Utku, AA muhabirine bankacılık sektörü, Türkiye ekonomisi ve Albaraka Türk'e ilişkin yaptığı değerlendirmede, 2018'in kolay bir yıl olmadığını ifade etti.
Bankacılık sektörünün 2019'da iki ana sorunla baş etmek durumunda kalabileceğini söyleyen Utku, "Kıt likidite koşullarından kaynaklı zayıf büyüme ve enflasyon ve kur kaynaklı operasyonel giderlerin hızlı artışı olarak sayabileceğimiz bu sorunların aşılması kolay olmasa da sektörün üstesinden gelemeyeceği zorluklar olarak görmüyoruz." diye konuştu.
Utku, gerek TL gerekse de döviz cinsi fonlama maliyetlerinin artması nedeniyle bankaların kaynak temininde zorlanabileceğine dikkati çekti.
Arzın az olduğu bu ortamda talebin de zayıfladığını anlatan Utku, şunları kaydetti:
"Çünkü firmalar da yüksek borçlanma maliyetinden kaçınıyor. Bu şartlar altında kredi büyümesi 2019'da da düşük seyredebilir. Büyümedeki zayıflık gelir tablosuna iki farklı kalemde negatif sirayet edebilir. Konvansiyonel bankacılık terimleriyle söyleyecek olursak, ilk olarak net faiz gelirlerinin ve bankacılık komisyon gelirlerinin daha yavaş bir şekilde artacağını söyleyebiliriz. Sonrasında ise reel sektördeki zayıf nakit akışı nedeni ile kredilerin takibe dönüşüm hızı artarken, bankaların takipteki kredilerden tahsilat hızı yavaşlayabilir.
Bankaların en önemli operasyonel giderleri personel, kira ve bilgi teknolojileridir. Yıllık enflasyonun yüzde 20-22 bandında olabileceği hatırlanırsa ilk iki kalem (personel ve kira giderleri) yıllık enflasyona paralel bir artış sergileyebilir. Bilgi teknolojileri ise ağırlıklı olarak döviz cinsi olarak değerlendirilebileceği için TL'nin zayıf performansı bu kalemde de kendini hissettirecektir. Bu nedenlerden dolayı bankacılık sektöründe 2019 yılı operasyonel gider artışı yüzde 20'nin üzerinde beklenebilir."
"POZİTİF İLİŞKİLER KAYNAK TEMİNİ VE MALİYET AZALTIMINDA ELİMİZİ RAHATLATACAK"
Melikşah Utku, gelinen nokta itibarıyla fonlama maliyetlerinin düşürülmesinin ciddi önem arz ettiğini vurguladı.
Bu noktada Türkiye'nin dış finansmana ihtiyaç duyduğunun bilinen bir gerçek olduğunu aktaran Utku, "Ülkemizin ve bankalarımızın fon kaynağı olabilecek ülkeler ve finansal kurumlar ile geliştirecekleri pozitif ilişkiler kaynak temini ve maliyet azaltımında elimizi rahatlatacaktır." diye konuştu.
Utku, bireysel borçluluk tarafında ise riskin nispeten geniş bir tabana yayılmış olmasına rağmen bunların TL cinsinden olmasının ekonomi açısından sevindirici bir durum olduğunu söyledi.
Ayrıca Türkiye ekonomisinin şu ana kadar yaşadığı zorlu dönemleri, V tipi denilen, hızlı düşüşün ardından gelen hızlı bir toparlanmayla telafi ettiğini belirten Utku, bu anlamda sanayici ve girişimci iş adamlarının alternatif oluşturma ve yeni piyasalara açılma konusunda önemli tecrübelere sahip olduğuna dikkati çekti.
