"Modern pazarlamanın duayeni" olarak anılan Amerikalı profesör Kotler ile İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Dünya Pazarlama Zirvesi'nin ardından basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Kotler, Türk iş dünyasında başarılı olma arzusunun çok fazla olduğunu, buna saygı duyduğunu söyledi.
Konuşmasında, İtalya'nın marka başarılarından örnek veren Kotler, "Sizin kültürünüz dünya tarafından merak ediliyor. İddianız var, gelenek var, istek var, gideceğiniz yön var. Öncelikle markaları oluşturmada bir beceri oluşturmamız lazım. Para da lazım ama fikir olmalı. Sizin markanızın bir mükemmellik standardı oluşturmaması için hiçbir sebep yok. İyi medya kanallarını seçmeniz de size akılda kalan sloganları oluşturma fırsatı sağlayacak. Sadece geleneksel reklamcılıkla kalmak doğru değil. Artırılması gereken konulardan biri kesinlikle dijital." ifadelerini kullandı.
Kotler, son yıllarda dünyada artan milliyetçilik ve korumacılığı paradoks olarak nitelendirerek, ABD'li ünlü yatırımcı Warren Buffet'in "büyümeyi amaçlarken temkinli olunması gerektiği" yönündeki sözlerini anımsattı.
Her şeyin senaryo planlamasına bağlı olduğunu vurgulayan Kotler, "İyimser senaryo atılımcı olur. Kötümser senaryoya inanırsanız çok fazla atılım yapmamak daha doğru. Nasıl temkinli ve atılımlı olunabilir noktasında, her şirket kendi kararını kendisi verecek. Çok fazla şirket temkinli olursa bu da resesyona neden olur. İş dünyasının tavrı, önümüzdeki dönemin iyi mi, kötü mü olacağında belirli olacak." diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE BİLGİSAYAR VE YAPAY ZEKAYI İYİ KULLANAN BİR GENÇ NESİL VAR"
Prof. Dr. Philip Kotler, ülkesinde öğrencilerin yüzde 25'inin mezun olduklarında kendi şirketini kurmak istediğini belirterek, Türkiye'de de öğrencilerin global olarak düşünmesinin teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.
Her şirketin krizlerden mutlaka etkileneceğini, ancak krizlerin bir fırsata da dönüşebileceğini anlatan Kotler, "Robotlar, yapay zeka kriz yapabilir. Bazı kişiler işinden olabilir. Sektörler bitebilir. Daha iyi bir iklim, daha iyi bir gezegen için imkanların olması lazım. Bunların yerine güvenli yakıtlara eğilim olacak. İşin gerçeği şu: Birçok yeni sektör çıkacak. Rüzgar, güneş enerjisi gibi." değerlendirmelerini yaptı.
Kotler, Türkiye'de bilgisayar ve yapay zekayı iyi kullanan bir genç nesil olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Buna dayanarak işlerini geliştirebilirler. Benim ülkemdeki gençler bir yerde çalışmak değil, kendi şirketini kurmak istiyor. Aslında çoğu şirket akıllı, gençleri teşvik ediyor. Şirketlerin belki kendilerinin ne yaptıklarını düşünmeleri gerekiyor. Kişileri nasıl teşvik edebilirler, buna önem vermeliler. Toyota'yı örnek verdiler. Herkes Toyota'yı çok seviyor. Çünkü şirket onları çok önemsiyor ve doğru muamele ediyor."
"İSTANBUL ÇOK ÖZEL VE ÇOK GÜÇLÜ BİR MARKA"
Prof. Dr. Kotler, İstanbul ve Türkiye'nin çok özel ve güçlü bir marka olduğunu vurgulayarak, "ABD'li dostlarımla konuşuyorum; Paris'e gitmekten sıkıldılar. İtalya'ya da gidebilirler ama buraya gelmek istiyorlar. İstanbul çok özel bir marka ama markanızı bir satışçı gibi pazarlamanız gerekiyor. Türkiye hakkında kısa ve öz mesajınız olmalı. İstanbul'dan sevgilerle gibi." şeklinde konuştu.
Brüksel örneğini veren Kotler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biraz para ayırdılar. ABD'li gazetecileri bir hafta ağırlayıp şehirde gezdirdiler. Onlar da ülkelerine döndüklerinde gazetelerinde yazdılar ve turistler Brüksel'e akın etti. Sizin de gazetecileri buraya çağırmanız lazım. New York Times'da yazılarınızın çıkması lazım. Böylelikle buraya gelen turist sayısı iki katına çıkacaktır. Bu benim İstanbul'a bu beşinci gelişim. Turist olarak da gelmeyi isterim."
