Sağlık
sektörüne yönelik yatırımlarıyla hükümetten "süper teşvik" belgesi alan Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Alvimedica Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Alaton, "Türk malı seferberliği" başlatma çağrısı yaptı. Yaşadığımız ekonomik sıkıntıların kendisinde ciddi bir farkındalık yarattığını söyleyen Leyla Alaton'la yerli üretimin ülkeler için önemini ve yatırım planlarını konuştuk:
Kur hareketiyle piyasalarda yaşanan tabloyu nasıl yorumluyorsunuz?
Bu sayede çevremde de bende de müthiş bir uyanma oldu. Aldığım ürünün menşeini sorguluyorum, nerede üretildiğine bakıyorum. 'İtalya'da dizayn et, Çin'de ürettir, Türkiye'de sat' devri kapanmalı. Bunu reddediyorum.
Farkındalığın bir sonraki aşaması ne olmalı?
Alışveriş yaptığımız yerlere 'Türkiye'de üretilmiş ürün var mı?' diye sormamız lazım. Burada bizim tüketici olarak sorumluluklarımız devreye giriyor. Satıcıyı Türk malını alıp rafına koymaya zorlamalıyız. İç çamaşırını hatta eşarbı bile ithal alıyorsak çok yazık. Biz bir tekstil ülkesi olarak bunu yapamıyor muyuz?
Global markalara karşı mısınız?
Elbette değilim... Sadece adil bir karışım istiyorum. Global markaların lokal sorumlulukları olmalı. Ben bir global markanın ürününü almaya gittiğimde ülkeme yaptığı katkıyı görmek istiyorum. Türk insanının ürettiği, mühendislik bilgisinin içinde olduğu, ülkemde istihdam yaratan firmadan alışveriş yapmak istiyorum.
Proje Bazlı Teşvik aldığınız Alvimedica ile ilgili yatırım planlarınız neler?
Teşvikten faydalanan tek kadın olmaktan gurur duyuyorum. Son derece destekleyici bir durum. Bu teşvik için 2 yıl çalıştık. Bunlar öyle yoldan geçenlere verilmedi. Çatalca'daki fabrikamızda stent, kateter ve balon üreterek 80 ülkeye satıyoruz. Maalesef kendi ülkemizde satamıyoruz. Türkiye'de medikal pazarın yüzde 95'i ithal ürünlerin kontrolünde. Amerikan şirketlerin verdiği fiyatın altına inmemiz mümkün değil. Çünkü o şirketler bir hastaneye 50 kalem, ben 3 kalem mal satıyorum. Verdiği fiyatla beni alaşağı edebiliyor. Bu bir güç ve hacim meselesi. Üretimimizin tamamını ihraç ederek ülkemize döviz kazandırıyoruz.
PAZARDAN ALIŞVERIŞ YAPIYORUM
Daha
çok kadınların işlettiği yeşil e-Ticaret sitelerine sipariş verdiğini belirten Leyla Alaton, meyve ve sebzesini Sarıyer'de semt pazarından aldığını anlattı. Alaton, şöyle devam etti: "Alışveriş torbamı evden götürüyorum. Ben savaş görmüş bir anne-babanın çocuğuyum. Zaten hiçbir zaman savurgan olmadım, çocuklarımı da öyle yetiştirmedim. Savurganlığı, heba etmeyi sonradan görme ve yeni zengin davranışı olarak buluyorum. Rahmetli babam İshak Alaton da hiçbir zaman paraya güç atfetmedi. Çok vizyoner, vatansever bir insandı."
HIRVATİSTAN'DA HASTANE AÇACAĞIZ
Hırvatistan'da
hastane yatırımı
için Türkiye'den
bir hastane grubuyla
sözleşme
aşamasında
olduklarını söyleyen
Leyla Alaton,
"Onlarda özel
hastane konsepti
olmadığı için ciddi
bir pazar var. 100
yataklı bir hastane
planlıyoruz.
Estetik ağırlıklı
olabilir. Orada
modeli iyice
oturttuktan sonra
başka pazarlara
açılmayı düşünüyoruz.
Ancak
asıl işimiz Türkiye'de
üretim olacak"
dedi.
İNSANIMIZ ŞIMARIK İŞ BEĞENMİYOR
İstihdamla ilgili planlarınız neler?
Biz eleman çıkarmıyoruz, alıyoruz. TUİK'le çalışıyoruz. Çalışanlarımıza çok iyi şartlar sunuyoruz. Ancak insanımız biraz şımarık, iş beğenmiyor. Ama unutmayalım şımarık olan evde oturur. Misal bizim şirketimizde erkekler bone takarak çalışmak istemiyor. Kadınlar daha uyumlu. En motive çalışanlar ise boşanmış ve çocuklu kadınlar. Türk dizilerinde kadın imajı bir parazit. Bunu yazan senaristler de maalesef çoğunlukla kadın. Bir eve iki maaş girmiyorsa denge bozulur...
İKİNCİ FABRİKADA SONA GELİNDİ
Sağlıkta, Çatalca'da yatırımı süren ikinci fabrikalarında yılbaşında üretime geçeceklerini belirten Alaton, kapasitelerinin yüzde 100 artacağını ifade etti. Alaton, "Diyabet hastalarında daha iyi çalışan ilaçlı stenti ilk defa yapacağız" dedi.