Kurdaki hareketlilik, pek çok ezberi bozduğu gibi, değer üretmeyen süreçleri belirgin kılmakla kalmayıp, unuttuğumuz kabiliyetlerimizi de hatırlamamızı sağladı.
YENİDEN ÜRETİR HALE GELDİK
Dış açığın 9.5 yılın dibinde olmasını hafife almayın... Finansmanın bol olduğu dönemde har vurup harman savuranlarımız, tırmanan döviz ile davranışlarını gözden geçirir oldu. Çin'den ucuzu geliyor diye üretmekten vazgeçtiğimiz ara mamulleri yeniden üretir hale geldik.
KENDİLERİNE ÇEKİ DÜZEN VERDİLER
İthalatın böylesine pahalı olduğu dönemde, ihracata dayalı endüstrilerin, kendilerine çeki düzen vermesi zaten kaçınılmazdı. Nitekim şimdi bunu yapıyorlar. Zaten her 100 $'lık ithalatiçin ortalama 65 $'lık ithalat mecburiyetimiz bunu zorunlu hale getiriyor.
İşte ekonomideki balata gerçeği>>
BALATADAN SÖZ EDECEĞİM
Benim üzüldüğüm, "burada üretilmişi var" kolaycılığıyla üretmekten vazgeçenlerimizin kısa vadeli bakışlarıyla oluşan ülke zararına dairdir. Yığınca örnek var ama ben birini seçtim, size balatadan söz edeceğim.
Balata deyip geçmeyin. Her frene bastığınızda aşınan, ithalatına yılda 1 milyar $ ödediğimiz fren sisteminin değişen parçasıdır bu. Ne ilginçtir ki bunu ve fren aksamlarını biz üretiyorduk. Efendim yabancıdan daha ucuza geliyor, zaten kurlar da uygun diyerek vazgeçtik.
GAZA BASARKEN DE FRENE BASARKEN CARİ AÇIK YAPIYORUZ. ŞİMDİ BUNU KAPATMA VAKTİ
Tuhaftır, gaza basarken yakıt üzerinden cari açık yapıyoruz. Frene basarken de balata üzerinden cari açık yapıyoruz. Otomobilin zaten çoğu parçası cari açık... Peki, madem döviz arttı ve hadi biz de akıllandık diyelim, neden balata üretemiyoruz?
Balata ve fren sistemi üretme kabiliyetimizi hatırlasak dahi, sırf akreditasyon ve fren test merkezi gereğinden dolayı, kolay değil bu işler... Dövizin tırmanmasıyla birlikte belki de kaybettiğimiz veya ihmal ettiğimiz alanları yeniden keşfetme mecburiyetimiz olacak ve bu da bizim için çok iyi olacak.