Dengelenme sürecinin sonuna yaklaşılırken, konut ve otomobil satışından, sanayi üretimine kadar toparlanma sinyalleri güçlenen ekonomide, reel sektör de önemli bir dönüşüme imza attı. Ağustos ayındaki kur saldırısı esnasında kriz algısı yaratmak isteyen kesimlerin en büyük kozu olan reel sektörün açık pozisyonu önemli ölçüde düştü.
Kur spekülatörleri kendilerini ele verdi!
BORÇLAR AZALDI
Reel sektörün Mart 2018'de 221 milyar dolar olan döviz açık pozisyonu, bu yılın ocak sonunda, 26.5 milyar dolarlık düşüşle 194.5 milyar dolara geriledi. Bu dönemde reel sektörün döviz varlıkları 3.7 milyar dolar artarken, yükümlülükleri ise 22.8 milyar dolar azaldı. Bu dönemde döviz kredileri 174.3 milyar dolardan, 156.3 milyar dolara geriledi. Toplam nakdi kredilerde 293 milyar dolardan 272 milyar dolara indi.
FAZLA 3 KAT ARTTI
Borcunun önemli bir bölümü uzun vadeli olan reel sektör, kısa vadede ise artı pozisyonunu güçlendirdi. 2018'in mart sonunda 1.8 milyar dolar olan kısa vadeli döviz fazlası, 3 kat artarak 5.1 milyar dolara çıktı. Kısa vadeli varlıklar 94.2 milyar dolar, kısa vadeli yükümlülükler 89.1 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Yeni Ekonomi Programı hedefi doğrultusunda büyümenin lokomotifi haline gelen ihracat, reel sektörün de açık pozisyonunun azaltılmasında etkili oluyor. Şirketlerin ihracat alacakları 16.8 milyar dolara ulaştı.
S&P DE 'SORUN YOK' DEDİ
Türkıye'de reel sektörün sahip olduğu güçlü potansiyel, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin yaptığı değerlendirmelere de damga vurmuştu. S&P'nin EMEA Kıdemli Direktör ve Analisti Frank Gill, Türk özel sektörünün borç çevirmenin üstesinden geleceğini belirterek, ülkenin kredi notunun da tehlikede olmadığına işaret etti. S&P'nin telekonferansında ayrıca yatırımcılar Türkiye'nin bir IMF programına ihtiyaç duymayacağı görüşünde birleşti.