1 birimlik yatırıma karşılık 3 birimlik brüt katma değer yaratma potansiyeline ve tam entegre bir yapıya sahip Türk tekstil ve hazır giyim sektörü, tüm üretim safhalarında yerli üretim yapabilecek kapasitesiyle bu benzersiz özelliğini korumak istiyor. Tekstil ve hazır giyim sektörünün yatırım teşviklerine hızlı cevap veren ve katma değerli ürün üreten bir sanayi olduğunu belirten Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TTSİS) Başkanı Muharrem Kayhan, "Sektörümüz 2018'de yatırım teşvik belgeleri kapsamında 10 milyar liradan fazla sabit yatırım değeri ile imalat sanayi toplamının yüzde 16.4'ünü oluşturuyor ve bu yatırımlar ile yaratması beklenen istihdam 63 binin üzerinde" bilgisini verdi.
YERİNDE TEŞVİKLER ÖNEMLİ
Uluslararası Tekstil Sanayicileri Federasyonu (ITMF) verilerine göre Türkiye, iplik, dokuma ve örme makinalarına halihazırda en çok yatırım yapan ülkeler arasında. Bu durum yatırımcıların sektöre olan güvenini ve kararlılığını gösteriyor. Sektör, yatırımlarla sürekli yenilenen ve modernleşen kapasitesi ile dünyadaki rekabette söz sahibi olmaya devam ediyor. Girişimciler bu yatırımlarını yaparken hükümet tarafından çeşitli teşvikler ile destekleniyor. Son 10 yıldan beri verilen destekler arasında en fazla bölgesel teşvikler öne çıkıyor. Ancak bölgesel teşvikler sektörün beklentilerini tam karşılayabilmiş değil. Tekstil makinalarının taşınmasının zorluğu, yaşadığı bölgeyi terk etmek istemeyen kalifiye işçilerin kaybı gibi zorluklar nedeniyle bölgesel teşvik beklenen etkiyi yaratmıyor. Bölgeler arası sosyo-ekonomik eşitliği sağlamak adına ülke için verimli bir teşvik sistemi olsa da katma değerli üretim yapan sanayiler için bölgesel teşviklerin yeterli olmadığını dile getiren Kayhan, "İhracat verilerine baktığımızda gördüğümüz, kiloda pahalı, katma değerli üretim yapan batı bölgelerinde bulunan sanayicilerine karşı, haksız rekabet ortamı yaratılmaması için
kurulu işletmelerin bölge farkı gözetmeksizin yerinde teşviki büyük önem taşıyor" diyor. Sektörün büyümesi ile ilgili çözüm bekleyen diğer sorunlarsa yüksek enerji maliyetleri ve işgücü üzerindeki vergi yükü.
KURDAKI DÜŞÜŞ YANSIMADI
Sektör oyuncuları döviz kurlarındaki normalleşmenin enerji fiyatlarına da yansımasını bekliyor. İşgücü maliyetine ek olarak, üretim faktörleri içinde yer alan hammadde ve enerji fiyatlarındaki artışlar da olumsuz etki yaratıyor. 2018 yılı Haziran ayından itibaren döviz kurundaki artış, büyük ölçüde ithalata bağlı olan enerji maliyetlerinde ciddi şekilde etkisini gösterdi. 2017 Aralık-2018 Ekim ayları arasında sektörün kullandığı elektrik enerjisi birim maliyeti yüzde 68, doğalgaz birim maliyeti yüzde 87 civarında arttı. 1 Ocak 2019 itibariyle doğalgaz ve elektrikte yüzde 10 indirim yapılmasına rağmen sektör oyuncuları bu indirim oranlarının kurlardaki düşüşü yansıtmadığını vurguluyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, dünyanın her yerinde konuta göre düşük olan sanayi enerji fiyatlarının Türkiye'de de benzer bir duruma gelmesinin rekabet edebilmek için şart olduğunu söyledi. "Üretim maliyetlerinin artarak 2019'da enflasyonu tetiklemesinin önüne geçmek için enerji fiyatları daha makul seviyelere çekilmeli. Sanayinin kullandığı elektrik ve doğalgazın konutun en az yüzde 30 altında olması gerekiyor" diyor.
