Kamu bankalarının kontrolünde bulunan sigorta şirketlerinin Türkiye Varlık Fonu (TVF) çatısı altında birleştirilmesi, sektörü büyütüp ürün gamını artırırken, küresel rekabet gücüne de güç katacak. Söz konusu birleşme aynı zamanda Varlık Fonu'nun stratejik yatırımlara sermaye sağlama ve finansal piyasalarda derinleşmeyi destekleme misyonuna da destek olacak.
ADIM ATILMASI GEREK
TVF, sigortacılık ve bireysel emeklilik sektöründeki reformların uygulanması amacıyla kamu bankalarının kontrolünde bulunan sigorta şirketlerinin birleştirilmesi projesinin detaylarını, İstanbul'da düzenlenen toplantıda açıkladı. TVF Genel Müdürü Zafer Sönmez, GSYH büyüklüğünde dünyada 19. sırada yer alan Türkiye'nin, sigorta sektöründeki prim üretiminde ise 39'uncu ülke konumunda bulunduğuna dikkat çekti. Sönmez, "Dünyada 2018'de kişi başına düşen yıllık ortalama sigorta prim üretimi gelişmiş pazarlarda 3 bin 737 dolarken, bizde ise 127 dolar düzeyinde. Kişi başına düşen yıllık doğrudan prim üretimi oranında ise Türkiye, 2018 yılı itibarıyla 88 ülke içinde 65'inci sırada. Türkiye'nin, sigorta sektörünün yapılanması konusunda adımlar atması gerekliliği nettir" diye konuştu.
PAZAR PAYI BÜYÜYECEK
TVF'nin temel kuruluş sebeplerinden birinin kamudaki şirketlerin daha da verimli hale getirilmesi olduğunu vurgulayan Sönmez, sigorta reformunun da Türkiye'nin stratejik ajandasına dönük adımlardan biri olduğunu söyledi. Sönmez, "Birleştirme projesi tamamlandığında, sigortacılık sektörü daha derin ve geniş bir yapıya dönüşürken, fiyat hareketliliği de daha stabil olacak. Sektörün pazar payı büyüyecek, ürün gamı artacak" dedi.
ÇALIŞANLAR ENDİŞELENMESİN
Birleşmedeki proje lideri ve Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli de bu operasyonla ölçek ekonomisinden faydalanıp verimlilik ve etkinliği de arttırmayı hedeflediklerini söyledi. Birleşmeyle elementer tarafta oluşacak yapının, sigortacılık pazarında yüzde 12'nin üzerinde bir oran ile lider konuma yükseleceğini vurgulayan Benli, "3 şirketteki mevcut çalışanları düşündüğümüzde, kamu konsolidesinin bin 23 çalışanı olacak. Birleşmeden dolayı çalışanlar açısından endişe edilecek bir durum yok. Şu anda lider olan şirketin çalışan sayısı bin 600, ikincisinin ise bin 260 civarında. Dolayısıyla birleşmeye konu tüm şirketlerdeki çalışanlarımız için endişe edecek bir durum yok. Bu rakamlara göre, bizim yeni ekiplere ihtiyacımız olacak" şeklinde konuştu.
İLK ÇEYREKTE TAMAMLANACAK
TVF Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Sönmez, proje sonunda Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank'ın kontrolünde bulunan sigorta şirketlerinin birleşmesiyle kurulacak yeni şirketin, bu bankaların 3 bin 700 şubesi aracılığıyla müşterilere ulaşacağını, bu yapıyla birlikte dağıtım kanalları ve rekabetin artacağını vurguladı. Sönmez, "Birleşme sürecinde şirketleri devralmıyoruz, adil piyasa değeri üzerinden satın alma süreçlerini gerçekleştiriyoruz. Bu noktada azınlık paylarını da dikkate alıyoruz. 2020 yılının ilk çeyreğinde birleşmeyi tamamlamayı planlıyoruz. Birleşmenin ardından Varlık Fonu'nun altında bir sigorta holdingi ve holdingin altında da hayat emeklilik ve elementer şirket olacak" dedi.