Son dakika haberi... Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi, ülkemizin Ar-Ge ve inovasyon üssü olma görevini üstleniyor. Tabii burada şunun altını çizmemiz gerek; Enstitülerde yürüttüğümüz yenilikçi işlerle özel sektöre rakip değiliz. Bilakis özel sektörün, kamunun ve üniversitelerin katma değer üretmesine katkı sağlıyoruz" dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, katma değerli üretimin, inovasyon ve girişimcilik alanındaki her bir adımın pandemi öncesi döneme göre çok daha fazla etkiye sahip olduğunu belirterek, "Dolayısıyla bu günlerin, ülkemizin sürdürülebilir ekonomik kalkınması ve toplumsal refah artışı için tarihi fırsatlar sunduğunu görebiliyoruz. Yol haritamızı, 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimiz belirliyor. Hedefimiz çok net; Ülkemizi dünyanın sayılı üretim ve teknoloji üslerinden biri yapmak." dedi.
Gebze'de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenen TÜBİTAK mükemmeliyet merkezlerinin açılış töreninde konuşan Varank, bilim ve teknoloji öncülüğünde kalkınmayı hedefleyen TÜBİTAK'ın, Gebze ve Ankara'daki yeni altyapılarının resmi açılışları için bir araya geldiklerini, bu tarihi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın himayelerinde gerçekleştirmekten büyük onur duyduklarını söyledi.
Küresel ekonomide eşi benzeri yaşanmamış bir dönemden geçildiğine işaret eden Bakan Varank, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla dünya düzeninin sarsılmaya başladığını kaydetti.
"Yeni normal" olarak adlandırılan bu sürecin, kurulu güç dengelerini temelden değiştirme potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken Varank, şöyle devam etti:
"Katma değerli üretim, inovasyon ve girişimcilik alanındaki her bir adım, pandemi öncesi döneme göre çok daha fazla etkiye sahip. Dolayısıyla bu günlerin, ülkemizin sürdürülebilir ekonomik kalkınması ve toplumsal refah artışı için tarihi fırsatlar sunduğunu görebiliyoruz. Yol haritamızı, 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimiz belirliyor. Hedefimiz çok net; Ülkemizi dünyanın sayılı üretim ve teknoloji üslerinden biri yapmak. Herkeste heyecan uyandıran yeni teknolojiler ve ürünler, bu topraklarda doğup tüm dünyaya yine bu topraklardan yayılabilir. İşte milli teknoloji hamlesiyle küresel rekabet gücümüzü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı güçlendirecek, katma değerli üretimi geliştirecek ve çığır açıcı kritik teknolojilerde atılım sağlayacağız."
"TÜRKİYE TEKNOLOJİ TABANLI GİRİŞİMLERDE ÇOK BÜYÜK BİR POTANSİYELE SAHİP"
Mustafa Varank, 2023'e giden bu süreçte somut hedefler belirlediklerini aktararak, milli gelirde imalat sanayinin payını yüzde 21'e, Ar-Ge harcamalarının payını yüzde 1,8'e, bu alanlarda çalışan araştırmacı sayısını da 200 bin kişiye çıkaracaklarını bildirdi.
Türkiye'nin teknoloji tabanlı girişimlerde çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Varank, küresel ekonomide de bu alanda kıyasıya bir yarış olduğunu belirtti.
Bakan Varank, kurulduktan belli bir süre sonra 1 milyar doların üzerinde değerlemeye ulaşan şirketlere "unicorn" denildiğini kaydederek, "Dünyada 486 unicorn var. Türkiye yakın zamanda ilk unicornunu, biz bunu biraz Türkçeleştirdik 'Turcorn'unu çıkardı. Amacımız 2023'e kadar en az 10 Turcorn'un ülkemizden çıkması. Stratejimiz 5 ana başlıktan oluşuyor." ifadesini kullandı.
Varank, yüksek teknoloji ve inovasyon politikalarıyla dünyada rekabet avantajı kazanacaklarını ve küresel ligde üst sıralara tırmanacaklarını dile getirdi.
"BİLİMİN VE TEKNOLOJİNİN TOPLUMA HİZMET ETMESİNİ SAĞLIYORUZ"
Teknoloji ve verimlilik odaklı bir sanayileşme için dijital dönüşüme hız vereceklerinin altını çizen Mustafa Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Girişimciliği teşvik edecek, ekosistemi daha da güçlendireceğiz. Elbette tüm bu adımların başarısı beşeri sermayemize bağlı. Petrol zengini, ham madde zengini bir ülke değiliz. Ancak bizi pek çok gelişmiş ülkeden farklılaştıran muazzam bir insan kaynağımız, genç nüfusumuz var. Dolayısıyla beşeri sermayenin dönüşümü ve altyapı alanında uygulayacağımız politikalar tamamlayıcı bir rol oynayacak. İşte bu noktada TÜBİTAK önemli bir fonksiyona sahip. TÜBİTAK aracılığıyla sanayiye, akademiye ve bilim insanlarına destekler veriyor, bilimin ve teknolojinin topluma hizmet etmesini sağlıyoruz. Sadece son 2 senede özel sektörün Ar-Ge çalışmalarına 1,5 milyar lira, araştırma ve destek programlarına da 1,8 milyar lira kaynak sağladık. Sanayi-Doktora programıyla yetişmiş insan gücümüzü sanayiye entegre ederken, Uluslararası Lider Araştırmacılar programıyla tersine beyin göçünde tarihi bir adım attık. Gençler teknoloji geliştirsin, icat çıkarsın ve hepimizi şaşırtsın istiyoruz."
