Türkiye'de yıllardır komplo teorilerini süsleyen bor madeninde 'borla çalışan motor' henüz geliştirilmedi, ancak bir o kadar önemli adımlar atılıyor. Çamaşır deterjanından gübreye kadar geniş bir yelpazede ürünler üretiliyor. Milli Enerji ve Maden politikası kapsamında üretilen yeni ürünlerin katma değeri o kadar yükseldi ki yarım kiloluk yeni bir ürün 1 ton ham bor madeni değerinde. SABAH, dünya rezervlerinin yüzde 73'ünü elinde tutan Türkiye'de üretilen ürünlerin madenden nihai ürüne kadar olan aşamalarını yerinde görüntüledi ve bu yazı dizisi ile gelişmeleri aktaracak.
2 BİN KATLIK KATMA DEĞER
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez yeni ürünlerle ilgili, "Bu kapsamda, Eti Maden ile Çinli bor karbür üreticisi arasında "Teknoloji Transferi Mutabakatı" imzalandı. Bor karbür, bor nitrür ve ferrobor ürünlerinin üretilmesi için gerekli çalışmalara başlandı. Yapılan bu stratejik dönüşümle borik asit gibi rafine ürünlerde 3 katına, bor karbür gibi ürünlerde 150 katına, bu ürünlerin kullanıldığı zırh yapımı ve nükleer gibi sektörlerde ise 500 hatta 2 bin katına çıkan bir verimliliğe ulaşıldı" dedi. Bor karbürden sertlik değeri yüksek, dirençli, yüksek ısıya dayanıklı, hafif ve sağlam zırhlar üretiliyor. Ayrıca nükleer enerji santrallerinde bor karbür, yakıt yükleme çubuğu ve radyasyondan korunmak için kullanılıyor. Türkiye'de bor ürünlerinin tüketildiği başlıca sektörlerin cam ve seramik olduğunun altını çizen Enerji Bakanı Fatih Dönmez, "Ancak, bor ürünleri tüketimi ülkemizde istenilen seviyede değil. Bu nedenle, Eti Maden Türkiye'de bor ürünleri kullanımının artırılmasına yönelik olarak son yıllarda temizlik ve tarım sektörlerinde önemli Ar-Ge çalışmaları yapılarak piyasaya ürünler sunuyor" dedi.
TALEBİN YÜZDE 59'UNU TÜRKİYE KARŞILIYOR
Dünya bor rezervi yaklaşık 4.5 milyar ton ve bu rezervin 3.3 milyar tonu Türkiye'de. Bor rezervine sahip diğer ülkeler ise ABD, Çin, Rusya, Kazakistan ve Güney Amerika. Dünya bor ürünleri tüketimi ise 2018 yılında yaklaşık 4 milyon ton olarak gerçekleşti. Dünya bor ürünleri talebinin yaklaşık yüzde 59'u Türkiye tarafından karşılanırken; geri kalan kısımdan ABD, Rusya, Çin, Şili ve Arjantin gibi ülkeler pay alıyor.