İngiliz Sterlini'nin tahtına 1925'ten itibaren göz diken ABD Doları, 1944'te Bretton Woods uluslararası para sistemiyle 'kapitalizmin yeni gözdesi' olmasıyla, dünya merkez bankalarının uluslararası rezervlerin yüzde 77'sini oluşturan döviz rezervlerinin yüzde 85'ine hâkim olmayı bildi. Ancak, Soğuk Savaş'ın son 12 yılı dolara yaramadı ve 1991'de rezervlerdeki ağırlığıyüzde 46'ya kadar düşmüştü.
Soğuk Savaş'ın bitişi, ABD'yi küresel 'ekonomi-politik'te 'tek kutup' olma noktasına taşıdı ve 'tek kutuplu' bir dünyada oluşturulacak 'yeni dünya düzeni' yine 'Doların İmparatorluğu'nda yürümeliydi.
ABD kendi parasının küresel rezervlerdeki ağırlığını yeniden yüzde 72'ye çıkarmayı başardı. Ancak, 2008 küresel finans kriziyle, doların prestiji sarsıldı ve 2012'de dünya merkez bankalarının rezervlerinde payı yüzde 60.2'ye geriledi. Doların rezervlerdeki payı 2014'te yüzde 64.6'ya yükselmiş olsa da, bugün yeniden 62.5'e gerilemiş durumda.
Yani, Trump Yönetimi ve Hazine Bakanı Mnuchin'in ticaret ve kur savaşlarıyla, doları bir 'tehdit mekanizması' olarak kullanması ters tepmiş durumda.