Banka dışı finans kesimini çatısı altında toplayan Finansal Kurumlar Birliği (FKB) bünyesinde faaliyet gösteren faktoring sektörü, yılın ilk 6 ayında yüzde 30'un üzerinde büyüme kaydederken cirosunu da 40 milyar doların üzerine taşıyacak. Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü Dr. Şeref Oğuz'un da katıldığı, a Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner'in Finansın Merkezi programına katılan Finansal Kurumlar Birliği Başkan Vekili Çağatay Baydar ve Döktaş Dökümcülük CFO'su Sibel Binici, sektörün ticaretin çarklarının dönmesinde önemli bir görevi yerine getirdiğini bildirdi.
"TİCARET VRASA BİZ VARIZ"
Faktoring sektörünün 2018'in ilk 6 ayında yüzde 30'un üzerinde büyüme kaydettiğini ifade eden FKB Başkan Vekili Çağatay Baydar, "Aktiflerimiz yüzde 35 büyüdü. Bu şu demek, Türkiye faktoring sektörünün cirosu yaklaşık 200 milyar yani 40 milyar doları geçecek" dedi. Alacakların yüzde 50'sinin vadesinde tahsil edilemediğini aktaran Baydar, "Tahsil edilemeyen alacak batıyor. Bu çok ciddi bir rakam. Biz faktoring sektörü olarak bu paraların batmasını engelliyoruz. Ülkenin ve KOBİ'lerimizin özkaynağının kaybını engelliyoruz. Dolayısıyla bu da şirketlerin maliyetlerini azaltıyor" dedi. 2017 ve 2018'de şüpheli alacak ve karşılıksız çeklerle ilgili olumlu bir tablo olduğunu söyleyen Baydar sözlerine şöyle devam etti: "Karşılıksız çek oranları yüzde 7-8'ler seviyesinden yüzde 2'ye düştü. Enflasyona ve ekonomiye destek vereceğimize inanıyoruz. Ticaret olduğu müddetçe, KOBİ'lerimizi ve ülke ekonomisini büyütmeye hazırız. 60 şirketimiz ile faktoring sektöründe ihracata, ithalata ve iç piyasada garantili işlemlere ve tahsilatlara talibiz. Dünyada lideriz ve faktoring sektörünü biz yönetiyoruz. Ülkemizin ticaretine katkıda bulunmak, enflasyonu ve döviz kurlarını düşürmeyi ve KOBİ'leri büyütmeyi bir görev sayıyoruz."
EKONOMİ GÜÇLENECEK
Yeni hükümet sistemiyle birlikte daha hızlı ve güçlü karar süreçlerinin ortaya çıktığını aktaran Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü Şeref Oğuz, "Ekonomide de yeni bir döneme girdik. Yeni sistemle birlikte öncelikli olarak ekonomi reformları gündeme getirildi" açıklamasını yaptı. Türkiye gelirinin yüzde 5'inin ihracattan geldiğini ifade eden Oğuz, "Yeni dönemde faktoring sektörünün de yeni bir vitese geçmesi gerekiyor. Bu hizmeti bilmeyenler alamıyor ve özellikle yeni ihracatçıların bu hizmeti bilmesi noktasında Türkiye İhracatçılar Meclisi'yle çok daha etkin programlar yapılabilir diye düşünüyorum. Ticaretin finansmanının özellikle ihracatın finansmanı olması noktasında Türkiye elde ettiği bu fırsatı tanıtmalı ve yeni bir vitese geçmeli" dedi.
İHRACATA FAKTORİNG DESTEĞİ
İç piyasadaki kısmi ekonomik daralmanın ihracatla dengelenebileceğini ve faktoring sektörü olarak ihracatta çok önemli bir oyuncu olduklarını vurgulayan Çağatay Baydar, "Dünya çapında başarılıyız ve ürünümüzü ihracatçıların menfaatine olacak şekilde kullandırıyoruz. Biraz ihracat ağırlıklı büyümenin desteklenmesi içinde faktoring sektörünün anahtar rol oynayacağına inanıyoruz" şeklinde konuştu. Enflasyonun tetikleyicileri arasında döviz kurlarının önemli rol oynadığına değinen Baydar, "Kurlardaki artışı durdurmak ve dövizi biraz geri çekmek enflasyonun düşmesinde rol oynayabilir. Türkiye'nin 150-160 milyar dolar ihracatı peşin olarak yapılan bir ihracat değil. Dolayısıyla Türkiye'nin dış piyasalardan 40 milyar dolar alacağı var. Bir tekstilcinin yurtdışındaki firmadan 3-4 aylık alacağı var. Bu alacakları faktoring şirketleri erken getirdiği takdirde döviz arzı sağlarsak ve döviz talebinin önünü kesersek dövizde bir düşmeye yol açabilir" dedi.
