İstanbul Büyükşehir Belediyesinin şirketi Metro İstanbul'da, kadın makinistler M1 ve M3 hatlarında her gün tren kullanıyor.
Metro İstanbul'da 27 yıl çalıştıktan sonra emekli olan ilk kadın makinistin ardından şu anda 10 kadın makinist görev yapıyor.
Çalışan kadın makinistler arasında ilki 9 Şubat 1994'te, en yenisi ise 1 Ağustos 2018'de işe başladı.
Erkek meslektaşları gibi vardiya usulü çalışan kadın makinistlerden en büyüğü 47, en genci ise 31 yaşında.
"YETERLİ KABİLİYETİ GÖRDÜKTEN SONRA ARACI TESLİM EDİYORLAR"
Metro İstanbul'da çalışan kadın makinistlerden Birgül Ada, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 13 yıldır makinistlik yaptığını söyledi.
Mesleğini severek yaptığını belirten Ada, "Daha önce makinist olmayı düşünmüyordum. Hayatımda ilk defa treni, üniversiteye gittiğim zaman Amasya'da gördüm. Orada nostaljik trenler vardı merkezde. O zaman aklımda böyle bir meslek yoktu. Tesadüfen böyle bir meslek sahibi oldum. Böyle bir iş açıldığını, alım olduğunu duydum ve başvurdum. Okul mezuniyetim buna elverdiği için başvurdum, onlar da taleplerimi kabul etti." diye konuştu.
Ada, mesleğe başlamadan önce 4 ay eğitim aldıklarını belirterek, "Psikoteknik ve araç kullanma ile ilgili eğitimler veriliyor. Bunlarla ilgili sınavlar yapılıyor ve bu sınavları geçerseniz bu araçları sürmeye hak kazanırsınız. Onun haricinde makinist yanında yedek makinist olarak araç kullanıyorsunuz. Yeterli kabiliyeti gördükten sonra aracı teslim ediyorlar." dedi.
Ailesinin, eşinin ve çocuklarının her zaman kendisine destek verdiğini dile getiren Ada, destek olmadan bu zorlu mesleğin yapılamayacağını, vardiya sistemiyle çalıştıkları için sabah çok erken evden çıktıklarını ve gece geç vakitte eve dönebildiklerini söyledi.
"GÖZÜNÜZÜN SÜREKLİ SİNYALLERDE, HATTA VE YOLDA OLMASI GEREKİYOR"
Makinistliğin yoğun dikkat gerektiren bir meslek olduğuna vurgu yapan Birgül Ada, "Bu meslek, işine saygı, disiplin isteyen bir iş. Yemenize, içmenize, uykunuza dikkat etmenizi isteyen bir iş. Milyonlarca yolcu taşıyoruz. Bunun bilinci içerisinde olarak her şeyimize dikkat etmek zorundayız. Çok zinde olmak zorundayız. Gözünüzün sürekli sinyallerde, hatta ve yolda olması gerekiyor." diye konuştu
Yolculardan kaynaklı yaşanan sorunlara da değinen Ada, "Zeytinburnu'nda perona girerken 3-4 yaşlarında bir kız çocuğu sarı çizgiyi geçme aşamasına geldi. Ailesi farkında değildi o an. Elim, ayağım titredi. Frene geçtim. Tam yanına geldiğim anda ailesi elini tuttu. Gerçekten çok zor bir şeymiş. İnsanın gözlerinin önüne hemen kendi çocukları geliyor." dedi.
Ada, yolculardan mümkün mertebe yapılan anonslara dikkat etmelerini, perondayken çocuklarının ellerini bırakmamalarını istedi.
Makinistliğin çok güzel bir iş olduğunu belirten Ada, kadınlara diğer işlere olduğu gibi çeşitli zorluklarına rağmen bu mesleğe de yönelmeleri tavsiyesinde bulundu
"SEVDİĞİM İŞİ YAPTIĞIM İÇİN HİÇ ZORLANMADIM"
Makinist Ayşegül Köse de, Metro İstanbul'da staj yaptıktan sonra makinistliğe başladığını söyledi.
Köse, "Stajı bitirdikten sonra makinist olmak için başvuruda bulundum. Sınavlara tabi tutulduk, mülakatlara girdik. Üniformayı çok seven bir insanım. Polislerin üniformalarına çok heves ederdim. Makinistlikte de üniforma söz konusu olunca beni cezbetti." diye konuştu.
Köse, eğitimleri ve sınavları başarı ile tamamladıktan sonra yaklaşık 8 ay önce işe başladığını ifade ederek, "Sevdiğim işi yaptığım için hiç zorlanmadım. Her mesleğin zorluğu olduğu gibi bu mesleğin de zorlukları var. Özveri isteyen bir meslek. Çok büyük sorumlulukları olan bir meslek. İnsan canı bize emanet ediliyor. Çok dikkatli olmamız gerekiyor." dedi.
Ailesinin ve eşinin bu mesleği yapması için kendisine destek verdiğini belirten Köse, kadın olarak bu mesleği yaptıkları için yolculardan da övgü dolu sözler duyduklarını vurguladı.
"EŞİM, BENİM KULLANACAĞIM ARACI BEKLEMİŞ"
Eşinin her gün iş çıkışında kendisinin kullandığı metroya bindiğini dile getiren Ayşegül Köse, şöyle devam etti:
"İlk olarak kardeşim staj döneminde sürdüğüm trene bindi. Kardeşimi karşımda görünce çok heyecanlandım. Eşimde daha da farklı duygular oldu. Tanıdığınız bir simanın araca binmesi çok heyecanlandırıyor. Genelde eşimle çalışma saatlerini paylaşıyorum. Eşim, benim kullanacağım aracı beklemiş. İstasyona girdiğimde gülen bir yüz var, dönüp baktığımda eşim olduğunu görünce çok şaşırmıştım. İster istemez insan heyecanlanıyor. Başka tanıdıklar da bindi. Benimle gurur duyduklarını, mutlu olduklarını söylüyorlar. Bunları söyleyince daha da mutlu oluyorum, işe daha hevesle sarılıyorum."
"KİMLİK KARTIMI GÖSTERDİKLERİM OLUYOR"
İnsanların kendisinin makinist olduğuna inanamadığını ifade eden Köse, "Yeni tanıştığım bir insana 'makinistim' dediğimde şaşırıyor. İlk duyduklarında 'Gerçekten mi? diye soruyorlar. 'Evet' diyorum hatta kimlik kartımı gösterdiklerim oluyor." dedi.
Böyle bir aracı kullanacağı için hiç korkmadığını, araba kullanmaktan daha kolay olduğunu belirten Köse, yolcuların kurallara mutlaka uymaları gerektiğinin altını çizdi.
Makinist Köse, "Bazen öğrenciler, birbirlerini raya doğru itme şeklinde şakalar yapıyor. Bunu görünce şaka mı, gerçek mi olduğunu bilmediğimiz için hemen frene asılıyoruz. Aracı görüp birbirini itenler şaka yapıyorlar kendilerince ama büyük bir risk aldıklarını bilmiyorlar. Bu tür şakalar yapmasınlar. Sarı çizgiyi geçmesinler." değerlendirmesinde bulundu.