Bakan Varank, bugüne kadar yapılmamış projeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde büyük bir motivasyonla hayata geçirdiklerini vurgulayarak, "İşte TEKNOFEST bunlardan bir tanesi.Dünyanın en büyük teknoloji festivali olan bu etkinlik, toplumda muazzam bir karşılık buldu.
Dene-yap teknoloji atölyeleriyle de geleceğin teknoloji yıldızlarına bugünden yön çiziyor, potansiyellerini keşfetmelerini sağlıyoruz." diye konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK sayesinde bugüne kadar çok çarpıcı başarı hikayelerine imza attıklarını belirterek, "Salmonella Hızlı Tanı Kitini dünyada ilk kez biz geliştirdik, patentini aldık. Kirli su ve yiyeceklerden bulaşan bu bakteri, toplum sağlığı açısından son derece zararlı. Geliştirdiğimiz bu kit, piyasadaki mevcut tanı kitlerine göre çok daha hızlı sonuç veriyor. Çin bize başvurdu, ülkemizden teknoloji transferiyle bu ürünü almak istiyor." dedi.
Gebze'de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenen TÜBİTAK mükemmeliyet merkezleri açılış töreninde konuşan Varank, TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi'nin, ülkenin Ar-Ge ve inovasyon üssü olma görevini üstlendiğini ancak enstitülerde yürüttükleri yenilikçi işlerle özel sektöre rakip olmadıklarını vurgulayarak, özel sektörün, kamunun ve üniversitelerin katma değer üretmesine katkı sağladıklarını söyledi.
Bakan Varank, Gebze'deki enstitülerin çalışmalarına son sürat devam ettiğini aktararak, "Bugün bizleri misafir eden Marmara Araştırma Merkezi, bu yerleşkenin ilk enstitüsü. Burada çevre, enerji, biyoteknoloji, gıda, kimya ve malzeme alanlarında yenilikçi çözümler geliştiriliyor. Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE), kamu ve özel sektöre danışmanlık hizmeti veriyor. TÜSSİDE'nin bugüne kadar sunduğu kaliteli işler ortadayken, elimizin altında böylesine bir kaynak varken, yabancı danışmanlık şirketleriyle çalışmak bize göre sadece para israfı. Ulusal Metroloji Enstitüsü, ülkemizdeki tüm ölçümlerin uluslararası sisteme entegrasyonunu sağlıyor." şeklinde konuştu.
Varank, TÜBİTAK-BİLGEM'in, askeri ve sivil bilginin, güvenli iletimi ve saklanmasında kritik bir fonksiyona sahip olduğuna dikkati çekerek, Temel Bilimler Araştırma Enstitüsünün de temel bilimlerde ülkenin güçlenmesi için çalıştığını kaydetti.
Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsünü, milli demir yolu teknolojilerini tasarlamak için geçen yıl TCDD ile beraber kurduklarını anımsatan Varank, "Raylı sistemlerde sadece kullanıcı olmaktan öte kendi ihtiyacını karşılayan, bunun yanında geliştirdiği teknolojiyi ihraç eden bir ülke olmak istiyoruz.
Bu merkezlere ek olarak, Yapay Zeka ve Kutup Araştırmaları Enstitülerini de yakın zamanda kurarak, çığır açıcı işlerde iddiamızı ortaya koyduk." ifadelerini kullandı.
"ÜLKENİN HER ALANDA BAĞIMSIZLIĞINI PEKİŞTİRECEK ADIMLARI BÜYÜK BİR GAYRETLE ATIYORUZ"
Bakan Varank, TÜBİTAK sayesinde bugüne kadar çok çarpıcı başarı hikayelerine imza attıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Elimde gördüğünüz ve MAM'da üretilen bu ürün, turboşaft motorlarında kullanılan türbin kanatçığı. Bu kanatçık, milli genel maksat helikopterimiz Gökbey'in motorunda kullanılan en yüksek katma değerli parça. Bu parça olmaksızın, uçaklar ya da helikopterler havalanamaz. Dolayısıyla kimse size bunu kolay kolay satmıyor. Dünyada bu kabiliyete sahip 5 ülkeden birisiyiz. Halihazırda TEİ'ye 160 adet teslim ettik. Gökbey'in motorunda kullanıyorlar. Gördüğünüz bu küçücük kare, SİHA'ların kullandığı akıllı bombaların lazer arayıcı başlık dedektörü. Bu arayıcı başlık sayesinde bombalar, nokta atış yapabiliyor. BİLGEM'de geliştirdiğimiz bu dedektör, savunma sanayimizin kritik bileşenlerinden birisi. Binlerce dolar verip yurt dışından almak isteseniz dahi alamıyorsunuz. Biz bu dedektörü yurt dışı muadillerine göre çok daha kaliteli ve ucuza üretebiliyoruz.
Salmonella Hızlı Tanı Kitini dünyada ilk kez biz geliştirdik, patentini aldık. Kirli su ve yiyeceklerden bulaşan bu bakteri, toplum sağlığı açısından son derece zararlı. Geliştirdiğimiz bu kit, piyasadaki mevcut tanı kitlerine göre çok daha hızlı sonuç veriyor. Çin bize başvurdu, ülkemizden teknoloji transferiyle bu ürünü satın almak istiyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çizdiği Milli Teknoloji Güçlü Sanayi vizyonuyla ülkenin her alanda bağımsızlığını pekiştirecek adımları büyük bir gayretle attıklarını vurgulayan Varank, "18 yılın tüm kazanımlarını, katma değer ve teknoloji üretimiyle daha da zenginleştireceğiz. Bugün açacağımız altyapılar, üretim seferberliğimize önemli katkılar sunacak. Bu altyapılarla sizin de söylediğiniz gibi bugün dünden daha güçlüyüz, yarın daha da güçlü olacağız. Bu vesileyle merkezlerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.