"EN KÖTÜ GERİDE KALDI"
Albaraka Türk Genel Müdürü Utku, bankaların stres testlerini sürekli olarak uyguladığını, dolayısıyla stres testleri ve ekonomide meydana gelebilecek gelişmelerin bankalara yapabileceği etkilerin sürekli olarak sınandığını ve ihtiyaç duyulan tedbirlerin alındığını vurguladı.
Bankacılık sektörünün en önemli stres testini Ağustos-Eylül 2018 döneminde yaşadığını söyleyen Utku, "Bu dönemdeki likidite testinden başarıyla geçen sistemin en kötünün geride kalması ile daha da güçlendiği söylenebilir." dedi. Utku, varlığa dayalı menkul kıymetlerin (VDMK) de likidite sağlamada alternatif bir kaynak olarak öne çıkmakta olduğuna dikkati çekti.
Banka dışından hatta ülke dışından kaynak bulunması durumunda bu enstrümanın bankaları likidite anlamında rahatlatabileceğini dile getiren Utku, bankaların takipteki kredi oranları (NPL) ve sermaye yeterlilik rasyolarına (SYR) ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"NPL için 2019'un ilk yarısı genelinde aktif kalitesindeki bozulma eğiliminin sürmesi beklenmekte. Ekonomideki genel yavaşlama eğilimi ile 2019'un ilk yarısında işsizlik oranının artması durumunda NPL tarafında ilave bir baskı görebiliriz. Fakat şu an bankacılık sektörünün takipteki kredilerinin oranının düşük olduğunu ve ilave artışı kaldırabilecek güçte olduğunu düşünüyoruz. Kredilerin takibe düşmesi ve mevcut durumda devam eden NPL artışı bankaların sermayelerini ve dolayısıyla SYR'leri zorlayabilir. NPL tarafında her ne kadar böyle baskı görme ihtimali olsa da NPL oranımız Avrupa Birliği genelinde görülen NPL oranından daha iyi bir seviyede. Ancak mevcut durumda Türk bankacılık sektörünün bir yeniden sermayelendirme gereksinimi içerisinde olmadığı görülmekte. Bankacılık sektörümüz güçlü bir SYR yapısına sahip olmakla birlikte, BDDK'nın da çekirdek SYR'si yüzde 12'den az olan bankaların temettü dağıtımına sıcak bakmıyor olması SYR'nin önemini ortaya koymaktadır."
"DİJİTAL ALANDAKİ REKABETE DAHİL OLMALIYIZ"
Melikşah Utku, katılım sektörünün payının artırılması konusunda atılması gereken somut adımlara ilişkin şöyle konuştu:
"Katılım sektörünün payının artırılabilmesi için öncelikle önümüzdeki senelerde karşımıza çıkabilecek finansal ihtiyaçların doğru analiz edilmesi ve mevcut durumda yaşanana problemlerin teşhisine ihtiyaç vardır. Bu açıdan baktığımızda şube merkezli bir bankacılıktan dijitali odağa alan bir finans yapısına gidişat gördüğümüzü söyleyebiliriz. Gelecekte daha fazla pay alabilmek için katılım bankaları olarak dijital alandaki rekabete dahil olmalıyız. Somut olarak söyleyecek olursak; süreçleri dijitale aktarma, operasyonel yükleri otomatik sistemler ile çözme, müşterilerin dijital ortamda ortaya çıkan finansal ihtiyaçlarına o ortam içerisinde çözüm üretme, ürünlerini teknolojiyi merkeze alarak çeşitlendirme gibi adımlar sürekli olarak atılmalı.
