Son yıllarda tüm dünyada veri konusunun önem kazanmasıyla birlikte ülkeler verilerini bünyelerinde tutmak için harekete geçti. Benzer bir durumun söz konusu olduğu Türkiye'de de hükümet ve regülasyon oteriteleri çalışma başlattı. Verisine sahip çıkan ülkeler, ihracatçı olmak için de ilk adımı atıyor. Yazılım ihraç eden yeni nesil veri şirketlerinden biri olan Related Digital CEO'su Sedat Kılıç, perakende sektörünün veri konusunda farkındalığının yüksek olduğuna dikkat çekti. Perakendenin düşük kâr marjlarıyla çalıştığını söyleyen Kılıç, şöyle devam etti: "Bu nedenle her verinin titizlikle analiz edilmesi gerek. Verinin değil, bunu analiz etmenin değeri artıyor. Eskiden tüketiciler yalnızca cinsiyet ve yaş üzerinden segmente edilirdi. Geldiğimiz noktada segmentasyonun artık yaşam alışkanlıklarına göre yapılması gerekiyor. Hatta her bir kişinin bir segment olması gerekiyor. Bazı şirketler yavaş yavaş bunu kullanmaya başlıyor."
;
SERMAYE BULAMAK KOLAY DEĞİL
Türkiye'de teknoloji şirketlerinin para bulmak gibi bir sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Sedat Kılıç, "ABD'li rakiplerimizin en kolay bulduğu şey para. Bizim Türkiye'de para kazanarak büyümemiz şart. İkinci sıkıntımız da customization talepleri. Türk şirketleri, yerli teknoloji firmalarından talep ettiklerini, aynı işi yapan yabancılardan asla talep edemez. Bizden çok ciddi customization istiyorlar. Bunlar maliyetlerimizi yükseltirken zaman zaman ürünümüzü sıkıntıya sokuyor. Ama ABD'li ve Avrupalı şirketlerden bunu istemiyorlar. Bu ayrıca globalleşmenin önündeki en büyük engel, biz artık bugün bunu yapmamaya çalışıyoruz. Çünkü customization ile bir müşterinin isteğini çözüyorsunuz belki ama diğer müşterileri mutsuz etme riski taşıyor" diye konuştu.
YERLİ FİRMALAR TERCİH EDİLMELİ
Türkiye'de veri üzerinden iş yapan teknoloji şirketlerinin çok ucuza satılabileceğine dikkat çeken Sedat Kılıç, Türk teknoloji şirketlerinin paraya ulaşmakta yaşadığı sıkıntıların yarattığı bir riskin de bu şirketlerin çok ucuz fiyatlara satılma ihtimali olduğunu söyledi. Hükümetin yerli yazılım şirketlerini ön plana çıkarmak ve korumakla ilgili çok ciddi hamleleri olduğunu belirten Kılıç, şöyle devam etti: "Korumak derken sponsor olmak değil, aynı işi yapan iki şirket olduğunda Türk şirketini tercih etmekten söz ediyorum. Çünkü bugün gelişmiş ülkelerin ana gelir kaynakları yazılım ihracatı. Bakın bugün pek çok ihracat kaleminde, çok büyük ithalat girdilerine ihtiyaç var. Yazılım öyle değil ki. Bulunduğunuz yerde sadece hayalinizi satıyorsunuz ve bunu bütün dünyaya ölçekleyebiliyorsunuz."
KOBİ'LER İÇİN YENİ BİR ÜRÜN GELİŞTİRDİ
KOBİ'
ler için "Express" adını verdikleri yeni bir ürün çıkardıklarını söyleyen Sedat Kılıç, "Bu ürünü geliştiriyoruz, amacımız dünyaya açmak. Çok daha basit olan bu ürün, e-mail marketing için kurulmuş bir sistem. Bu sistemle KOBİ'leri dijital pazarlama dünyasına çekmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca üniversitelere ve startup'lara ücretsiz destek vermek için özel bir departman kurduk. Türkiye'de startup ekosistemi çok karışık, biz 6 ay önce temas kurduğumuz bir startupı kendi sistemimize aldık. Ekosistemler birbirini desteklerse ve birbirini geliştirirse, o zaman çok hızlı bir büyüme sağlanabiliyor" dedi.
GÖÇEBE RUHUMUZ KOD YAZMAMIZI KOLAYLAŞTIRIYOR YAZMAMIZI KOLAYLAŞTIRIYOR
Yazılımcı yeteneklerimizin kökenlerinde Türklerin göçebe ruhunun bulunduğunu söyleyen Kılıç, şu tespiti yaptı: "Türkiye'de gerçekten iyi bir yazılım endüstrisi var. Muhtemelen binlerce yılda oluşmuş hayatta kalma içgüdümüz sayesinde, göçebe bir toplum olmamızdan dolayı, kod yazmaya çok uygun olduğumuzu düşünüyorum. Kısa yolları biliyoruz, hayatta kalmayı biliyoruz. Bu nedenle yazılım sektörümüzde, yabancı bir şirkette 10 mühendisin yaptığı işi Türkiye'de iki mühendis yapabiliyor."