İran'da özellikle başkent Tahran'da konut fiyatları ve kiralardaki yüksek artışlar cep yakarken hükümet, şehirleri büyüterek ve müteahhitlere ucuz yer vererek krizi çözmeyi planlıyor.
Başkent Tahran'da kalabalık nüfus ve yoğun göç nedeniyle barınma sorunu yaşanırken, kentin doğu ve batısında yapılan yüksek yapılar hava sirkülasyonunu önlediği için özellikle kış aylarında okulların tatil olmasına yol açan yüksek derecede hava kirliliği meydana geliyor.
Uzmanlara göre, ABD yaptırımları, ülkede yaşanan ekonomik kriz ve döviz kurunun yükselişi nedeniyle İranlılar ellerindeki nakdi değer kaybetmemesi için otomotive ya da emlak sektörüne yatırıyor. Emlak ve otomotiv sektörlerindeki aşırı talep de fiyatların uçmasına ve sosyal dengenin bozulmasına neden oluyor.
Yine uzmanlara göre son aylarda yaşanan kira artışları nedeniyle Tahran'ın kuzeyinde oturanlar orta bölgelere, orta bölgelerde oturanlar güneye ve güneyde oturanlar da başkentin daha kırsal bölgelerine taşınmak zorunda kaldı.
İran Ulaştırma ve Şehircilik Bakanlığı, başkentte ortalama bir konutun metrekare fiyatının Eylül 2018'de 8 milyon 633 bin tümen (400 dolar) iken, Haziran 2020'de 19 milyon 81 bin tümene (yaklaşık bin dolar) yükseldiğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de Ulaştırma ve Şehircilik Bakanlığında toplu konut yapan firmalara ucuz arazi tahsis edilmesi, şehir sınırlarının genişletilmesi talimatı verdi ve kiralara yüzde 25'ten fazla zam yapılamayacağını söyledi.
"HALK, KONUTA YATIRIM GÖZÜYLE BAKIYOR"
Konuyla ilgili AA muhabirine konuşan Emlak Uzmanı Muhammed Musevi, son 6 aydaki fiyat artışlarının alım-satım ve kiralarda yüzde 50'nin üzerinde olduğunu belirterek, "Enflasyon ve döviz kuru fiyat artışlarına yol açmış olabilir fakat bunlardan daha önemlisi halk, konuta yatırım gözüyle bakıyor. Fiyatlar yükselirken alış ve satış canlanıyor, durgunluk yaşanınca da halk ellerindeki sermayeyi döviz, altın ve borsa gibi yerlere yatırıp kazancıyla kiraya çıkıyor." dedi.
Emlak sektöründeki en büyük sorunlardan birinin halkın konuta sermaye gözüyle bakması olduğunu aktaran Musevi, şöyle devam etti:
"Konuttan alınan vergi de diğer ülkelere göre düşük. Emlak sektöründeki yüksek kazanç nedeniyle müteahhitler bile yaptıkları daireleri satmamayı ve kiraya vermeyi daha kazançlı görüyor. Çünkü vergiler onları zorlamıyor."
Son günlerde döviz kurunda yaşanan yükselişin de halkın elindeki parayı buralara yatırmasından kaynaklı olduğunu savunan Musevi, "Yaşanan kriz sadece yaptırımlarla izah edilemez. Bunun birçok etkeni var. Yapı malzemelerindeki artış yüzde 50 olmuşsa konutlardaki artış yüzde 100 oluyor. Kentsel dönüşüme giren eski evler de artışta önemli bir rol oynuyor.
Daha önce metrekaresi 40 milyon tümen olan bir daire için şimdi 80 milyon tümen istiyorlar. Oysa inşaat malzemelerindeki artış bu kadar fazla değildir."
Halkın alım gücünün de zamanla azaldığını ve evlerini değiştirmek isteyenlerin bunu yapamadığı tespitinde bulunan Musevi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının da kiraların artışını önleyemediğini söyledi.
Ülke şartlarının salgından kaynaklı olarak ev tutma ya da taşımaya hiç uygun olmamasına rağmen yüzde 50'nin üzerinde fiyat artışları olduğunu hatırlatan Musevi, hükümetin kira artışlarının en fazla yüzde 25 olması gerektiği yönündeki kararına da kimsenin uymadığını belirtti.
Emlak Uzmanı Musevi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ev sahiplerine göre hükümet yüzde 25 dediyse gerçekte artışlar çok daha fazla olmalıdır. Artışlarda yüzde 25 azami değil asgari olarak görülüyor. Kiracılar, ev sahiplerini şikayet etmek ve yasal süreçle uğraşmak istemediği için istenen kiraya razı oluyor. Ayrıca koronavirüs nedeniyle de taşınmak istemiyorlar."