Katılım sektörünün geliştirilebilmesinin önemli bir sacayağı da katılım bankaları arasındaki işbirliğinin artırılmasıdır. Böylelikle iletişim ve bilinirlik alanında daha etkili çalışmalar yapılabilir. Katılım bankaları açısından kendini doğru ve yeterli tanıtabilme tarafında halen alınabilecek bir mesafe olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca yapılan işbirliği, katılım bankalarının ortak projelerde yer almasını ve güçlerini birleştirmesini de kolaylaştırabilir. Böylelikle daha büyük projelerin finansmanının katılım bankacılığı prensiplerine uygun yapılabilmesi ve risklerin dağıtılabilmesi sağlanabilir. Bu da gelişim alanında ciddi katma değer sağlayacaktır." Utku, dijital tarafa odaklanma, ürün çeşitliliği, işbirliği gibi adımların yanı sıra devlet tarafından da gerekli yasal düzenlemelerin tamamlanmasının da katılım bankalarının elini ciddi anlamda rahatlatacağını söyledi.
Devletin bu alanda son dönemde ciddi bir çaba içerisinde olduğunu vurgulayan Utku, Albaraka olarak bu çabalara kendilerinin de destek verdiğini belirtti. Utku, katılım prensipleri alanında standardizasyonun artırılmasının müşteriler nezdindeki algıya pozitif katkı sunacağını ifade etti.
Son yıllarda kurulan kamu katılım bankalarının yanı sıra yurt içinden ve yurt dışından yeni katılım bankalarına dönük bir iştah olduğunu aktaran Utku, "Halkımızın BES'te yüzde 65 civarında bir oranla faizsiz bireysel emeklilik tercihinde bulunması da var olan potansiyeli göstermesi açısından önemlidir." dedi.
"2019'UN İKİNCİ YARISINDA DAHA İYİ BİR KARLILIK PERFORMANSI GÖREBİLİRİZ"
Albaraka Türk Genel Müdürü Utku, dövizdeki sert hareketler ve hızla artan maliyetler sebebiyle 2018'in kolay bir yıl olmadığını, Albaraka Türk olarak büyümeyi ve karlılık artışını sağlayabildikleri bir yıl olduğunu söyledi.
Geçen yılla karşılaştırıldığında varlıklarda yüzde 30'un üzerinde bir büyüme yakaladıklarını belirten Utku, şubatta gerçekleştirdikleri 205 milyon dolarlık ana sermaye ihracının sermaye yeterlilik oranını desteklemesiyle birlikte 2018'in genelindeki zor şartlara rağmen ılımlı bir büyüme performansı sergilediklerini vurguladı.
Utku, aktiflerle birlikte kullandırdıkları kredilerde ve öz kaynaklardaki artışın da kendileri açısından tatmin edici olduğunu ifade etti.
Şubeleşme açısından 2017'yi 220 şube ile tamamladıklarını anımsatan Utku, "Bu yıl bu rakamı 230'a doğru artırmayı başardık. 2019'da ise rakamlarımızdaki gelişimi daha da güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Genel hatları itibarıyla bakıldığında 2018 Albaraka Türk açısından hedeflerin önemli ölçüde ulaşıldığı bir yıl olarak değerlendirilebilir." şeklinde konuştu.
Melikşah Utku, 2019'un ekonomideki dengelerin yeniden kurulacağı bir yıl olmasını beklediklerini, yerel seçimlerin ardından kredi büyüme ivmesinin yukarıya dönebileceğini söyledi.
Kar payı marjlarının yılın ilk yarısında görece bir miktar zayıf seyretme ihtimali olsa da ikinci yarıda fonlama maliyetlerindeki olası gerilemenin marjlara pozitif katkı sağlayabileceğini aktaran Utku, şunları kaydetti:
"Yine yılın ilk yarısında karşılıklar yüksek kalmaya devam edebilir. İkinci yarıdan itibaren ise daha iyi bir ekonomik ortam sayesinde gerek takipten tahsilatlarda bir artış gerekse de takibe dönüşüm hızında bir yavaşlama olabilir. Bu nedenle 2019'un ikinci yarısında ilk yarısına kıyasla daha iyi bir karlılık performansı görebiliriz. Bilanço kalemlerindeki büyüme rakamları TL'nin performansına bağlı olacağı için net bir beklenti paylaşmak kolay değil ancak toplam kredi ve toplam mevduat büyümesinin yüzde15 seviyelerinde şekillenebileceğini düşünüyoruz."
