Türkiye'nin kalkınmasında itici güç olacak nükleer enerjiye yönelik yatırımlar tüm hızıyla sürerken, Akkuyu'ya da kadın eli değecek. Yaklaşık 20 milyar dolarlık yatırım öngörülen Akkuyu Nükleer Santrali'nin 2023'de devreye alınması hedeflenirken, Türkiye'nin ilk nükleer santralinde çalışmak için binlerce aday arasından 50 Türk öğrenci arasına girmeyi başaran 6 cesur kız 6.5 yıllık eğitimlerini tamamlayarak Türkiye'ye döndü. Rusya Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesi'nde (MEPhI) eğitim gören Türk kızları Akkuyu Nükleer AŞ'nin Ankara ofisi ve Mersin'deki santral sahasında göreve başladı. Akkuyu Nükleer Santrali'ndeki zorunlu hizmetle birlikte yaşamlarının en az 25 yılını bu projeye adayacak olan Gökçehan Tosun, Ülkü Yılmaz, Merve Demirci, Emine Tellioğlu, aldıkları eğitimden hayallerine, Türkiye'nin nükleer atağından geleceğe yönelik projelere kadar birçok konuda düşüncelerini SABAH'la paylaştı.
Hem bölge halkı hem ülke kazanacak
GÖKÇEHAN TOSUN:
Bilgisayar mühendisliğinde okuyordum, ilana başvurdum. Rusya'daki Ulusal Nükleer Araştırmalar Üniversitesi'ne 2011'de giden ilk Türk öğrenci grubu içinde yer aldım. 50 kişi gittik. Hazırlık dâhil 6.5 yıl eğitim aldık. İlk yıl hazırlıkta Rusça ardından da genel fizik, matematik. Dünyanın ilk nükleer enerji santrali de bu kentte bulunuyor. Ülkemizde kurulacak ilk nükleer santral projesi için 65 yıllık deneyime sahip bir ülkede eğitim almak bizim için çok önemli. Türkiye'nin ilk nükleer santral projesinde, özellikle de bir kadın olarak yer almaktan gurur duyuyorum. Sektörde çalışmış, hem teorik hem de pratik olarak deneyim sahibi öğretim görevlilerinden eğitim almak büyük bir şans. Nükleer sürekli gelişiyor, eğitim okulda bitmiyor. Sektörde çalıştığınız sürece dünyayı takip edip, eğitim alıp, yenilenmeniz gerekiyor. Nükleer enerji temiz enerji açısından dünyanın en önemli çözümlerinden biri. Türkiye'nin bu alanda yatırım yapması çok önemli. Santral işletmeye alındığında enerji verimliliğini artıracak. Hem bölge halkı, hem ülke kazanacak. Endüstriyel kalkınma yaşanacak. Akkuyu santrali 3 artı nesil olarak geçiyor. Son teknolojilerle inşa edilecek. Projenin her adımında olacağımız için halkımızın endişe duymamasını istiyorum.
Hayallerimizin ötesine geçtik
ÜLKÜ YILMAZ:
Hacettepe Üniversitesi'nde nükleer alanında okuyordum, üçüncü sınıfta bu proje karşıma çıktı. Yeni bir teknolojiyi Türkiye'ye getirmenin heyecanıyla başvurdum. Böylesine tarihi bir projenin başından itibaren içinde yer almak çok güzel. Hayallerimizin ötesine geçtik. Türkiye'nin nükleer enerji serüveni 50'li yıllarda başladı, 2011'de somut bir adımla hayata geçirilmeye başladı. Bu alanda çalışacak yerli mühendis ihtiyacı doğdu, ülkemize katkıda bulunabileceğimiz bir kapı açılmış oldu. Nükleer güvenlik analizi ve değerlendirme konusunda eğitim aldım. Nükleerle enerjide dışa bağımlılığımız azalacak, kaynak çeşitliliği artacak, yeni teknolojiler geliştirilecek.
NÜKLEER GÜVENLİK KÜLTÜRÜ OLUŞACAK
Uzmanlardan eğitim almak ayrıcalık oldu. Kadınların ne isterse yapabileceğine inanıyorum. Rusya'da hem sektörün içinde çalışanlar hem de toplum tarafından benimsenmiş bir nükleer kültürü mevcut. Bu kültürün bir getirisi olarak santralde nükleer güvenliği sağlamak adına sürekli yeni teknolojiler geliştiriliyor. Biz de nükleer güvenlik kültürü oluşturmak istiyoruz. Projemizde son teknoloji güvenlik önlemleri alıyor. Halkımız kesinlikle endişe duymasın.
AKKUYU 9 ŞİDDETİNDE DEPREME DAYANIKLI
MERVE DEMİRCİ:
Yaklaşık bir yıldır Akkuyu A.Ş'de bir yıldır uzman olarak çalışıyorum. Enerji sistemleri mühendisliğinde lisans eğitimimi yapıyordum. Bu programın bir parçası olmak istedim. Deneyimli isimlerden eğitim almak çok değerliydi. Çok kaliteli bir eğitim aldık. Şeflerimizden aldığımız geri dönüşümler eğitimimizin başarılı olduğunu gösteriyor, sahada aktif rol üstleneceğiz. Hayalim Türkiye'de nükleer kadın uzmanı olarak çalışmaktı. Bu hayali gerçekleştirdim. Akkuyu Santrali sadece nükleer enerji üretmek değil, Türkiye'de yan sanayinin de gelişmesi, istihdamın artmasını ifade ediyor. Akkuyu'da kullanılacak olan güvenlik önlemleri ileri teknoloji düzeyindedir. Nitekim santralin 3 artı nesil uygulamasına göre inşa edilecek olması da bunu gösteriyor. Dokuz şiddetinde depreme, 400 ton ağırlığında bir uçağın düşmesine dayanıklı, ileri teknolojiyle donatılmış bir santral. Yapılan hesaplamalara göre, maksimum deprem şiddetinin yüzde 40 oranda aşılması durumunda bile radyoaktif maddelerin dışarı sızma olasılığı olmadığı gösterilmiştir.
Türkiye'yi nükleerde yukarı taşıyacağız
EMİNE TELLİOĞLU:
Mardinliyim. Hacettepe Nükleer Enerji Mühendisliği'nde okuyordum. 2011'de bu eğitim fırsatı çıktığında hemen başvurdum. Akkuyu'nun Türkiye'nin elektrik talebinin yüzde 10'luk kısmını karşılaması öngörülüyor. Santralin işletmeye alınmasıyla beraber endüstriyel anlamda da büyüme sağlanacak.Belki bir kaç santral daha yapacağız ve dünyada kendimizi göstermiş olacağız. Enerjide dışa bağımlılığımız azalacak. Mevcut teknolojiyi çok daha ileri taşıyacağız. Nükleer reaktörler, öne sürüldüğünün aksine en temiz, güvenilir enerji kaynaklarından biri. Daha önce yaşanan kazalardan ders alınarak yeni teknolojiler geliştirildi. Tsunami, deprem, uçak düşse ne olur diyerek yeni teknolojiler bulundu. Hedefimiz ülkemizi nükleerde yukarı taşımak. Rusya'da bu alanda eğitim almak isteyen arkadaşlarımız korkmasın. Güçlü, değişikliklere açık bir eğitim alacaklarından emin olabilirler.