Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bu yıl 45 bin 102 ürünün denetime tabi tutulduğunu belirterek, "Bu ürünlerin 33 bin 217'sinin teknik mevzuata uygun olduğunu, yaklaşık yüzde 25'lik orana tekabül eden 12 bin ürünün ise teknik mevzuata uygun olmadığını tespit ettik." dedi.
Bakan Varank, KOSGEB'de Ürün Güvenliği Haftası dolayısıyla düzenlenen etkinlikte, düdüklü tencereden set üstü ocağa, şarj aletinden ütüye, yangın söndürme tüpünden lambaya kadar piyasadan toplatılan güvensiz ürünleri inceleyerek, yetkililerden bilgi aldı. Bakanlığın 81 ilde 800'den fazla denetçiyle piyasa gözetim ve denetimi yaptığına işaret eden Varank, "Bu, bakanlığımızın önem verdiği bir çalışma. Bu ürünler, hem vatandaşlarımızın cebine hem de sağlığına zarar verebilecek nitelikte." diye konuştu.
Belgesi olmayan ürünleri almamaları konusunda vatandaşlara tavsiyede bulunan Varank, bir sorunla karşılaşılması halinde bakanlıkla irtibata geçilmesini, Alo 130 İhbar ve Şikayet Hattı ya da CİMER üzerinden de kendilerine ulaşılabileceğini söyledi.
"BİN 500'DEN FAZLA ÜRÜN GRUBUNU TİTİZLİKLE DENETLİYORUZ"
Varank, açılış töreninde yaptığı konuşmada da vatandaşların tehlikeli ya da kalitesiz ürünler kullanmasını engellemek için çok hassas davrandıklarını, bakanlık olarak bin 500'den fazla ürün grubunu büyük bir titizlikle denetlediklerini bildirdi.
Denetimlerde asansörlerden elektrik-elektroniğe, otomotivden basınçlı ekipmanlara, makinelerden gaz yakan cihazlara kadar birçok ürünün teknik düzenlemelere uygun olup olmadığını tespit ettiklerini vurgulayan Varank, vatandaşların can ve mal güvenliğini temin ettiklerini, aynı zamanda ürün piyasasının kalitesini koruduklarını dile getirdi.
Varank, ürün güvenliğinin sağlanmasının birçok bakanlık ve kamu kurumunun ortak görevi olduğunu ifade ederek, bu konuda piyasa gözetimi ve denetimini etkin, verimli ve işlevsel hale getirmek için ciddi çalışmalar yürüttüklerini anlattı.
"EN BÜYÜK DENETİMCİ VATANDAŞLAR"
Varank, bu alanda güçlü bir mevzuat yapısına da sahip olunduğunu belirterek, "Mevzuatımızın çoğunluğunun AB ile uyumlu olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Ürün gruplarının denetimine ilişkin laboratuvar altyapımızda da oldukça donanımlıyız. Bilgi teknolojilerini aktif kullanarak denetim performansımızı üst seviyede tutmaya çalışıyoruz. Bu anlamda güçlü bir veri tabanımız bulunuyor." ifadesini kullandı.
Piyasada yer alan güvensiz ürünlere karşı en önemli dayanağın tüketiciler olduğuna dikkati çeken Varank, şöyle devam etti:
"Vatandaşlarımızdan da isteğimiz, bakanlığımızca toplatılmasına karar verilen, üzerinde CE işareti gibi zorunlu olarak kullanılması gereken işaretleri taşımayan, kullanma kılavuzu Türkçe olmayan ürünleri satın almamalarıdır. Güvensiz ürünlere karşı en büyük denetimci ve gözlemci vatandaşlarımızdır."
Varank, güvensiz olduğu için toplatılan ürünlerin listesine bakanlığın internet sitesinden ulaşılabileceğini vurgulayarak, söz konusu sitenin daha kullanıcı dostu hale getirilmesini istedi.
178 ÜRÜNE "GÜVENSİZLİK" KARARI
Üreticilerin de piyasaya sunacakları ürünlere ilişkin temel gereklilikleri bilmeleri gerektiğine işaret eden Varank, bunun yerli piyasadaki ürünlerin güvenliği kadar, ihraç edilecek mallar için de önem taşıdığını, bakanlığın üreticileri bu konuda bilgilendirmek için mevzuat dahilinde gereken tüm kolaylıkları sağladığını söyledi.
Varank, yerli üreticinin, güvensiz ithal ürünler nedeniyle haksız rekabete karşı korunması konusunda da çok hassas olduklarını ve bu konuda Ticaret Bakanlığı ile etkin bir iş birliği yürüttüklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"2018 yılı boyunca yaptığımız denetimlerde 45 bin 102 ürünü denetledik. Bu ürünlerin 33 bin 217'sinin teknik mevzuata, yaklaşık yüzde 25'lik orana tekabül eden 12 bin ürünün ise teknik mevzuata uygun olmadığını tespit ettik. Aykırı ve uygunsuz çıkan ürünler için idari para cezası uyguladık. 178 ürün hakkında güvensizlik kararı vererek, bunları piyasadan topladık. En çok toplatılan ürünler, şarj cihazları, kablo, ani su ısıtıcı, saç kurutma makinesi, elektrikli ocak gibi ürünler oldu. Vatandaşımızın sağlığıyla, güvenliğiyle ve cüzdanıyla oynayanları affetmedik, bundan sonra da affetmeyeceğiz."