PPP SUKUK DÜZENLEMESİ
Melikşah Utku, bankacılık sektörünün proje finansmanı anlamında genel olarak enerji, altyapı ve sağlık sektörüne yoğunlaştığını söyledi.
Albaraka Türk olarak 2018'de sağlık (PPP-kamu özel ortaklığı), eğitim ve enerji yatırımları üzerinde proje finansman desteği sağladıklarını anlatan Utku, "PPP projelerinin fonlanmasına ilişkin PPP Sukuk düzenlemesinin yapılması bizlere yeni enstrüman kazandırmış olacaktır. Bu bağlamda ulaşım, sağlık ve eğitim projelerinin fonlanmasında bankamız kaynakları ile birlikte yeni kaynak edinmiş olacağız. 2019 yılı PPP projeksiyonunda Kuzey Marmara Otoyolu ve sağlık yatırımlarını takip ediyor olacağız." ifadelerini kullandı.
Utku, TL ve yabancı para cinsinden finansman ihtiyacını uygun vade ve koşullarda sermaye piyasalarından temin etmek amacıyla sukuk ihraçlarından faydalandıklarını anlattı.
2019 yılında gerçekleştirilmek üzere SPK'dan halka arz yoluyla sukuk ihracı için 2 milyar liralık tavan onayı aldıklarını anımsatan Utku, gelecek yıl içerisinde gerek sermaye piyasaları alanında olsun gerekse de proje finansmanlarında olsun katma değerli ve yenilikçi atılımlar yapmaya devam edeceklerini söyledi.
"AVRUPA'DA DAHA YAYGIN OLACAĞIZ"
Melikşah Utku, Albaraka Türk olarak büyüme çalışmalarını birçok alanda sürdürdüklerini belirterek, "Bankaların şube kapattığı 2018'de bankamız şube ağını 9 yeni şube ile güçlendirdi. Yurt dışında da Erbil kentindeki şubemize ek olarak Bağdat'ta açmayı planladığımız bir şube için çalışmalarımız son aşamalara gelmiş durumdadır." ifadelerini kullandı.
Ortaklık alanında PTT ile yaptıkları işbirliği ile ATM hizmetlerinde ciddi bir ilerleme kaydettiklerini dile getiren Utku, Avrupa'da hizmet veren ilk dijital katılım bankası olarak "insha"yı kurduklarını hatırlattı. Utku, şunları kaydetti:
"İnsha'yı önümüzdeki süreçte Avrupa'ya daha yaygın bir katılım bankacılığı haline getirmek istiyoruz. Solaris Bank ile iş birliği neticesinde kurduğumuz 'insha' platformu ile Almanya'dan başlayarak Fransa, Avusturya, İspanya, Belçika, Hollanda ve Polonya gibi ülkelere de hizmet vereceğiz. Niyetimiz; tüm Avrupa'yı kapsayacak bir hizmet ağı kurabilmektir. Dolayısıyla gerek PTT ile geliştirmiş olduğumuz iş birliği gerekse de insha gibi platformlarla büyüme adımlarımızın çok çeşitli alanlarda süreceğini söylememiz mümkün.
Türkiye'de bir katılım bankası bünyesinde kurulmuş ilk startup hızlandırma merkezi olan Albaraka Garaj ile yenilikçi teknolojilere alan açmanın yanı sıra beğendiğimiz projelerde ortak olmayı da tercih edebilmekteyiz. Önümüzdeki süreçte de dijitalleşmenin getirdiği yenilikleri önceleyerek büyümemizi ve iş birliklerimizi artıracağız. Fintech fırsatları, Avrupa pazarı, yurt içi iş birlikleri ve dijital ürünler gibi yüksek katma değerli alanlar gündemimizde olmaya devam edecek."