Amerika-Çin arasındaki ticaret savaşının arkasındaki en önemli sebeplerden birisinin 5G'de liderlik elde etme yarışı olduğunu söyleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, mobil internetin gelecek neslini belirleyecek standartları tespit etme gayreti içinde olduğunu ve 5G yatırımlarının ticaret savaşının en zorlu cephelerinden biri olarak görüldüğünü söyledi. 5G'nin çarpan etkisinin çok büyük olduğunu vurgulayan Sayan, şöyle konuştu:
"Hem ekonomide oluşturduğu katma değer anlamında hem de kötü ellere geçtiğinde sebep olacağı zafiyet anlamında 5G büyük bir önem taşıyor. Peki, ülke olarak biz bu mücadelenin neresinde yer alacağız? İlk etapta bu tartışmaları ve tüm gelişmeleri dikkatle izleyeceğiz. Türkiye olarak attığımız tüm adımlar teknoloji tüketen değil, üreten ülke konumuna gelebilmek ve bunu sağlayacak yatırım ve işbirliklerini hayata geçirmek için atılacak. Bu kapsamda yerli ve milli teknolojilerle 5G altyapısını kuran ve ilk kullanan ülkelerden biri olmayı amaçlıyoruz. Teknolojideki yerlilik ve millilik hamlesinin bu gergin tekno-korumacı ortam içinde ne kadar doğru bir hamle olduğu mevcut gelişmeler değerlendirildiğinde bir kere daha ortaya çıkıyor."
ULAK PROJESİ İLERLİYOR
Casusluk iddialarına karşı alınacak önlemlerin ihtiyaç duyulan kritik teknolojileri yerli ve milli imkânlarla üretmekten geçtiğini vurgulayan Bakan Yardımcısı Sayan, Aselsan, Türk Telekom iştiraki Argela ve Netaş ile birlikte yürütülen Ulak projesine dikkat çekti. Sayan, sözlerine şöyle devam etti: "5G ve ötesi, haberleşme teknolojilerinin üretim ve Ar-Ge sürecinde sahip olunması gereken bir konu. Bu amaçla da, Bakanlığımız ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'muz teşvik süreçlerinin temin edilebilmesi için büyük çaba sarf ediyor."
YASAKLAYICI TEDBİRLER ALINIYOR
Huawei ile ilgili alınan yasak kararları ve ortaya çıkan iddialarla ilgili Türkiye'nin alacağı önlemler konusunda değerlendirmelerde bulunan Sayan, yerli altyapının da önemine vurgu yaptı. Bakan Yardımcısı Sayan, şöyle konuştu: "Bunu basına yansıdığı şekliyle, sadece bu gerekçeye dayanarak açıklamaya çalışırken temkinli olmakta fayda görüyorum. Çünkü daha önce de ABD'nin yine Çinli bir teknoloji şirketi olan ZTE'ye karşı yaptırım kararı oldu. Casusluk iddiaları için de ABD'nin öncülüğündeki bazı ülkeler Huawei marka ürünlere karşı daha temkinli davranmaya başladı. Hatta Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkeler yasaklayıcı tedbirler de aldı. Çin'in de ABD'li bazı şirketlere karşı benzer uygulamaları var. Bunları sadece bir ülkeye karşı ekonomik yaptırımlarla ilişkilendirmek işi biraz basit değerlendirmek olur. Bu gelişmeleri bir teknolojik üstünlük kurma ve küresel ekonomiye yön verme arayışının sonuçları olarak görmemiz gerekiyor."