"TÜRK MALI DAMGASI ONURUMUZDUR"
Küresel ticaret savaşları, gümrük vergileri ve tarife dışı engellerin piyasa gözetimi ve denetimini bir milli menfaat aracına dönüştürdüğünü ifade eden Varank, piyasayı denetleme ve gözetlemenin milli bir görev ve sorumluluk olduğunu, denetlenmeyen ürün gruplarına bakanlığın denetimlerinde de daha çok yer vereceklerini, sektör ve ürün çeşitliliğine giderek denetim risk haritasını güncel tutacaklarını dile getirdi.
Varank, Türkiye'ye en çok güvensiz ürünün girdiği ülkelerle iş birliği mekanizmasını işler tutacaklarını ve Türk ürünlerinin uluslararası piyasalarda herhangi bir engelle karşılaşmadan dolaşmasını önemli bir iktisadi araç olarak kullanacaklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Türk Malı damgası bizim onurumuzdur. Türk malı imajını, tüm paydaşlarımızın katkısıyla güçlendireceğiz, bunun tüm dünyada kalite ve güvenlikle birlikte anılmasını sağlayacağız. Ülkemizin ekonomik kalkınmasının, etkin bir piyasa gözetimi ve denetimi sistemi olmadan eksik kalacağını düşünüyoruz. Ülkemizde yıllık denetim rakamlarına bakıldığında birçok ülkeden daha fazla denetim yapıldığı görülmektedir."
PİYASA GÖZETİMİ VE DENETİMİNDE YENİ MODEL
Bakanlığın yeni bir piyasa gözetimi ve denetimi modeline geçtiğini ifade eden Varank, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinde, denetim ayağından çok gözetim ayağının etkin çalışacağı yeni bir model belirlediklerini söyledi.
Varank, denetimlerin niceliğinden çok niteliğini artırıp piyasanın uygunluk seviyesini yükselteceklerine dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Bakanlık olarak, 2019 itibarıyla uygulayacağımız 3 strateji ve bu stratejileri hayata geçirmek üzere 17 eylem planladık. İlk olarak uygunsuz ürünün kaynağında engellenmesi için proaktif piyasa gözetimi yaklaşımını benimsedik. Üreticilerimize, ithalatçılarımıza ve ihracatçılarımıza yönelik teknik mevzuat ve standartlar konusunda bilgilendirme, bilinçlendirme ve rehberlik yapma faaliyetlerine ağırlık vereceğiz. İkinci stratejimiz piyasada denetim etkinliğinin artırılmasına yönelik, bütüncül, sürekli iyileştirmeye ve veriye dayalı bir yaklaşım hayata geçirmek olacak. Üçüncü stratejimizle teknik mevzuata uygun faaliyette bulunan üreticilerimizin haksız rekabete karşı korunmasına yönelik, merkezi planlamaya dayalı etkin denetim tedbirleri alacağız."
Yeni stratejilerle dünyada değişime uyum sağlayan ve milli menfaatleri gözeten yeni bir piyasa gözetimi ve denetimi anlayışını benimsediklerine dikkati çeken Varank, altyapısı güçlü, güvenilir, saygın bir gözetim ve denetim otoritesi oluşturacaklarını, merkezi planlama, dijitalleşme ve sistem entegrasyonuyla denetim süreçlerini sadeleştirip daha etkin yöneteceklerini bildirdi.
"SÜREKLİ İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR"
Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Mehmet Bozdemir de Türkiye'de ürün güvenliği alanındaki yapısal dönüşümün ülkenin Gümrük Birliği'ne katılmasıyla başladığını belirterek, "Malların serbest dolaşımı ilkesi kapsamında piyasaya arz edilen ürünlerin ortak pazarda engelsiz bir şekilde dolaşabilmesi için en önemli şartlardan biri ürünlerin insan ve çevre için bir tehdit oluşturmamasıdır." dedi.
Genel Müdürlüğün, güvenli ürün arzını sağlamak amacıyla sorumlu olduğu ürünlerin piyasadaki denetim faaliyetlerini yerine getirdiğini kaydeden Bozdemir, Bakan Varank'ın ortaya koyduğu vizyon çerçevesinde gözetim ağında teknik kapasitenin artırılması ve sürekli iyileştirme çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Bozdemir, Ürün Güvenliği Haftası'nın bu yılki temasının "Yerli üreticilerin, ithalatçıların ve dağıtıcıların teknik ve mevzuatlar konusunda farkındalığını ve bilgi düzeyini geliştirmek ve tüketicilerin ürün güvenliği konusunda bilinç düzeyini artırmak" olarak belirlendiğini aktardı.
Açılış konuşmalarının ardından Ürün Güvenliği Mevzuatının Ekonomik Aktörlere Etkisi Paneli düzenlendi.