Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Siirt'te Türk-Katar ortaklığıyla kurulacak "Çinko Metal Külçe Üretim Tesisi"nin temel atma törenine katıldı.
Bakan Dönmez, Siirt Organize Sanayi Bölgesi'nde Siirt'te Türk-Katar ortaklığıyla kurulacak "Çinko Metal Külçe Üretim Tesisi"nin temel atma töreninde yaptığı konuşmada, daha önce Türkiye'yi ileri götürecek güçlü bir siyasi iradeden yoksun olduklarını, birileri 'Durun' dediğinde durduklarını, 'Yapamazsın' dediklerinde kabullendiklerini söyledi.
Çizdikleri sınırın dışına çıktıklarında hizaya çekildiklerini, artık o günlerin geride kaldığını aktaran Dönmez, bugün artık kendi doğrularını ortaya koyan, bu uğurda mücadeleden çekinmeyen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğiyle güçlü hedeflere korkmadan yürüyen bir Türkiye'nin bulunduğunu belirtti.
Uzun yıllardır hep bir tartışmanın sürüp gittiğini ifade eden Dönmez, şöyle konuştu:
"Kaynaklarımızı neden ham madde olarak satıp işlenmiş ürün olarak geri alıyoruz? Yıllarca dış ticaret açığımızın en önemli sebeplerinden biri buydu. Sahip olduğumuz ham maddeyi işleyecek ileri teknolojiye sahip değildik. Dışarı 1 liraya sattığımız ürünü 5 liraya geri alıyorduk. Aradaki fiyat farkı bu ürüne katma değer koyanların cebine gidiyordu. Sayın Cumhurbaşkanımız her platformda 21. yüzyıldaki Kızılelmamızdan, büyük ve güçlü Türkiye hedefimizden ısrarla bahsediyor. Geleceği öngören değil, geleceğe yön veren bir Türkiye vizyonu ortaya koyuyor. Her bir saniyesi teknolojiyle örülü böyle bir dünyada var olmanın tek bir yolu var. Kendi milli teknolojimizi geliştirmek. Tasarım, üretim ve markalaşma sürecinde kendi özgün hikayemizi yazmak."
Bakan Dönmez, artık bu treni kaçırmayacaklarını, temel meselenin siyasi, mali, ekonomik, diplomatik, adli, askeri, kültürel her alanda milli bağımsızlık olduğunu vurgulayarak, özellikle de büyüyen ve güçlenen Türkiye'nin attığı bu adımların enerjide bağımsızlıkla sürdürülebilir olacağını bildirdi.
Tesis yıllık 216 milyon dolarlık ithalatın önüne geçecek
Dönmez, bu nedenle üreten Türkiye'ye enerji sağlamaktan, ilerlemenin, kalkınmanın dinamosu olmaktan büyük gurur ve mutluluk duyduklarını dile getirerek, burada bu hedef doğrultusunda önemli bir yatırımın daha temelini attıklarını aktardı.
102 milyon dolara mal olacak Türkiye'nin tek çinko metal külçe üretimini yapacak tesisin ülke ve millete hayırlı olmasını dileyen Dönmez, tesiste ilk fazda yıllık 30 bin ton üretim yapılacağını tamamlandığında da bu rakamın 90 bin tona yükseleceğini vurguladı.
Tesisin tam kapasite çalıştığında yıllık 216 milyon dolarlık ithalatın da önüne geçeceğine, bu rakamın Türkiye'nin yıllık çinko ithalatının yüzde 40'ına denk geldiğine işaret eden Dönmez, Hakkari ve Siirt'te 1900 doğrudan, 1100'ü de dolaylı olmak üzere 3 bin kişiye istihdam sağlanacağını kaydetti.
Hakkari'nin ülkenin başlıca oksitli çinko maden bölgelerinden biri olduğunu ifade eden Dönmez, şöyle devam etti:
"Hakkari'de 6 kurşun ve çinko işletme izinli ruhsatımız var. Buradan çıkacak çinko minerali Siirt'teki bu tesisimizde zenginleştirilerek çinko külçeye dönüştürülecek. Hem Hakkari hem Siirt hem de bütün Türkiye kazanacak. Kısır döngüyü bu yatırımlarla kıracağız inşallah. Madenlerimizi artık sadece ham madde olarak yurt dışına ihraç etmeyeceğiz. Kendi teknolojimizle ve kendi insan kaynağımızla, kendi topraklarımızda işleyeceğiz. Değerine değer katacağız. Bu yatırımın Siirt'te olması bizleri daha da mutlu ediyor. Bugün Siirt'e de bölgeye de huzur, güven, istikrar hakim. Esnaf ve vatandaşlarımızla hasbıhal ettim. Herkesin duasında Sayın Cumhurbaşkanımız var. Biz ekmeğini bölüşen, sofrasını paylaşan gönlü zengin bir milletiz. Ancak kim ki ekmeğimize göz diker, soframızı talan etmeye kalkar, ay yıldız altında bizlerin geleceğine kasteder, birlik ve beraberliğimize nifak sokmaya kalkar, bunun da bedelini en ağır şekilde öder."
Çinko talebinin 2018'de yüzde 40'ı yüksek kalite ve özel yüksek kalite segmentlerinde gerçekleştiğini, Türkiye'de yüksek kalite segmentine uygun çinko üretimi yapan tesis olmadığı için bunu yurt dışından ithal ettiklerini bildiren Dönmez, tesisin bu anlamda bir ilk olacağına dikkati çekti.
