Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı" çerçevesinde bir otelde düzenlenen "Türkiye Otomotiv Tedarik Sanayi Zirvesi"nde konuştu.
Özlü, otomotivde yeni bir dünya düzeni kurulduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Bugün ile mukayese edilemeyecek kadar farklı bir araç dünyası geliyor. Konvansiyonel, yani içten yanmalı, klasik araç dünyasının sonuna geldik. Fransa, Almanya, Norveç, İngiltere, Kanada gibi ülkeler yakın gelecekte, benzinli ve dizel araçların kullanımını yasaklayacaklarını açıkladı. Ayrıca dünyanın en büyük otomobil pazarı olan Çin, sıfır emisyon planını açıkladı. Bu vizyon değişimiyle otomotiv dünyası yepyeni bir yöne kaymaya başladı. Çok sayıda teknoloji şirketi, otomotiv sektörüne girdi. Teknoloji şirketlerinin, otomotiv sektörüne girişiyle otomotiv sektörü, Ar-Ge faaliyetlerinin merkezine dönüştü. Her otomobil firmasının, aynı zamanda Ar-Ge firması gibi davranması, geleneksel üretim anlayışını kökünden değiştirdi. Dijitalleşme, teknolojiye ve otomotivin her parçasına dokunmaya başladı. Bundan sonra dijital dönüşüme yön verenler, otomotiv sektörünün geleceğini belirleyecektir."
Yeni otomotiv dünyasında elektrikli, otonom, internet bağlantılı, paylaşımcı araçların ön plana çıktığına işaret eden Özlü, "Yeni otomotiv dünyasının güçlü aktörlerinden bir olmak için trendleri doğru okumak, hazırlıklı olmak, planlarımızı buna göre yapmak durumundayız. Bu değişime ayak uydurmamız, sadece otomotiv dünyası için değil, Türk ekonomisinin geleceği için de son derece gereklidir." ifadelerini kullandı.
"ARTIK DAKİKADA 2 OTOMOBİL ÜRETEN BİR TÜRKİYE VAR"
Özlü, 2017 yılında bir önceki yıla göre, yüzde 20'lik artışla 1 milyon 143 bin adet otomobil üretildiğini hatırlatarak şunları kaydetti:
"Bunun anlamı şudur; artık saatte 130, dakikada 2 otomobil üreten bir Türkiye var. Ürettiğimiz otomobillerin yüzde 80'ini ihraç ediyoruz. Bu rakamlar, 50 yılı aşkın otomobil tecrübemiz sonucu ortaya çıkan rakamlardır. Daha önceleri sadece iç pazara yönelik araç üretilirken, şimdi ihracata yönelik araç üretiyoruz. Bu yapısal değişimin sonucu olarak hem ana hem tedarik sanayimizde, küresel ölçekte rekabet gücü olan bir Türk otomotiv sanayisi ortaya çıkmıştır. Otomotiv tedarik sanayisinde en büyük hedef, yeni teknolojilere uygun olarak yerlilik oranını artırmak ve ithal ara malı oranını azaltmaktır. Üretimde kullanılan ara malı ithalatını makul düzeylere çekeceğiz."
Otomotiv ana sanayisinin ithal malzeme oranının İngiltere'de yüzde 18, İtalya'da yüzde 13, Almanya'da yüzde 12, Japonya'da yüzde 6, Fransa'da yüzde 5, Güney Kore'de yüzde 1 düzeyinde olduğu bilgisini veren Özlü, "Ülkemizde ise bu oran, ortalama yüzde 50 civarındadır. İşte bu oran, 'Neden yerli otomobil yapıyoruz, yerli ve milli sanayi diyoruz?' sorusunun, en net cevabıdır. Bu şartlar altında bir aracın, neredeyse tümünü üretebilecek yetkinlikte olan Türk otomotiv tedarik sanayisini yerlileştirme politikası ile desteklemeye kararlıyız." dedi.
"CARİ AÇIK PROBLEMİNE KESİN ÇÖZÜM"
Özlü, Türk otomotiv sektörünün 50 yıllık birikimi ve donanımıyla gerekli öz güvene sahip olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu öz güvenin çok önemli bir göstergesi de hiç şüphesiz Türkiye'nin otomobilidir. Türkiye'nin yerli otomobili, sadece teknolojik bir ürün olmakla kalmayacak, bütün dijital trendlere de cevap verecektir. Yerli otomobil projesi, küresel aktör olma hedefimizin önemli bir parçası ve eşiğidir. Yerli marka otomobilimiz, yerli tedarik sanayimize de çok büyük katkı sağlayacak. Türkiye'nin otomobili, Türk otomotiv sektörüne sıçrama yaptıracaktır."