Kotler, etkileyici bir marka olarak gördüğü İrlanda'nın pazarlama bakanlığı kurduğunu belirterek, "Bence her ülkenin bir pazarlama bakanlığı olmalı. Belki ticaret bakanlığının altında bir birim de olabilir ama birine bu konuda bir sorumluluk verilmeli." önerisinde bulundu.
"TRUMP, EGOİST, BENCİL BİR ADAM VE HİÇBİR ŞEY BİLMİYOR"
Prof. Dr. Kotler, ülkeleri hedef almanın, gümrük tarifelerini yükseltmenin ABD'yi başarıya götürüp, götürmeyeceği sorusu karşısında, şunları söyledi:
"Trump pek çok bakımdan çok çelişkili bir kişi. Şu anda ABD'yi tamamen böldü. Ülkenin yarısı onu başkanlıktan indirmek ve cezalandırmak istiyor. İnsanların yüzde 40'ı ise onu destekliyor, onunla eğleniyor. Egoist, bencil bir adam ve hiçbir şey bilmiyor. Herhangi bir şey okumuyor ve kimseyi dinlemiyor. O bu dünyada yaşamıyor, kendi zihninde yaşıyor. Sürekli duvarlar örüyor ama insanlar paraşütlerle, dronlarla gelecek. Öyle bir dönüşüm olacak ki... Trump geçici. Eğer demokratlar doğru adayı bulursa 2020'de gidecek. Ben Michael Bloomberg'i beğeniyorum. New York'u yönetti. Trump bir iş adamıydı ama şirketini çok kötü yönetiyordu. Örneğin Starbucks'ı yöneten kişinin ABD'yi yönetmesini isterim."
"TÜRK GENÇLERİNİN İHTİYACI OLAN RÜZGARI KOTLER İLE ESTİRDİK"
İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise Kotler'in, Dünya Pazarlama Zirvesi'nin kurucusu, zirvenin de küresel pazarlama profesyonellerinin en prestijli platformlarından biri olarak kabul edildiğini bildirdi.
Zirvenin 7 yıl önce kurulduğunu, daha önce Japonya, Kanada, Bahreyn, Güney Kore gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenlendiğini hatırlatan Avdagiç, şunları kaydetti:
"İstanbul'daki zirve kapsamında 4 binden fazla kişiye yüz yüze, on binlerce kişiye ise İTO'nun web sitesi ve sosyal medya hesaplarından canlı yayınla ulaşıldı. Bana göre bu zirvenin en önemli getirisi pazarlamanın sahne ışıklarının, yeniden İstanbul'un üzerine yönelmesi oldu. Pazarlamanın evrensel kurallarını yazan Philip Kotler gibi bir ismi ağırlamak, İstanbul'a yeni bir ufuk ve vizyon kazandırdı. Türk girişimcisinin, Türk gençlerinin küresel nitelikte markalar tasarlaması için bir rüzgara ihtiyacı var. Bu rüzgarı da Mr. Kotler ile estirdiğimizi düşünüyorum. Eminim ki Mr. Kotler'i gören, marka konusunda onu dinleyenler arasından geleceğin markalarını tasarlayacak birçok genç çıkacaktır."
Avdagiç, İTO olarak pazarlamanın geleceğini, teknolojik gelişmelere ve dijital çağa uygun bir şekilde kendini yenilemesinde gördüklerini aktararak, "Türkiye pazarlamada kritik bir eşiktedir. O da şudur: Ya çağın beklentilerine uygun bir şekilde üretim anlayışımızın odağına markalaşmayı sokacağız ve buradan yürüyeceğiz ya da pazarlama tuzağının içinde dönüp duracağız. Dolap beygiri gibi dönüp durmaktan kurtulup roket hızına kavuşmalıyız." tespitinde bulundu.
"Bizim sadece, kompleksli yaklaşımları bir kenara koyup hedeflerimizi büyütmeye ihtiyacımız var" diyen Avdagiç, "En değerli 100 markamızın hepsini toplasanız bir Amazon etmiyor retoriğinden kurtulmalıyız. Pazarlamanın ham maddesi markaysa İstanbul ve Türkiye'de, dünyanın en değerli markalarını oluşturacak zengin ham madde kaynakları var." ifadelerini kullandı.