Çin'de başlayıp tüm dünyaya yayılan koronavirüs, küresel ekonomiye adeta el freni çektirirken, piyasalarda da büyük dalgalanmalara neden oldu. Dünya devlerinin ekonomiyi canlandırmak için açıkladıkları trilyonlarca dolarlık teşvik paketleri ve rekor faiz indirimlerine rağmen, borsalar mart sonuna kadar çakılırken, güvenilir liman olan altına talep arttı. İlk şokun atlatılmasının ardından salgının sonuna gelindiğine ilişkin güçlenen beklentiler piyasalarda sert yükselişe neden olurken, likiditedeki artış özellikle hisse senedi piyasalarına yöneldi.
BORSAYA İLGİ ZİRVEDE
Türkiye'de virüse karşı alınan önlemlerin etkisini göstermesi ve düşen faizler Borsa İstanbul'da 15 Mayıs-5 Haziran arasında 13 günle tarihin en uzun yükseliş serisini getirdi. Karantinanın uygulandığı mart-nisanmayıs aylarında borsaya 226 bin 905 yeni yerli yatırımcı geldi. Borsada bu yılın ilk 5 ayında 312 bin 681, Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine başladığı Temmuz 2019'dan bu yana ise 351 bin yerli yatırımcı katıldı.
RİSK ALMA İŞTAHI ARTIYOR
Yatırım fonlarının da toplam büyüklüğü 150 milyar lirayı aşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkarken, fonları tercih eden yatırımcı sayısı da 3 milyon 100 bine yaklaştı. TEFAS'ın avantajlarının yanı sıra yılın ilk 5 ayında hisse senedi ve altın gibi büyük ilgi gören fonların cazip hale gelmesinin etkisiyle yatırım fonlarını tercih eden yatırımcı sayısı 88 bin 607 kişi arttı. Analistler önümüzdeki süreçte de artan likiditenin hisse senedi piyasasına ve yatırım fonlarına girmeye devam edeceğini vurgularken, dövizde ise getirilerin çok sınırlı kalacağı görüşünde.
TL'YE GÜVENEN KAZANDI
Türkiye İstatistik Kurumu'nun mayıs sonu için açıkladığı reel getiriler de TL'ye yatırım yapanların kazandığını ortaya koydu. Mayıs sonu itibarıyla son 1 yılda reel olarak mevduat yüzde 7.99, Borsa İstanbul yüzde 2.56, Devlet İç Borçlanma Senetleri yüzde 27.50, külçe altın ise yüzde 38.17 kazandırdı. Yıllık ortalamarda da ise reel olarak dolar yüzde 2.2, euro yüzde 5.5 oranında kaybettirdi. Koronavirüs döneminin yarattığı koşullar ile birlikte yatırımcı tarafında korunma ihtiyacının ön plana çıktığını belirten Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, "Bu nedenle gelişmiş ülke tahvili, altın, para piyasasında da dolar öne çıkan enstrümanlar oldu. Küresel düşük faiz ortamında, ekonomileri canlandırıcı tedbirlerin uygulanması ve bunun getirdiği bol likidite ise son dönemde risk alma iştahını biraz daha artırıyor. Bu kapsamda ralli yapan küresel borsaların virüs öncesi seviyelerde yeniden fiyatlama yapma eğilimine geçtiğini görüyoruz" dedi. Erkan yatırımcıları dengeli portföy oluşturarak riski dağıtma stratejisine devam etmeleri yönünde uyardı.
BORSALAR KAYBI TELAFİ ETTİ
2020 yılının ilk 6 ayında tüm gündemi koronavirüsün oluşturduğunu ifade eden Gedik Yatırım Algoritmik İşlemler Müdür Yardımcısı Gizmen Nalbantlı, "Ekonomiler daralırken borsalarda ise yüzde 30'ların üzerinde düşüşler oldu. Bu dönemde altına olan talep artarken, düşen faizler ise tahvillerde iyi getiri sağladı. Bir diğer ön plana çıkan ise eurobondlar oldu. Virüs sonrası normalleşme sürecinde ise borsalar hızlı bir şekilde kayıplarını geri aldı. Olası bir ikinci dalga yatırımcıları yine güvenli varlıklara yönlendirecektir. Bu yıl yüzde 28 getiri sağlayan altının 2020'nin ikinci yarısı ve 2021'de yükselmeye devam edeceğini düşünüyorum" diye konuştu.
ARTAN LİKİDİTE HİSSEYE KAYIYOR
KORONAVIRÜS şokunu atlatmak için faizlerin düştüğünü, likiditenin bollaştığını belirten Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, "Mart ve nisanda şok düşüş yaşayan piyasalar, aşırı likidite ve normalleşme beklentileri ile mayıs ve haziranda hızlı bir toparlanma gösterdi" dedi. Artan likiditenin özellikle hisse senedi piyasalarına girdiğini ifade eden Gerz, "Türkiye'de reel faizler negatif olduğu için, 2020 ikinci yarısında mevduattan yatırım fonlarına ve hisse senedine geçişin artmasını bekliyoruz" dedi. Mehmet Gerz, ekonomi ve piyasalarda korona şokunun geride kaldığı varsayımı ile yatırımcılara portföylerinin yüzde 35'ini hisse senedi fonlarında, yüzde 30'unu mevduatta, yüzde 25'ini eurobond fonlarında ve yüzde 10'unu da altında değerlendirme tavsiyesinde bulundu.