ALGININ DEĞİŞMESİ GEREK
Faktoring algısının değişmesi ve daha fazla tanıtılması gerektiğini söyleyen Sibel Binici sözlerini şöyle sürdürdü: "Faktoringi bugüne kadar tefeci gibi gösteren ve zorda kalan kişinin faktoringe girdiği gibi bir algı vardı. Faktoring sadece ihracat ayağında değil, şirketlerin işletme sermayesi ihtiyacında da finansman sağlıyor. Faktoringin gerek sanayi odaları gerek Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafında anlatılması gerekiyor. Böylece bankalar da biraz daha rahatlatılabilir. Finansman ihtiyacı olunca ilk banka akla geliyor ama bankalardaki kredi sıkışıklığını engellemek amacıyla alternatifleri ne kadar geniş tutarsak hem ihracata hem de enflasyona fayda sağlayabiliriz. Türkiye'nin büyümesi için üretimin artması gerek. Üretim artarsa, ihracatla birlikte KOBİ de büyüyecek, istihdam artacak. Kilit nokta üretim ve yeni dönemde de bunun üzerinde durulacağına inanıyoruz."
KAYNAKLAR SÜREKLI
Faktoring kaynaklarının sürekli ve sürdürülebilir olduğunu ifade eden Sibel Binici, "Biz geçmişte şirket olarak önemli bir kriz dönemi geçirdik. Bu krizde çok şanslıydık ki faktoring enstrümanına daha önceden girmiştik. Çünkü bankalar kriz döneminde ipotekleriniz dolu olduğu için kredi vermekte zorlanıyorlar. Ancak faktoring kaynağı sürekli ve sürdürülebilir kaynak ve şirketin sürdürülebilirliği için ihtiyacınızı karşılıyor" değerlendirmesinde bulundu.
ALGI OPERASYONU ÇÖKTÜ
Türkiye ekonomisi üzerine yapılan algı operasyonlarının başarısız olduğunu dile getiren Şeref Oğuz, "Algı operasyonları neden yapılır ona bakmak lazım. Eğer siz alacağınız ürün değerliyse ve siz onu ucuza almak isterseniz onu karalar, yerden yere vurur ve değersiz kılmaya çalışırsınız. Özellikle dövizin ve borsanın çok fazla dalgalandırılmasında gördüğümüz gibi ucuzlatılmış kaynak ve şirketlere el koymak istersiniz. 71 bin ihracatçımız var. Yeni Türkiye ile bu sayının 100 binin üzerine çıkacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE SEKTÖRDE DÜNYADA BİRİNCİ
Türkiye'nin faktoring dünyasının lideri olduğunu ifade eden Şeref Oğuz sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya Faktoring Organizasyonu (FCI) Amsterdam'da 400 konuğa ev sahipliği yaptı. Farkındalığı artırma noktasında ticaret sanayi odalarının ve odalar birliğinin 1 milyon 300 bin üyesiyle beraber böyle bir enstrüman olduğunu veya yasa koyucuların finansman kuruluşlarıyla verilen hak ve imtiyazları uygulamaları ve eski algılarla hareket etmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Altın yumurtlayan tavuktan bir avuç darıyı esirgemeyerek sektöre, ihracatçılara ve KOBİ'lere yeni bir hizmet penceresi açabiliriz. Faktoring yoğun bakım ünitesiymiş gibi görülüyor hâlbuki günlük beslenme. Türkiye yeni bir yola girdi, bu yolda herkes yürümedikçe ülkeyi yarına taşımak sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın veya hükümetin yapacağı bir şey değil. Faktoring sektörü, müşteriler, bankacılık sektörü ve bizler bu farkındalığı artırarak yeni enstrümanlar ile hep birlikte ülkemizi yarınlara taşıyabiliriz."
KOBİ'LERE CAN SUYU VERİYORUZ
Çok uygun maliyetlerle alacakları finanse edip KOBİ'lere can suyu verdiklerini söyleyen Çağatay Baydar, "KOBİ'ye can suyu vereceğiz, nakit akışını dengeleyeceğiz, stok yapmasını saplayacağız ve döviz arzı sağlayacağız. Dolayısıyla burada enflasyona bir darbe vurmuş olacağız. Ayrıca ihracatçımızın hacimlerini artırmasını sağlayacağız. Bizim ihracatçılarımız yurtdışında bilmediği alıcılara vadeli mal satmak istemiyor. Hâlbuki biz 90 ülkede ihracatçıların bilmediği alıcılara garanti verebiliyoruz. Bilinmeyen alıcıları garantiliyoruz, alacakları tahsil ediyoruz ve finansman sağlıyoruz. Döviz kazandırıcı faaliyetlerde büyüdüğümüz takdirde ekonomik büyümeyi hızlandırabiliriz" değerlendirmesini yaptı.