Ekonomide tarihinin en büyük başarılarına imza attığı Mayıs 2013'ten bu yana Gezi ile başlayıp 15 Temmuz darbe girişimi ile fiili işgal operasyonuna kadar devam eden sayısız saldırıyı püskürten Türkiye, seçim öncesi bir kez daha hedef tahtasına oturtuldu. Tetikçi kredi derecelendirme kuruluşlarının 7 Mart'ta başlayan 1 Mayıs'ta devam eden not indirimleriyle birlikte yaratılmaya çalışılan kriz algısı dün tam bir meydan okumaya dönüştü.
LONDRA'DAN PERVASIZ SALDIRI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında "AK Parti altı sıfır atarak parasını itibarlı hale getirdi. Ekonomide rasyonel bir tabanı olmayan, tamamen kur saldırısının önüne geçmek için projelerimiz var" açıklamasını yaptığı anda 4.27 TL'den 4.30'a çıkartılan dolara rekor kırdırıldı. Londra kaynaklı hacimsiz işlemlerle yapılan operasyonun zamanlaması, Türkiye'ye yönelik saldırının pervasızlaştığının açık bir göstergesi oldu.
FAİZ LOBİSİ KAZANIYOR
ABD'de faizlerin artacağı beklentisi gelişmekte olan tüm ülkelerin para birimlerinde kayıplara neden olurken, dün Rus Rublesi ile TL yine hedef tahtasındaydı. Yeni dünya düzeninde aktif rol oynamaya çalışan Türkiye'yi dize getirme operasyonunun finansal tetikçileri ve yerli işbirlikçileri seçim öncesinde ekonomiyi karıştırmak için elinden geleni yaparken, sıkılan her kurşun faiz lobisinin ekmeğine yağ sürüyor. Geçen perşembeden bu yana 10 yıllık tahvilin faizi 1 puandan fazla artarak yüzde 13.9'a çıkarken, 2 yıllık gösterge kağıdın faizi de yüzde 15.5'e yükseldi.
MERKEZ BANKASI'NA BASKI
Yapılan
operasyonun bir diğer amacı da, tıpkı Ocak 2014'te olduğu gibi Merkez Bankası'nı olağanüstü toplantıya zorlayıp yüksek faiz artırımı yaptırmak. Geçen hafta faizi 75 baz puan yükselten Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu normal toplantısını 7 Haziran'da gerçekleştirecek. Gezi olaylarının başladığı Mayıs 2013'ten bu yana 10 yıllık tahvilin faizi iki kattan fazla artarken, Türk Lirası yüzde 56 değer kaybetti. Bu dönemde Ruble de yüzde 50 düştü.