Çinko madeni ihracatının 2018'de 465 milyon dolar, ithalatının da 853 milyon dolar olduğunu, 388 milyon dolarlık bir cari açığın bulunduğunu aktaran Dönmez, çinko cevheri ve konsantreleri üretiminde ihracatçı pozisyonda yer aldıklarını ancak bunun karşılığında yurt dışından çinko metali ithal ettiklerini dile getirdi.
Ham maddeyi işleyerek üstüne katma değer koyamadıklarını anlatan Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte bu yüzden bugün temelini atacağımız tesisimizin önemi büyük. Bugün artık çinkonun kullanımı inşaat, ulaştırma ve altyapı sektörlerinin çok ötesine geçmeye başladı. Geri dönüşüm oranı da yüksek bir metal. Savunma sanayinde, boru ve nakil hatlarının galvanizlenmesinde, otomotiv sektöründe çinkonun kullanımı mevcut. Sayın Bakanım Varank, TOGG ilk çıktığında demiştik ki 'Üretimi sizden, enerjisi bizden.' Şimdi artık üretiminde kullanılacak ham maddeler de bizden diyoruz."
Kurşunda da benzer bir durumla karşı karşıya olduklarını, kurşun cevherleri ve konsantrelerinde ihracatçı olduklarını ancak karşılığında yurt dışından kurşun metali ithal ettiklerini aktaran Dönmez, burada da cari açığının 122 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirtti.
Dünya kurşun rezervlerinin yüzde 7'sine sahip olduklarını söyleyen Dönmez, şöyle devam etti:
"Ancak dünya kurşun üretiminin yüzde 1'ini gerçekleştiriyoruz. Madencilik potansiyelimiz kesinlikle bu rakamları hak etmiyor. Devlet olarak yatırımcılarımıza her türlü teşvik ve desteği sağlıyoruz. Madenciliği Türkiye'nin parlayan yıldızı olarak görüyorum. Çünkü bu yüksek potansiyel değerlendirilmek üzere yatırımcılarını bekliyor. Bizler de yatırımcılarımızın her fırsatta yanında olacağız. 125 binden fazla istihdamın olduğu madencilik sektörümüz 2019 yılında 4,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Ayrıca, sektör diğer tüm sektörlere ham madde üretmesiyle de 40 milyar dolara yakın bir değer zinciri oluşturdu. 2019'da 909 maden ruhsatı ihale ettik. Bu ihalelerden 111 milyon lira gelir elde ettik. Ayrıca, 2019'da, 2018 yılı içerisinde gerçekleştirilen madencilik faaliyetleri için tahakkuk eden devlet hakkı 1,3 milyar lira oldu. Madencilikte teknoloji odaklı başlattığımız dönüşümle artık madenlerimizi yurt içinde işleyerek katma değerli ürünler haline getiriyoruz. Çinko metal külçe üretimiyle bu alanda yeni bir sayfa daha açıyoruz. Önümüzdeki dönem başka madenlerimizle de bu sayı daha artacak inşallah. Bugün gayri safi yurt içi hasıla içerisinde yaklaşık yüzde 1'ler seviyesinde olan madenciliğin payını inşallah önce yüzde 3'lere, ardından yüzde 5'lere kadar yükseltmeyi hedefliyoruz. Bunu yapacak rezervimiz, teknolojimiz, insan kaynağımız hepsi mevcut. İş helvayı yapmaya kalıyor."
ALTIN ÜRETİMİ
Madencilikte Türkiye'nin kendi kendine yeter hale gelmesi, maden ithalatının minimum düzeye çekilmesi ve madenciliğin gayri safi milli hasıla içindeki oranının daha da artırılması için bu yüksek potansiyeli süratle ekonomiye kazandırma gayreti içerisinde olduklarını ifade eden Dönmez, "Bu anlamda altın madenciliği son yıllarda önemli gelişmelere sahne oldu. 2017'de 22,5 ton olan toplam altın üretimimiz, 2018'de yüzde 20 artışla 27,1 tona, 2019'da da bir önceki yıla göre yüzde 40 artışla 38 tona yükseldi, bunun da bedeli 1.9 milyar dolardır." dedi.
Altın madenciliği ve üretiminde 10 bin kişinin istihdam edildiğine dikkati çeken Dönmez, 2000'de üretim, istihdam ve vergi tahsisinde ekonomiye katkısı sıfır olan altın üretiminin, bugün gerek ekonomiye sağladığı yüksek katkı gerekse de artan istihdam oranıyla ekonominin en önemli gelir kalemlerinden biri haline geldiğini vurguladı.
MADEN KAZALARINDA YÜZDE 60 DÜŞÜŞ
Madenleri üretirken taviz vermedikleri iki düsturlarının olduğunu vurgulayan Dönmez, şöyle dedi:
"İş sağlığı ve güvenliği ile çevreye saygı. Güvenlik konusunda son dönemde aldığımız tedbirlerle maden kazalarında son iki yılda yüzde 60'lar düzeyinde bir düşüş sağladık. 2019'da 5 bin 677 sahamızı risk gruplarına göre az riskli, riskli ve çok riskli olmak üzere tasnif ettik. Az riskli gruptaki madenlerimizi yılda en az 1, riskli gruptaki madenlerimizi yılda en az 2 ve çok riskli gruptaki madenlerimizi ise yılda en az 4 kez denetliyoruz. Denetimlerimizi gerektiği yerde, gerektiği zamanda ve gerektiği şekilde yapıyoruz. Amacımız maden sektörümüze bir nevi danışmanlık yapmak onlara doğruyu göstermek. Ülkemizin ve milletimizin menfaatleri ve milli değerlerimiz doğrultusunda yerli kaynaklarımızı ileri teknolojimiz ve genç iş gücümüzle işleyerek birer değer haline getirmeye devam edeceğiz."