"YOĞUN GÖÇ NEDENİYLE KONUT SORUNU DAHA ÇOK TAHRAN'DA YAŞANIYOR"
Devletin sorunu çözmek için yaptığı toplu konutların şehir dışında olması nedeniyle talep görmediğini kaydeden Musevi, "Hükümet şehir içinde konut yaparsa sorunu bir nebze çözebilir. Şu an kışla olarak kullanılan büyük alanlar var, bunlar konut için değerlendirilirse ihtiyaca cevap verebilir. Hükümet şehir dışında ve kırsalda konut yaparsa bu sorunu çözemez." değerlendirmesinde bulundu.
Emlak sektöründeki krizin Tahran'la sınırlı olmadığına ancak en fazla burada görüldüğüne işaret eden Musevi, şunları kaydetti:
"Yıllar önce yaşanan yoğun göç nedeniyle konut sıkıntısı daha çok Tahran'da çekiliyor. Bir diğer sorun da başka yerlerde oturan birçok kişinin Tahran'da bir evi vardır. Maddi açıdan durumu biraz daha iyi olanlar Tahran'da ev alıyor. Diğer şehirlerde yapılan toplu konutlar kentin merkezinde ve çok iyidir. Tahran'da fiyatlar yükseldiği için vatandaşlar sermayeyi diğer şehirlere götürüyor bu durum oralarda da fiyatların yükselmesine yol açıyor."
"TOPLU TAŞIMA ALTYAPISI DAHA ELVERİŞLİ HALE GELİRSE HAVA KİRLİLİĞİ AZALIR"
Musevi, kira artışları ve pahalılık nedeniyle aynı evi paylaşan ailelerin olduğunu ve binaların çatı katında derme çatma odaların yapılıp kiraya verildiğini ifade etti.
"Tahran'a yönelik göç eskiye nazaran çok azaldı hatta artık Tahran'dan göç ediliyor." diyen Musevi, "Tahran'da kalan birçok aile, pahalılık ve oluşan ağır şartlar nedeniyle kendi memleketlerine dönmeyi planlıyor. Durumu biraz daha iyi olanlar Tahran'a gelebilir fakat yoksul kesim Tahran'dan gitmek istiyor. Emlak fiyatları halkın Tahran'dan göç etmesine yol açıyor. Bu şartlar böyle devam ederse Tahran'da kalmak çok daha zorlaşacaktır." görüşünü dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin şehirlerin genişletilmesi yönündeki talimatının da çözüm olmayacağını savunan Musevi, "Tahran'ın sınırları yeterince büyüdü, batı tarafından Kerec ile Tahran birleşmiş halde. Güney ve doğuda da yeterince genişledi. Hükümet, toplu konut için kentin merkezinde ucuz arsa tahsis etmelidir." dedi.
Hava kirliliğinin önlenmesi için bazı bölgelerdeki yoğunluğun azalması gerektiğini ifade eden Musevi, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kentin farklı bölgelerine daha iyi hizmet götürülür ve oradaki yaşam cazip hale getirilirse yoğunluk dağılır. Ayrıca toplu taşıma altyapısı daha elverişli hale gelirse hava kirliliği azalır. Ayrıca iş gücünün de bir yere birikmesi engellenmelidir. Ayrıca Tahran'da birçok boş konut var, fiyatlar artsın diye kiraya verilmiyor ve satılmıyor."
HALK EMLAK FİYATLARINDAKİ ARTIŞTAN ŞİKAYETÇİ
Tahran Büyük Çarşı'da emlak işi yapan Murtaza Caferi de konut piyasasının kötü durumda olduğunu ve hükümetin 15 yıl önce yaptığı konutları şimdi yoksulluk sınırında bulunanlara satmaya çalıştığını ancak buralarda suyun, elektriğin ve diğer imkanların olmadığını ileri sürdü.
Caferi, "Devletin yaptığı toplu konutlarda da ciddi eksiklikler var. Binalar sallanıyor. Orada oturanlar sert bir rüzgarda binaların sallandığını söylüyor. Yöneticilerimize emlak konusundaki politikaları değiştirmeleri ricasında bulunuyorum." diye konuştu.
Tahranlı emekli vatandaş Cevad Ensari de konut piyasasındaki durumla ilgili yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Konut piyasası çok bozuldu. Evimi 1 ay önce 1 milyar 100 milyon tümene (55 bin dolar) sattım şimdi 1 milyar 750 milyon (87 bin dolar) istiyorlar. Sattığıma pişman oldum. Evi daha küçük bir yer almak için sattım fakat şimdi alamıyorum. Böylece ortada kaldım."
Ev hanımı Menice Ferasani ise emlak fiyatlarının her geçen gün yükselişinden şikayet ederek, "Benim 2 sene önce bir evim vardı, daha iyi bir yer almak için sattım ancak daha sonra alamadığım için şimdi kiracıyım." diye konuştu.
Yüksek fiyatlarla ev almanın imkansız hale geldiğini söyleyen Ferasani, denetim mekanizmasının işletilmemesi nedeniyle fiyatlarda artış yaşandığını dile getirdi.