Yaklaşık 2000 yıllık bir mazisi olan tarihi ile Doğu ile Batı arasında tarih boyunca önemli bir köprü olan İpek Yolu yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. Bu anlamda Çin Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından gündeme getirildiği günden bu yana "Yeni İpek Yolu" projesi için pek çok adım atıldı.
65 ülkeyi kapsayarak yaklaşık 21 trilyon dolarlık ekonomik potansiyele sahip olduğu tahmin edilen Yeni İpek Yolu'nun canlandırılmasının bölgede gelişmekte olan ülkeler için faydalarından bahseden İstanbul Gelişim Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üy. Salim İbiş, "Yeni İpek Yolu (YİP) yeni pazarlar, gelişmiş ulaşım hatları ile aktif ve etkili ticaret, istihdam ve enerji ihtiyacının karşılanması anlamına gelmektedir. Daha uzun vadede bakıldığında ise bölge refahının artması ile demokratik normların bölgede yerleşmesi söz konusu olmaktadır" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN EKONOMİK HEDEFLERİ İÇİN BİR FIRSAT"
Tarihi İpek Yolu sisteminde Anadolu'yu diğer coğrafi bölgelerden ayıran özelliğinin bir kavşak noktası olmasına bağlayan Dr. Öğr. Üy. Salim İbiş şöyle devam etti:
"YİP, Türkiye'nin gelecekteki ekonomik hedeflerine ulaşması açısından önemli fırsatları beraberinde getirecektir. YİP Türkiye ile Çin arasındaki sevkiyat süresini 30 günden 10 güne, deniz yolu ile 2 ayda teslim edilen ürünlerin 2 haftadan daha kısa sürede İstanbul'a ulaştıracak olması projeyi önemli kılan unsurlardan bazılarıdır. Tarihi İpekyolu'nun modernize edilerek yeninden canlandırılması, uluslararası ekonomik ağ ve geçiş bağlantılarının kurulması genişletilmesi anlamına gelmektedir. Bu, pek çok Asya ülkesinden geçecek demiryolu, otoyol, boru hattı ve enerji altyapısının kurulması anlamına gelmektedir. Ayrıca sınır geçişlerinde tesislerin iyileştirilmesini, ulaşım ağlarının artırılmasını ve bürokratik engellerin azaltılmasını da sağlanabilecektir"
Çin'in Türkiye'nin toplam ithalatı içerisindeki payının hızla artmasına karşın Türkiye'nin toplam ihracatı içerisindeki payının aynı oranda artmadığını söyleyen İbiş, Türkiye'ye gelen Çinli turist sayısının ve turizm harcamalarının artırılmasına önemli katkı sağlayacağını da belirtti.
"BÖLGENİN SAĞLIK MERKEZİ TÜRKİYE"
Sağlık turizminin dünyada yıllık ticari hacminin yaklaşık 100 milyar dolar olduğunu, 20 milyonu aşkın insanın sağlık turizmi amacıyla seyahat ettiğini ifade eden Salim İbiş, "İpek Yolu kavşağında bulunan Türkiye sağlık turizmi olanakları ile bölgenin sağlık merkezi olma yolunda güçlü bir ülke konumundadır. Türkiye hem tıbbi imkânları geniş hem de termal olanakları zengin bir ülke konumundadır. Sağlık turizminin önemini kavrayan ve bu konuda son yıllarda önemli atılımlar yapan Türkiye için başta Türk Cumhuriyetleri olmak üzere Asya ülkeleri önemli birer pazar konumundadırlar. Bu nedenle bu pazarlara yönelik tanıtım faaliyetleri, kongre ve fuar organizasyonları, anlaşmalar yapılmalı, ilişkiler geliştirilmeli ve bu pazarlardan pay almanın yolları aranmalıdır" dedi.
"FARKLI TURİZM TÜRLERİ GELİŞTİRİLMELİ"
Yeni İpek Yolu projesi kapsamında turizm konularına daha fazla yer verilmesi gerektiğini belirterek tavsiyelerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Salim İbiş şunları dile getirdi:
" Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan pazar yerleri, kapalı çarşılar, hanlar, hamamlar, çeşmeler, köprüler vb. tarihi ve ticari yapılar aslına uygun olarak onarılarak turizme açılmalıdır. Tarihi İpek Yolu güzergâhında geliştirilebilecek farklı turizm türleri üzerine araştırmalar yapılmalı, bölge ülkeleri ile iş birliğine gidilmeli ve bu konuda stratejiler belirlenerek uygulanmalıdır. Türkiye, sahip olduğu turizm potansiyelini YİP kapsamında başta kültürel bağları güçlü Orta Asya ülkeleri olmak üzere diğer Asya ülkeleri ile etkin bir koordinasyon ile ulaşılabilir kılabilir. Bölge ülkeleri ile olan ulaşım maliyetlerinin düşmesi sağlanabilir."
"EĞİTİM KONUSUNDA DA İŞ BİRLİĞİNE GİDİLEBİLİR"
Yeni İpek Yolu güzergâhı üzerinde yer alan ülkeler arasında eğitim konusunda da iş birliğine gidilmesi gerektiğini vurgulayan İbiş, "Böylelikle ikili ilişkilerin gelişmesine ve sağlam temeller üzerine oturtulmasına olumlu katkı sağlanacaktır. Bu kapsamda Avrupa'da uygulanmakta olan Erasmus benzeri değişim programlarının bölge ülkeleri arasında uygulanması faydalı olabilecektir" diye konuştu.