustos-Eylül-Ekim diye bakıldığında bir simülasyon yaptık. Buna göre sezonun da uzayacağı, kayacağı görülüyor. Sezon geç başladı ama daha da geç bitecek gibi gözüküyor." diye konuştu.
"AVRUPA'YA ÖRNEK TEŞKİL ETTİ"
Yatak kapasitesi doluluk oranlarına ilişkin Ersoy, "Yüzde 50 rakamlarını geçecek gibi gözüküyor." dedi.
"Pandemi dolayısıyla bu yıl insanların tatil için genellikle kendi ülkelerini tercih ettiği" değerlendirmesinde bulunan Ersoy, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu normal bir yaklaşım, salgınlarda beklenen bir sonuç. Biz bu endişeleri gidermek için sektör harekete geçmeden önce bir sertifikasyon programını devreye geçirdik. Avrupa'ya örnek teşkil etti. Çok ciddi sonuç verdi ve etkili oldu. Avrupa'da birçok ülke kopyalamaya çalışsa da sonuç alamadılar. Biz şimdi bu programı geliştirmeye karar verdik. Bunun hem kriterlerini artırmayı hem de salgın sonrasında kalıcı hale getirmeyi istiyoruz.
Şu andaki yönetmelik ve genelgelerde 50 odalı ve konaklama tesislerinde sertifikasyon programının uygulanması zorunlu. Bunu İçişleri Bakanlığı ile görüşerek oda sayısını daha aşağıya çekmek, kurallarını, kriterlerini salgınla birlikte deneyimleri de içine katarak daha da artırarak devam ettirmek istiyoruz. Yakın bir zamanda netleşir."
Ersoy, şu anda 4 bin 900 tesise sertifikasyon verildiğini anlattı.
Sertifika programında yer alan kriterlerin bölgesel değil tüm Türkiye için geçerli olduğunun altını çizen Mehmet Ersoy, "Kapsam alanını genişletebiliriz, 50 oda sınırlamasını aşağı çekeceğiz. Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli otel sayısını artırmamız gerekiyor." açıklamasını yaptı.
Sertifikasyon programından çok iyi sonuçlar alındığına dikkati çeken Ersoy, "Bunun sadece bir salgın kriteri olarak görülmesini istemiyoruz, bunu bir servis ve hizmet standardı kriteri ve Türkiye'nin özlem duyduğu nitelikli turisti hedeflediği program dahilinde devamlı olarak yapması gereken bir kriter... O yüzden geliştireceğiz." dedi.
"GÜVENLİ TURİZMDE ANA KRİTER SOSYAL MESAFE"
Düzenli denetim yapıldığını vurgulayan Ersoy, güvenli turizmde yoğunluk kriterine ilişkin "Bizim ana kriterimiz sosyal mesafe. Fiziki mesafeyi sağladığınız zaman ana kriteri oluşturmuş oluyorsunuz. Otelin eğer sosyal mekanları gerekli büyüklüğe sahipse yüzde 50 mecburiyeti getirmiyoruz. Sadece sosyal mekanlardaki fiziki mesafeyi sağlayıp sağlayamadığına bakıyoruz. Sağlıyorsa bizim için yeterli. Dünyada da bu şekilde uygulanıyor." diye konuştu.
"2021, 2020 İLE KIYASLANDIĞINDA ÇOK DAHA İYİ OLUR"
Bakan Ersoy, 2021 hedeflerine yönelik de şunları söyledi:
"2021'deki erken rezervasyon niye erken başladı dersek, 2020'de salgın sebebiyle bir şekilde endişelenen turist, rezervasyonu iptal etmek yerine 2021'e erteledi. O nedenle 2021'de daha fazla rezervasyon var gibi gözüküyor ama sebebi erken rezervasyon yapıldığı için değil ertelemelerin de erken rezervasyonda gözükmesinden kaynaklanıyor. Erken rezervasyonlar kasım ayında başlar, onu da gözlemleyeceğiz.
Ne olur dersek, 2020 ile kıyaslandığında çok daha iyi olur. Önümüzdeki sene her koşulda bu seneden çok daha iyi sezon geçireceğimiz kesin gibi gözüküyor. 2021 de 2019 rakamlarını yakalamak için erken. Özetle, 2020'den çok daha iyi bir sezon ama hala 2019'un altında yakalarız gibi gözüküyor."
Türkiye'nin tanıtını için Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının hala devrede olduğunu ve salgında faydasının da görüldüğünü vurgulayan Ersoy, "Rakip ülkelerin neler yaptığını da izliyoruz. Şu anda turizm tanıtım iletişimi yönünden baktığınızda, diğer ülkelerin raporları bize geliyor. Biz açık ara çok daha fazlasını yapıyoruz. Sadece biz sınırlamayla yapıyoruz. Nedir o? Hava trafiğinin açık olduğu ülkeleri baz alarak yapıyoruz." ifadesini kullandı.
"HALK PLAJLARINA DA BİR SERTİFİKASYON PROGRAMI GETİRİLEBİLİR"
Ücretsiz halk plajları uygulamasına ilişkin de bilgi veren Bakan Ersoy, halk plajlarının büyük bir bölümünün belediyelerce denetlendiğini söyledi.
Mehmet Nuri Ersoy, şunları kaydetti:
"Bazı istenmeyen görüntüler orada yaşanıyor maalesef. Kabinede bunu konuşuyoruz. Bizim sertifikasyon kriterlerimizle pek alakası yok, yoğunluk açısından da yok. Bununla ilgili biz İçişleri Bakanlığı ile görüşüyoruz, nasıl bir çalışma yapabiliriz diye. Belki plajların belgelendirme ve denetim işlerini Kültür ve Turizm Bakanlığı önümüzdeki dönem üstlenebilir. Bunula ilgili bir çalışma yapacağız. Bunlara da bir sertifikasyon belgelendirme şartı getirilebilir ki bu sene, bu yaz yaşadığımız başta sosyal mesafe olmak üzere birçok kuralın konulup denetleniyor hale gelmesi açısından.
Ücretsiz halk plajları projesi geçen senelerde başlattığımız bir proje. İlk etapta 2 tane açılmıştı, Bodrum ve Çeşme'de ve çok ilgi gördü. Bu bağlamda üçüncü ve dördüncüleri de Antalya'da Belek ve Kadriye bölgelerinde hizmete açtık. Bu ay itibarıyla hizmete girdi, çok da beğeniliyor. Sayılarını artırmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki sene de Manavgat'ta, Kemer'de, Marmaris-İçmeler'de birer tane daha planlıyoruz. Her yıl 2-3 tane ilave ederek bu sayıyı artıracağız."