EK VERGIYE DEVAM
İlk defa tekstil ve hazır giyim sektöründe uygulanmaya başlayan, devamında diğer sektörlerde de uygulanan ek vergiler yurtiçinde üretim, yatırım, istihdam artışını sağlarken, cari açığın daraltılması için de önemli bir araç haline geldi. 2011'den itibaren ilave gümrük vergileri sayesinde sektör üretime ve ihracata devam edip yarattığı net dış ticaret fazlasıyla ulusal rezervlere 109 milyar dolar katkıda bulundu ve 163 bin kişiye de istihdam yarattı. Ek vergilerin devamlılığı ile ilgili de konuşan TTSİS Başkanı Muharrem Kayhan, yerli sanayiyi uluslararası haksız rekabetten koruyan
ek vergi uygulamasının katma değer yaratma esasına göre kademeli olarak düzenlenerek devam etmesi gerektiğini söyledi. Bu şekilde katma değerli ürünlerin yurtiçinde imalatının korunarak Türkiye'nin daha fazla kazanç elde etmesinin mümkün olduğunu belirten Kayhan, ayrıca ek vergi uygulamasında daha etkin sonuçlar elde etmek için, bu uygulamayı aşmak adına gelişen trafik sapmalarına karşı denetimlerin de arttırılması gerektiğini vurguladı.
İLAVE VERGİ EN AZ % 20 OLMALI
16 Ocak 2019 tarihli 30657 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan "İthalat Rejimine Ek Karar" ile bazı tekstil ürünlerine ilave gümrük vergisi getirildi. Tekstil ve hazır giyim ürünlerine uygulanan ilave gümrük vergisinin yeterli olmadığını belirten Adana Sanayi Odası (ADASO) Başkanı Zeki Kıvanç, ithal suni sentetik iplik nedeniyle Türkiye'deki iplik fabrikası kapasitelerinin yüzde 40'ının boşta olduğunu dile getirdi. Kıvanç, "AB'den ve STA'mız olan ülkelerden yapılan ithalatın giderek artması ile ek vergiye tabi ürünler ülkemize gümrük vergisiz girebiliyor. Özellikle Polonya, Bulgaristan, Romanya, İspanya, Malta gibi ülkelerin Uzakdoğu'dan temin ettikleri önleme tabi ürünlerin gümrük vergisiz Türkiye'ye girmesi yerli üreticimize zarar veriyor" şeklinde konuştu. Şu anda 450 bin ton suni sentetik ve pamuktan iplik ithal edildiğini belirten Kıvanç, "Bu da 1.3 milyar dolarlık kayıp anlamına geliyor. Yüzde 5-8 ek vergi yeterli değil. En az yüzde 20 ek vergi uygulanması gerekiyor ki fabrikalar tam kapasite çalışabilsin" dedi.
MAKRO EKONOMİK DENGE İÇİN REEL SEKTÖRE ÖNCELİK VERİLMELİ
İstihdam teşvikleri kapsamında, 2019'da da uygulamaya devam edilmesi kararlaştırılan asgari ücret desteği tüm sektörler için cansuyu oldu. Diğer bir istihdam teşviki de, SGK işveren priminde 5 puanlık, teşvikli bölgelerde buna ilave 6 puanlık prim indirimi. İlave istihdamda mesleki belge sahibi işçi çalıştırma, kadın, genç ve engelli istihdam destekleri de, bu teşviklerin arasında. Türkiye'de üretim yapan imalat sanayiinde çalışan işçilere, sektör veya bölge farkı gözetmeksizin, pozitif ayrımcılık gösterilerek ellerine geçen net ücreti artırmaya yönelik özel desteklerin sağlanması sektörün beklentileri arasında. Kayhan, "Çalışanların aldığı brüt ücret aynı kalmak kaydı ile vergi yükünün ve diğer kesintilerin düşürülmesi ile ellerine daha fazla net ücret geçmesi sayesinde istihdam sürdürülür kılınabilir" diyor. "Özellikle yurtdışındaki satın alma gruplarının sipariş verdikleri üreticilerde örgütlü yapı arayışlarının son dönemlerde arttığını gözlemliyoruz" diyen TTSİS Başkanı Kayhan, sendikalı ve örgütlü çalışma koşullarını yerine getiren işyerlerinde hem işverenin hem çalışanların pozitif ayrımcılığa daha fazla tabii olması gerektiğini vurguladı.